ويكيبيديا

    "تقديم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • etmek
        
    • etmeye
        
    • vermek
        
    • sunmak
        
    • teklif
        
    • servisi
        
    • takdim
        
    • tanıtmak
        
    • yapmak
        
    • ikram
        
    • size
        
    • teslim
        
    • vermeye
        
    • vermeyi
        
    • yardımcı
        
    Ama bu hikayeyi kullanıyorum çünkü gerçekten bana yardım etmek istediler. TED ولكني ذكرت هذه الحكاية لأنهم أرادوا بالفعل تقديم يد العون لي.
    Yani hayatımızda hiç böyle insanlar olmadı, biliyorsun. Bize yardım etmek isteyen. Open Subtitles لم يكن لدينا ابدا اشخاص مثلهم كما تعلم الذين يودون تقديم المساعدة
    Ona ihtiyacım var ama o yardım etmeye bile çalışmıyor. Open Subtitles وقد احتجت إلى مساعدتها. وهي لم تحاول حتى تقديم المساعدة
    Çocuklarına hayatta en iyi şansı vermek istiyorlar. TED إنهم يرغبون في تقديم أفضل فرصة لابنائهم في الحياة
    Bir ödül kazandığımda bu oldukça çılgın dileği sunmak zorundaydım. TED عندما فزت بالجائزة، كان علي تقديم هذه الرغبة المجنونة تمامًا.
    Ama eski bir müşterim olarak, bir teklif yapmayı düşünürseniz-- Open Subtitles ولكن، لو كنت ترغب في تقديم عرض بكونك زبون قديم
    Evet maymun gibi giyinip yengeç servisi yapmaya bayılıyorum salak. Open Subtitles أجل يا معتوه، يعجبني تقديم كعك السلطعون مرتدياً بدلة قرد
    Karşı cinse çay teklif etmek, yalnızca tek bir anlama gelir. Open Subtitles تقديم الشاي لشخص من الجنس الآخر يمكنه أن يعني شيئا واحدا
    MWE: Çünkü annem ve babam bizi hizmet etmek için yetiştirdi, biz hizmet eden liderleriz. TED م.ر.إ: حسنًا، لأن والدي ربانا ووالدتي ربتنا على تقديم المساعدة، ونحن قادة نافعون.
    Neden mi? Çünkü bir gün içinde bir şey teslim etmek gerekiyor. TED لماذا؟ لأنه يتوجب عليهم تقديم شيء في يوم واحد.
    Onlar bu site sayesinde başlarına gelenleri güvenli, tarih bilgisi olan bir doküman seçeneğiyle, henüz rapor etmeye hazır hissetmeseler de kanıtları saklamış oluyorlar. TED مع خيار لإنشاء وثيقة مؤمنة، مختومة بالوقت والتاريخ عن ما حصل لهم، وحفظ الأدلة على الأقل حتى ومع عدم رغبتهم حينها في تقديم البلاغ.
    Şimdi, elde olanla idare etmeye ve fedakarlığa hazırsanız... ve daha da ötesi inancınız varsa, söz veriyorum hayatta kalma şansımız yüksek. Open Subtitles الآن، إن كنتم مُستعدين لفعل هذا و تقديم التضحيات بالإضافة إلى أن تقسموا بذلك، أعدكم، بأن فرصنا للنجاة تكون متساوية.
    Bununla ilgili eğlenceli bir örnek vermek istiyorum. TED لذا أردت فقط تقديم بعض النماذج المضحكة لهذا.
    Peki ya küçük çocuklara yoksullukta yardım etmenin uygun maliyetli yolu basitçe annelerine daha fazla para vermek olursa? TED لكن ماذا لو تبين أن هذه الطريقة المؤثرة رغم كلفتها لمساعدة الأطفال الفقراء هي ببساطة تقديم النقود لأمهاتهم؟
    Şimdi size Tv'de hiç gösterilmemiş yeni bir gösteri sunmak isterim. Open Subtitles والآن أريد تقديم فقرة جديدة لم تعرض على التلفاز من قبل.
    Maalesef, lig kuralları hâlen bir kontratın olması sebebiyle sana teklif yapmamızı engelliyor. Open Subtitles للأسف تمنعنا قوانين الدوري من تقديم عرض لك بينما لا تزال ملتزماً بعقد.
    Biliyorsunuz, 18 yaşından küçüklere içki servisi yapmamalısınız. Open Subtitles اتعرفين أنه من الممنوع تقديم الخمر للقاصرين
    Dans eden fillerimizi takdim ediyorum. Open Subtitles إنى أحاول تقديم رقصة الأفيال الخاصة بنا.
    Ne var ki, Londra valisi bu açık platformlu otobüsleri yeniden tanıtmak istiyordu. TED لكن رئيس بلدية لندن اراد إعادة تقديم الحافلات مع هذه المنصة المفتوحة.
    - Bu komik. Ben de aynı öneriyi yapmak üzereydim. Open Subtitles هذا مُضحك ، لقد كنت على وشك تقديم نفس الإقتراح
    Bu adam beni hapse atıp bana işkence etti kalkıp ona kaliteli şarap mı ikram edeceksin? Open Subtitles هذا الرجل تسبب في سجني وتعذيبي وتريدين تقديم خمر ممتاز له؟
    Birincisi, bir konuşmacı olarak ben izleyiciye bir hizmet sunmalıyım ve size ne veremeyeceğimi söylemek yerine ne verebileceğimi söylemeliyim . TED بادئ ذي بدء، ينبغي عليّ، كمتحدث، تقديم خدمة للحضور وأتحدث عنا ما سأعطيكم له، بدلاً عن قول ما لا أقدر عليه.
    Özel sektörde gerekli görülen ürün teslim etmenin getirdiği baskıdan bahsediyordum. Open Subtitles كنت فقط أشير إلى ضغط تقديم النتائج، التي يتطلبها القطاع الخاص.
    Peki arama faslından teklif vermeye hazır olma faslına geçmemiz gereken zamanı nasıl anlarız? TED فكيف تعلمون أنه حان وقت التخلي عن مجرد المشاهدة والانتقال إلى تقديم عرض؟
    Bir yemek şirketi, dana eti vermeyi reddetti. Open Subtitles . لدى متعهد تجهيز أطعمة يرفض تقديم لحم البقر
    Teknolojinin, sağlık hizmetlerini oyunu değiştiren bir ölçekte yeniden keşfetmeye yardımcı olma zamanı. TED حان وقت التكنولوجيا لأن تساعد في إعادة تقديم الرعاية الصحية على نطاق متغير.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد