Ama bu hikayeyi kullanıyorum çünkü gerçekten bana yardım etmek istediler. | TED | ولكني ذكرت هذه الحكاية لأنهم أرادوا بالفعل تقديم يد العون لي. |
Yani hayatımızda hiç böyle insanlar olmadı, biliyorsun. Bize yardım etmek isteyen. | Open Subtitles | لم يكن لدينا ابدا اشخاص مثلهم كما تعلم الذين يودون تقديم المساعدة |
Ona ihtiyacım var ama o yardım etmeye bile çalışmıyor. | Open Subtitles | وقد احتجت إلى مساعدتها. وهي لم تحاول حتى تقديم المساعدة |
Çocuklarına hayatta en iyi şansı vermek istiyorlar. | TED | إنهم يرغبون في تقديم أفضل فرصة لابنائهم في الحياة |
Bir ödül kazandığımda bu oldukça çılgın dileği sunmak zorundaydım. | TED | عندما فزت بالجائزة، كان علي تقديم هذه الرغبة المجنونة تمامًا. |
Ama eski bir müşterim olarak, bir teklif yapmayı düşünürseniz-- | Open Subtitles | ولكن، لو كنت ترغب في تقديم عرض بكونك زبون قديم |
Evet maymun gibi giyinip yengeç servisi yapmaya bayılıyorum salak. | Open Subtitles | أجل يا معتوه، يعجبني تقديم كعك السلطعون مرتدياً بدلة قرد |
Karşı cinse çay teklif etmek, yalnızca tek bir anlama gelir. | Open Subtitles | تقديم الشاي لشخص من الجنس الآخر يمكنه أن يعني شيئا واحدا |
MWE: Çünkü annem ve babam bizi hizmet etmek için yetiştirdi, biz hizmet eden liderleriz. | TED | م.ر.إ: حسنًا، لأن والدي ربانا ووالدتي ربتنا على تقديم المساعدة، ونحن قادة نافعون. |
Neden mi? Çünkü bir gün içinde bir şey teslim etmek gerekiyor. | TED | لماذا؟ لأنه يتوجب عليهم تقديم شيء في يوم واحد. |
Onlar bu site sayesinde başlarına gelenleri güvenli, tarih bilgisi olan bir doküman seçeneğiyle, henüz rapor etmeye hazır hissetmeseler de kanıtları saklamış oluyorlar. | TED | مع خيار لإنشاء وثيقة مؤمنة، مختومة بالوقت والتاريخ عن ما حصل لهم، وحفظ الأدلة على الأقل حتى ومع عدم رغبتهم حينها في تقديم البلاغ. |
Şimdi, elde olanla idare etmeye ve fedakarlığa hazırsanız... ve daha da ötesi inancınız varsa, söz veriyorum hayatta kalma şansımız yüksek. | Open Subtitles | الآن، إن كنتم مُستعدين لفعل هذا و تقديم التضحيات بالإضافة إلى أن تقسموا بذلك، أعدكم، بأن فرصنا للنجاة تكون متساوية. |
Bununla ilgili eğlenceli bir örnek vermek istiyorum. | TED | لذا أردت فقط تقديم بعض النماذج المضحكة لهذا. |
Peki ya küçük çocuklara yoksullukta yardım etmenin uygun maliyetli yolu basitçe annelerine daha fazla para vermek olursa? | TED | لكن ماذا لو تبين أن هذه الطريقة المؤثرة رغم كلفتها لمساعدة الأطفال الفقراء هي ببساطة تقديم النقود لأمهاتهم؟ |
Şimdi size Tv'de hiç gösterilmemiş yeni bir gösteri sunmak isterim. | Open Subtitles | والآن أريد تقديم فقرة جديدة لم تعرض على التلفاز من قبل. |
Maalesef, lig kuralları hâlen bir kontratın olması sebebiyle sana teklif yapmamızı engelliyor. | Open Subtitles | للأسف تمنعنا قوانين الدوري من تقديم عرض لك بينما لا تزال ملتزماً بعقد. |
Biliyorsunuz, 18 yaşından küçüklere içki servisi yapmamalısınız. | Open Subtitles | اتعرفين أنه من الممنوع تقديم الخمر للقاصرين |
Dans eden fillerimizi takdim ediyorum. | Open Subtitles | إنى أحاول تقديم رقصة الأفيال الخاصة بنا. |
Ne var ki, Londra valisi bu açık platformlu otobüsleri yeniden tanıtmak istiyordu. | TED | لكن رئيس بلدية لندن اراد إعادة تقديم الحافلات مع هذه المنصة المفتوحة. |
- Bu komik. Ben de aynı öneriyi yapmak üzereydim. | Open Subtitles | هذا مُضحك ، لقد كنت على وشك تقديم نفس الإقتراح |
Bu adam beni hapse atıp bana işkence etti kalkıp ona kaliteli şarap mı ikram edeceksin? | Open Subtitles | هذا الرجل تسبب في سجني وتعذيبي وتريدين تقديم خمر ممتاز له؟ |
Birincisi, bir konuşmacı olarak ben izleyiciye bir hizmet sunmalıyım ve size ne veremeyeceğimi söylemek yerine ne verebileceğimi söylemeliyim . | TED | بادئ ذي بدء، ينبغي عليّ، كمتحدث، تقديم خدمة للحضور وأتحدث عنا ما سأعطيكم له، بدلاً عن قول ما لا أقدر عليه. |
Özel sektörde gerekli görülen ürün teslim etmenin getirdiği baskıdan bahsediyordum. | Open Subtitles | كنت فقط أشير إلى ضغط تقديم النتائج، التي يتطلبها القطاع الخاص. |
Peki arama faslından teklif vermeye hazır olma faslına geçmemiz gereken zamanı nasıl anlarız? | TED | فكيف تعلمون أنه حان وقت التخلي عن مجرد المشاهدة والانتقال إلى تقديم عرض؟ |
Bir yemek şirketi, dana eti vermeyi reddetti. | Open Subtitles | . لدى متعهد تجهيز أطعمة يرفض تقديم لحم البقر |
Teknolojinin, sağlık hizmetlerini oyunu değiştiren bir ölçekte yeniden keşfetmeye yardımcı olma zamanı. | TED | حان وقت التكنولوجيا لأن تساعد في إعادة تقديم الرعاية الصحية على نطاق متغير. |