| Uçağı yere iner inmez kalkıyor, bu sefer doğuya doğru uçuyor. | TED | وبمجرد أن تحط طائرته علي أرض المطار تقلع طائرتها متجهه شرقًا هذه المرة |
| uçak gece yarısı kalkıyor. Orada ol. | Open Subtitles | تقلع الطائرة عند منتصف الليل، كوني هناك. |
| Dikey olarak kalkış ve iniş yapıyor ama normal bir uçak gibi ilerliyor. | TED | تقلع وتهبط عموديًا، ولكن تطير إلى الأمام مثل طائرة عادية. |
| Kally, hava alanini ara arastiralim bu gece inen ve kalkan butun ucaklari ve helikopterleri en ufak bir ayrintiyi bile kacirmayin her kes kuralallara uysun | Open Subtitles | ربما نستطيع أن نجد المكان داريا, أتصلى بالملاحه الجويه وابحثى عن الوثائق نريد معلومات عن أى رحله جويه تقلع أو تعود |
| Hemen geri dönün ve uçak kalkmadan yerinizi terk etmeyin, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | الدعم الآن، لا تَغادروا حتى تقلع الطائرة هَلْ ذلك واضحِ؟ |
| Tamam, direk havalanıyor ve sessiz. | Open Subtitles | كل الحق , لذلك , انها تقلع بشكل مستقيم وانها هادئة. |
| Sadece birimiz geri dönebilir. Bir sonraki uçak 11.10 da. | Open Subtitles | بقيتنا يمكنهم اخذ طائر الساعة 11 تقلع بعد ثلاث ساعات |
| O kadar uzaklara gitmek için uçaklar yarından önce kalkmaz. | Open Subtitles | الطائرات المسافرة لمسافات بعيدة لا تقلع غالبا الا في الصباح |
| O zaman neden sigarayı bırakmak için zengin olmayı beklemiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تنتظر إذاً حتى تصبح غنيّ و عنذئدٍ تقلع عن التّدخين؟ |
| Uçağının kalktığını gördüm, gittin sanmıştım. | Open Subtitles | شاهدت للتو طائرتكِ تقلع وإعتقدت أنكِ رحلتِ |
| Bu gemi çok yavaş kalkıyor, biraz garip bir durum ! | Open Subtitles | هذه السفينة تقلع ببطء شديد، إنه أمر محرج |
| Rus Büyükelçisi'nin uçağı şu anda Burbank Havaalanı'ndan kalkıyor. | Open Subtitles | طائرة السفير الروسي مجهزة أن تقلع من مطار بربانك الأن |
| Lisbon uçağı 10 dakika sonra kalkıyor. Doğu pisti. | Open Subtitles | طائرة لشبونة تقلع بعد عشر دقائق. |
| Lisbon uçağı 10 dakika sonra kalkıyor. Doğu pisti. | Open Subtitles | طائرة لشبونة تقلع بعد عشر دقائق. |
| kalkış sırasında helikoptere tutunuşun harikaydı. | Open Subtitles | أحببت الجزء عندما تعلّقت بمؤخرة الهليكوبتر عندما كانت تقلع |
| İnen kalkan uçakları seyredeceğim diye | Open Subtitles | وكان يحظى بوقت جميل في مشاهدة الطائراة تقلع وتهبط |
| uçak kalkmadan eve gidip dönebiliriz. | Open Subtitles | يمكنني الذهاب للبيت ومن ثم العودة قبل أن تقلع الطائرة |
| Bu gemi çok yavaş havalanıyor, biraz tuhaf. | Open Subtitles | هذه السفينة تقلع ببطء شديد، إنه أمر محرج |
| Lütfen,bana bir saat ver... ... diğer uçak kalkana kadar. | Open Subtitles | أرجو أن تمنحينى ساعة واحدة حتى تقلع الطائرة التالية |
| Bir uçak, siz bu yönde ilerliyorken yükselmeye başlar, böylece havalanır. | TED | حين تتحرك في هذا الاتجاه فإن الطائرة تبدأ في الارتفاع وبذلك تقلع. |
| Geçtik onları, Randy! Neredeyse bitirdik! Sana sigarayı bırakmanı söylemiştim, Ed! | Open Subtitles | نجحت راندي، نكاد نصل أخبرتك أن تقلع عن التدخين اد |
| - O uçağın kalkmasına izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكننى ان ادع تلك الطائرة تقلع |
| - Anladık. Şimdi de sen bizi anla. O gemi biz olmadan kalkmayacak. | Open Subtitles | فهمنا قصدك، والآن افهم قصدنا، هذه السفينة لن تقلع بدوننا |
| Neden içtiğini bilmiyorsan bırakmalısın. | Open Subtitles | الافضل ان تعرف لماذا ، أو تقلع عنه |