Gelişmiş sorgu teknikleri hakkında kongre binasında bana verdiğin ifadeleri düşünürsek... | Open Subtitles | بالنظر لعدد المرات التي أصريت لجعلي أشهد بشأن تقنيات الاستجواب المحسّنة |
Ve bu şeyi basit üretim teknikleri ile bir servete mal olmayacak fabrikalarda üretebilmeliyiz. | TED | و لكي نكون قادرين على صنع هذا الشئ، نحتاج إلى استخدام تقنيات تصنيعية بسيطة و مصانع لا تكلفنا مبالغ ضخمة. |
Karanlık odanın öneminden bahsetti bodrum katına Cristina için bir oda kurdu ve ona resimlerini geliştirmesi için çeşitli teknikler öğretti. | Open Subtitles | قالت أنه من المهم أن يكون لديها غرفة تحميض، وأنها ستعد واحدة في القبو لكريستينا و تعلمها تقنيات تظهير صورها الخاصة |
Şimdi, son kamera teknolojisini kullanarak, zamanı genişletebilir, görünmezi görünmez yapabiliriz. | Open Subtitles | الآن، باستخدم أحدث تقنيات التصوير، يمكننا مطّ الوقت، وجعل الخفي ظاهر. |
Bu süre zarfında, saha biyologlarının işlerini yapma şekillerini gerçekten değiştiren modern teknolojiler gelişti. | TED | خلال تلك الفترة، كانت هناك تقنيات حديثة التي حولت فعلا الطريقة التي يقوم بها علماء الأحياء أداء عملهم. |
Ben şu dövmeleri silaha çeviren manyak metayı bulması için bunu Palmer Tech'deki bir çalışana götüreceğim. | Open Subtitles | سآخذ هذه لرجل في تقنيات (بالمر) ليتبيّن أنّى لفائق مخبول يحوّل أوشام لأسلحة قاتلة. |
Bugün şanslıyız ki elimizde daha karmaşık daha karmaşık teknik ve aletler var: zaten yediğimiz şekerler de bunları gerektiriyor. | TED | اليوم لدينا تقنيات وأدوات أكثر تطورًا وهو من حسن حظنا لأننا بحاجة أيضًا للتعامل مع أضرار نهمنا للسكر. |
Sonra onların tıp öğrencisi oldukları ve günümüzün dikiş teknikleri hakkında bir derse gitmekte oldukları ve o adamında bu dersi veren adam olduğu ortaya çıktı. | TED | واتضح أنهم طلاب الطب في طريقهم إلى محاضرة حول أحدث تقنيات الغرز، وهو الرجل الذين يعطي المحاضرة. |
İşin asli, büyük bir aküsü olmasına rağmen hafif olabilmesi için roket tasarımı teknikleri kullandık. | TED | في الحقيقة، طبّقنا كثيرًا من تقنيات تصميم الصواريخ لجعل السيّارة خفيفة بالرّغم من احتوائها على بطّارية كبيرة. |
Bu inşa etmenin zor olduğu senaryolardır, şu anki yapım teknikleri işe yaramaz, çok büyük, çok tehlikeli, çok pahalı, çok fazla parçalı. | TED | هذه هي السيناريوهات حيث يصعب البناء، ولن تكون تقنيات البناء الحاليّة ناجعة، الأمر ضخم، خطير جدا، مكلف جدّا و به الكثير من الأجزاء. |
Tıpta şimdiden kulak, soluk borusu, deri, damar ve kemik gibi karmaşık vücut parçaları yetiştirmek için biyofabrikasyon teknikleri kullanılıyor ve bunlar hastalara başarılı bir şekilde naklediliyor. | TED | بالفعل في الطب تم استخدام تقنيات الفبركة الحيوية لزراعة اجزاء الجسم المعقدة مثل الاذن و القصبة الهوائية والجلد والأوعية الدموية والعظام والتي تم زراعتها بنجاح داخل المرضى. |
Dağlarda ve biz inanıyoruz ki eğer Onlara yeni teknikler Buradasınız | Open Subtitles | في الجبال و نعتقد لو أن لهم تقنيات جديده فهي هنا |
Bu probleme robot teknolojisini uygulayarak 21. yüzyılın deneylerine ulaşabiliriz. | TED | يمكن جلب خبرات القرن الواحد والعشرين من خلال تطبيق تقنيات الروبوت على هذه المشكلة. |
Çok geçmeden Bell, devrimlerini en uygun hale getirmek için yeni teknolojiler aramaya başladı. | TED | قبل مدة طويلة, كان بيل يبحث عن تقنيات جديدة لتحسين ثورتهم. |
Palmer Tech adaylığı başlatmak için yeteri kadar para sağladı. | Open Subtitles | تقنيات (بالمر) قدَّمت تمويلًا كافيًا لبدء الحملة. |
Bu teknik ve diğer optikal tekniklerle birlikte bir tanı koyabileceğimizi düşünüyoruz. | TED | و بإستخدام كل من هذه التقنية و تقنيات ضوئية أخرى, نعتقد أن في إمكاننا وضع تلك التشخيصات. |
Fakat mikrodalga teknolojisi, uyduların kullanımı ile kablosuz güç aktarımını çoktan mümkün kıldı. | Open Subtitles | لكن تقنيات الميكرويف جعلت هذا ممكنا لنقل الطاقة لاسلكية مع استخدام الأقمار الصناعية |
Kere ve ekibi geleneksel inşaat tekniklerini kullanan projeler tasarladı. | TED | وقد صمم كيري وفريقه المشاريع التي تستخدم تقنيات البناء التقليدية. |
Bu adam Çin'e, ABD savunma teknolojisiyle ilgili gizli istihbarat veriyormuş. | Open Subtitles | هذا الرجل كان يغذّي الصين بمعلومات سرية عن تقنيات الدفاع الأمريكية. |
Pekala biz oyunlaştırma tekniğini öğrenmeye uyguladık ve bu çevrimiçi laboratuvar inşa edebiliriz. | TED | فنحن قمنا بتطبيق هذا التفاعل مع الألعاب الى تقنيات التعليم. واستطعنا بناء تلك المختبرات التجريبية على الأنترنت. |
Bunu gerçekleştirmek için iyi olması gereken üç teknolojik alan var ve üçü de henüz hazır değil. | TED | للقيام بذلك، سنحتاجُ إلى ثلاث تقنيات تكون جيدة بما فيه الكفاية، ولا يوجدُ أي واحدة منها حتى الآن. |
Manipulasyon tekniklerine gelince çok züppe oluyorsun. | Open Subtitles | أنت كالمقلد عندما يتطلب الأمر إلى تقنيات التلاعب |
Sadece yüksek teknoloji değil. Bu meteor denilen yerde yön bulmak. | TED | كان جميعها تقنيات عالية. هذه هو التنقل في ما يسمي بالغموض |
Eskiler teknolojisine aşina değilim. Biraz zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا فقط لست على تلك المعرفه مع تقنيات القدماء ,أنا بحاجة للقليل من الوقت |
Bu radyografi gibi görüntüleme tekniklerinden ya da manyetik rezonans görüntülemesiden kan veya doku analizine kadar çeşitlilik gösterir. | TED | وتترواح هذه المعدات من تقنيات التصوير كالتصوير بالاشعة أو التصوير بالرنين المغناطيسي إلى تحاليل الدم والأنسجة |