Önce senden bir video istiyorlar, oyunculuğunu, amigoluğu, evde yaptığın şeyleri koyacağız. | Open Subtitles | أولاً، إنهم بحاجة لفيديو تقومين به بالتمثيل، والمساعدة، وهذه الأمور في المنزل.. |
yaptığın şeyi takdir ediyorum ama sakin olup bana güvenmeni istiyorum. | Open Subtitles | اقدّر ما تقومين به لكن أريد منك التزام الهدوء والثقة بي |
yaptığın buysa, bunun için kendini suçlama. | Open Subtitles | و لا تلومي نفسكِ من أجلي إن كان هذا ما تقومين به. |
- Dinle. Ne yaptığını sanıyorsun bilmiyorum ama... - Uyu. | Open Subtitles | لا أعرف, ما تقومين به بالضبط , ولكن خذ قيلولة |
İşte bu senin tamamen erkeklerle dolu bir barda ne yaptığını açıklar. | Open Subtitles | هذا جواب سؤال , عما تقومين به هنا في حانة مليئة بالرجال |
Hangi dandik işi yaptığın nasıl göründüğün umurumda değil. | Open Subtitles | لم أكن لأبالي أي عمل تقومين به لم أكن لأبالي كم يبدو مظهرك متواضعا، طالما أنك سعيدة |
Bu yüzden bunca saat uğraşıyorsun fazladan vardiyalar, yaptığın her şey. | Open Subtitles | و لهذا أنت تقضين كل تلك الساعات و تصنعين كل تلك الدبابيس و تقومين بكل ما تقومين به |
Şu anda yaptığın gibi amaçsızca boşluğa bakmanı engellemekten nefret ediyorum ama kötü... | Open Subtitles | أكره بأن أُقاطِع: تحديقك نحو الفضاء بلا هدف والذي تقومين به حالياً لكن في حالة نسيانكِ، |
Max, ne yaptığın hakkında bir fikrin var mı? | Open Subtitles | ماكس ، هل لديكي أية فكرة عن الذي تقومين به ؟ |
Max, ne yaptığın hakkında bir fikrin var mı? | Open Subtitles | ماكس ، هل لديكي أية فكرة عن الذي تقومين به ؟ |
Ve beni izlemeye hiç hakkin yok. Tori, senin yaptığın her şey beni ilgilendirir. | Open Subtitles | وليس لك الحق في التجسس علي كل ما تقومين به يهمني |
Sen çok ama çok iyisin ve iş için yaptığın şey her neyse geçimini sağlamak için iyi bir yol olmasa gerek, anlatabildim mi? | Open Subtitles | أنتِ بارعة و ما تقومين به من أجل العيش ليست طريقة جيدة, تعلمين؟ |
Ne yaptığını bilmem gerekmiyor. Bilmek istemiyorum, gerçekten, güvenliğim için. | Open Subtitles | لست أحتاج لأن أعرف مالذي تقومين به لا أريد أن أعرف ، في الواقع ، من أجل سلامتي |
Ne yaptığını bilmem gerekmiyor. Bilmek istemiyorum, gerçekten, güvenliğim için. | Open Subtitles | لست أحتاج لأن أعرف مالذي تقومين به لا أريد أن أعرف ، في الواقع ، من أجل سلامتي |
Yeterince iyi değil. Ne yaptığını bilmiyorsun. | Open Subtitles | هذا ليس كافياً, ليس لديك فكرة عما تقومين به |
yaptığın her şey için sana minnettarım. Ve çok fazla şey yaptığını da biliyorum. | Open Subtitles | شاكر لك ما تقومين به و أعلم أنك تقومين بجحيم من الأشياء |
- Hiçbir şeye dokunma dedi! - Ne yaptığını bilmiyorsun sen! | Open Subtitles | ـ قال لا تلمسوا شيئا ـ أنتِ لا تعرفين ما تقومين به |
Melinda,senin çok harika işler yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | ميليندا أنت تعرفين أنني أصدق بأن ما تقومين به رائع |
Hayır bunu birinden gerçeği söylemesini istediğin zaman yaparsın. | Open Subtitles | لا، هذا ما تقومين به عندما تريدين استخلاص الحقيقة من شخص ما |
Yaptığınız her şey için minnettar olduğumu bilmenizi istiyorum Dr. Reid. | Open Subtitles | دكتور ريد,اريدك حقا ان تعرفى اننى اقدر كل ما تقومين به |
Ne yapıyorsan yapmaya devam et. | Open Subtitles | أستمري بما تقومين به. |
Sen artık bir ajansın, Alex görevde olmadığın süre içerisinde yaptıkların seni ilgilendirir. | Open Subtitles | لذا ما تقومين به في الأوقات التي تكونين بها خارج الخدمة هو أمرٌ يخصكِ أنتِ فحسب طالما لا يؤثر على غطائكِ |