"تكلّم" - ترجمة من عربي إلى تركي

• konuş
• konuştu
• söyle
• konuşun
• Anlat
• konuşmuş
• Devam
• konuşan
• konuştuğunu
• konuştuğu
• konuşuyordu

Güvenlikle konuş bak bakalım güvenlik kamera kayıtları var mı ya da kulübün dış cephesini gören birşey var mı.
تكلّم مع رجال الأمن لمعرفة إذا كان لديهم كاميرات بأعلى الأبواب أو أن أحداً من المدنيين قد صور ما حدث

Güvenlikle konuş. Bu kadınla ilgili bir şeyler bulabilecekler miymiş öğren.
تكلّم مع الأمن , إكتشف لو أنّهم يعرفون أي شيء عنها

Olayları düzeltmek için sana bir şans veriliyor. Şimdi konuş onunla.
أنت تملك فرصة هنا لجعل الأشياء صحيحة الآن، تكلّم معها

Bir erkek-- gerçekten şirin bir erkek-- ve o benle bir erkeğin bir kızla konuşmaktan hoşlanabileceği bir şekilde konuştu.
شاب شاب لطيف جدا وهو تكلّم معي مثل شاب يتكلم إلى بنت اذ ربما هى اعجبتة

Kim yaptı bunu sana söyle.
ـ تكلّم معي ايها الصبي، من فعل هذا؟ ـ تكلّم معي

Ne yapabilirim ki, konuşun işte.
ماذا يمكن أن أفعل؟ تكلّم معها فقط

Eğer "biraz yavaş konuş" diyeceksen, "medou ere keteb" demelisin.
إذا هو "تكلّم " أبطأ سيقولها : ميدو ار كيتيب

Bu konuyu Hewel'la konuş.
يجب أن نقنعه بالعدول عن الأمر تكلّم مع هيويل

Onunla bu konuyu konuşmalıyız. Hewel'la konuş.
يجب أن نقنعه بالعدول عن الأمر تكلّم مع هيويل

Düzgün konuş. Kendinde değilsin.
تكلّم بشكل سليم، إنّك لا تتكلّم بشكل سليم

Burada sallanıp da üzerine sinekler üşüşsün istemiyorsan şimdi konuş.
إن لم تكن تبالي بأن أشاهدك وأنت تعدم هنا وفمكَ مليء بالحشرات تكلّم الآن

Burada sallanıp ve üzerine sinekler üşüşsün istemiyorsan şimdi konuş.
إن لم تكن تبالي بأن أشاهدك وأنت تعدم هنا وفمكَ مليء بالحشرات تكلّم الآن

Üçüncü kadehteyim. Yavaş konuş.
إنّي أتناول كأسي الثالث، لذا تكلّم ببطء.

İstediğin kadar konuş, ruh. Yalan söylediğini biliyorum.
تكلّم كما يحلو لك أيّها الروح فأنا أعرف أنّك تكذب

Biz çocuklar, kurban etmeye başladığımız için Tanrı, aynı abilerimiz gibi benimle de konuştu.
وقد تكلّم معي الربّ كما تكلّم مع إخواننا الأكبر سناً عندما قمنا نحن الأطفال بالتضحية

Vishnu'yla konuşun. O bir şeyler ayarlayabilir belki.
تكلّم مع فشنو ربّما يكون لديه شيء لك

Başla. Yaptığın şeyin kötü olduğunu Anlat.
تكلّم و دعه يعلم أنّ ما فعلتَه كان أسوأ.

Dedikodulara göre, birisi onunla konuşmuş.
تقول الإشاعة أنّ هناك شخصاً ما تكلّم إليها

Böyle konuşmaya Devam edersen insanlar seni sevgilim sanacak.
تكلّم بهذه الطريقة وسوف يظن الناس أنك حبيبي.

Lorraine onunla gerçekten konuşan tek kişiydi.
لورين الوحيد الذي تكلّم معه أبدا حقا.

Ertesi gün bana kaygılanmamamı, Tanrı'yla konuştuğunu söyledi.
،في اليوم التالي أخبرني بأنّ لا أَقْلقَ لأنه تكلّم مع الرب

İkisinin en son ne zaman konuştuğu hakkında bilginiz var mı?
عندك أيّ فكرة عندما الإثنان منهم تكلّم أخير مع بعضهم البعض؟

İngilizce mi konuşuyordu, yoksa Almanca mı?
هل تكلّم معك في إنجليزي أو ألماني؟