ويكيبيديا

    "تمنع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • engel
        
    • engelliyor
        
    • engellemek
        
    • yasaklıyor
        
    • önlemek
        
    • engeller
        
    • önlüyor
        
    • uzak
        
    • bloke
        
    • yasak
        
    • engelleyecek
        
    • yasaklar
        
    • engelleyebilirler
        
    • önler
        
    • yasaklayan
        
    Bu kızın merhum babasıyla arasında bir bağ kurmasına engel olduğunuz doğru mu? Open Subtitles هل هو صحيح بأنك تمنع هذه الفتاة من الأتصال مع والدها الميت ؟
    Bunun nedeni bu böcek ilaçları bulunması zor, pahalı ve böceklerin bitkilerin içine girmesine engel olmuyor. TED وذلك لأن هذه المبيدات الحشرية قليلة الوجود لأنها مكلفة . وهي أيضاً لا تمنع الحشرة من الدخول إلى داخل النبات
    Ve dişçiklerdeki bu örüntü, bu örüntünün mimarisi, bakterinin inmesini ve yapışmasını engelliyor. TED و هندسة هذا النمط، أن على جلده أسنان صغيرة تمنع الجراثيم من البقاء.
    Çünkü Sentoks gazının Amerikan topraklarında serbest bırakılmasını engellemek istiyorsun. Open Subtitles لأنك تريد أن تمنع استخدام غاز الأعصاب على الأراضي الأمريكية
    Talimatlar, yerli halkla dost olmayı yasaklıyor. Open Subtitles التعليمات تمنع التآخي مع السكان المحليين.
    Kölelerin çalmasını önlemek, onları zincire vurmadıkça artık mümkün değil. Open Subtitles لا يمكنك أن تمنع العبيد من السرقة هذه الأيام إلا إذا ربطتهم بالسلاسل
    Bulgular elitlerin kanıt olmadan kendi görüşlerini dayatmalarını engeller. TED الأدلة تمنع النخبة من أن تفرض وجهة النظر الخاصة بها بدون إثبات
    Kanlarındaki küçük moleküller hayati organlarına zarar gelmesini önlüyor. Open Subtitles كميّاتٌ صغيرة في دمائهم تمنع تلف أعضائهم الحيويّة.
    Zona pellusuda tüm girişlere ve birden fazla spermin girişine engel olur. Sperm, vücuttaki en küçük hücredir. TED هذه المنطقة تمنع دخول و التحام اكثر من نطفة واحدة و التي هي أصغر خلية في الجسم
    Sonra yapılan kara ve demiryolları etkili bir yangın önleyici işlev görerek yangının araziye yayılmasına engel olmuştur. TED جاءت فيما بعد الطرقات والسكك الحديدية التي كانت بمثابة فواصل قوية للحرائق تمنع جريان الحريق عبر الطبيعة
    Nihai amaç bütün bunların olmasına en baştan engel olmak. TED الهدف النهائي هو أن تمنع أي من هذه الأمور من الحدوث
    Dolayısıyla, vücudun, normal çalışırken anjiogenezi dengelemeye çalışması kan damarlarının kanserleri beslemesini engelliyor. TED إذن فقدرة الجسم على موازنة تولد الأوعية, و عندما تعمل بصورة صحيحة, فإنها تمنع الأوعية الدموية من تغذية الورم.
    Devlet, işçilerin üniversite okumasını engelliyor. Open Subtitles الدولة تمنع العمال من الإلتحاق بالجامعات حقا؟
    Düşük ısı, virüslerin yayılmasını engelliyor. Open Subtitles درجة البرودة العالية تمنع انتقال الفيروسات
    Hastalığı önceden teşhis etmek ve kötüye gitmesini engellemek en iyisi olurdu. TED الأفضل هو أن تستطيع تشخيص المرض مبكرًا وأن تمنع بوادر المرض التي ستؤدي إلى تدهور الحالة الصحية
    Global Fon, annelerin çocuklarına HIV bulaştırmasını engellemek için virüse karşı ilaç sağlıyor. TED ويوفر الصندوق العالمي مضادات الفيروسات القهقرية التي تمنع الأمهات من نقل الفيروس إلى أطفالهم.
    Ayrıca, kıyafet yönetmeliği kotları kesinlikle yasaklıyor.. Open Subtitles وكذلك قاعدة الملابس تمنع الجينز الأزرق بشدة
    Patlamayı önlemek için darbe emici iç önlemler olduğunu söylemiştin. Open Subtitles لقد قلت أن هناك حقول إخماد داخل السفينة تمنع حدوث الإنفجارات
    Bu sübvansiyonlar şirketlerin eşit koşullarda yarışmasını engeller. TED هذه المساعدات تمنع الشركات من التنافس بشكل نزيه
    İğneler nöbetlerini yatıştırıyor, haplar da olmalarını önlüyor. Open Subtitles ‫الإبر تهدئ نوباتك، ‫والحبوب تمنع حدوثها
    Çimden uzak mı duralım. Top oynayalım. Open Subtitles وعندما رأيت لافتة تمنع المشي فوق العشب اقترحت لعب كرة القدم عليه
    Şirketler anlık mesajlara ya da Facebook'a erişimi bloke ediyorlar. TED الشركات تمنع الوصول للرسائل الفورية أو الفيس بوك.
    Cesaretine hayranım, ama kurallar Global'deki herhangi bir teknolojinin kullanılmasını yasak eder. Open Subtitles ولكن القواعد تمنع استخدام اي تقنية غير مسموحة
    Eğer Loki duvarcıyı engelleyecek bir yol bulmazsa tanrıların her biri ayrı bir acılı ölümle onu tehdit ettiler. TED وهدّده جميع زملائه من الأسياد بموتٍ مؤلمٍ بشكلٍ لا يمكن تخيّله إذا لم يجد وسيلةً ما تمنع البنّاء من استلام أجره.
    Kültürümüz kızların ve erkeklerin evlenmeden önce böyle şeyler yapmasını yasaklar. Open Subtitles ثقافتنا تمنع قيام الشاب والفتاة بمثل هذه الأمور قبل الزواج
    Arabalar LED tabanlı ön far ve arka farlara sahipler, ve arabalar birbirleriyle haberleşerek, bilgi alış-verişi yaparak kazaları engelleyebilirler. TED السيارت لها مصابيح امامية مبنية عل الثنائيات و كذلك مصابيح خلفية و السيارات تستطيع التواصل فيما بينها و تمنع الحوادث بالطريقة التي يتبادلون بها المعلومات
    Erkek ve kadın prezervatifleri spermin vajinal boşlukla temasa geçmesini önler. TED الواقيات الذكرية والأنثوية تمنع الحيوانات المنوية من الملامسة مع حيّز المهبل.
    Ek olarak, ordu, Batı Kızılderilileri'nin rezervasyonlardan çıkmasını yasaklayan emirler yayınladı. TED أضف على ذلك القوانين العسكرية التي تمنع السكان الأصليين الغربيين من مغادرة محمياتهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد