Charles Darwin bile, 1860'da Asa Gray'e yazdığı bir mektupta, tavus kuşu kuyruğu görmenin onu hasta ettiğini yazdı. | TED | حتى تشارلز داروين، في عام 1860 أرسل خطاباً إلى اسا جراي كتب فيه أن منظر ذيل الطاووس جعله يمرض. |
Bu durum onu çok kızdırmıştı ve gerçekten davranışlarını etkilemişti. | Open Subtitles | ،وهذا ما جعله غاضبًا جدًا وأثر ذلك بقوة على تصرفاته |
onu böylesine etkilediğim için, takımımın koçluğunu üstlenmekten şeref duyacağını iletti. | Open Subtitles | احرجته احراجا كبيرا ما جعله يتشرف ان يدرب الفريق من اجلي |
Hala, bunu güçlerimiz olmadan ona nasıl içireceğimizi anlamış değilim. | Open Subtitles | مازلت لا أفهم كيف يمكننا جعله يشرب هذا بدون قدراتنا |
Yani birinin onu bilerek deli gibi gösterdiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنّ أحداً ما قد قد جعله عمداً مجنوناً؟ |
Belki, uyduruk peruklu yaşlı bir adamın onu aptal durumuna düşürmesi zoruna gitti. | Open Subtitles | لربما شعر بالخجل أن رجلاً عجوز يضع شعر مستعار سيء جعله يبدو كالأحمق |
Burada yediği bir şeyin onu zehirlediğni düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تعتقد أن شيئاً ما تناوله هنا جعله مريضاً ؟ |
Onunla bir kaç dakika yalnız geçirmeme izin ver onu konuşturmayı başarabilirim. | Open Subtitles | بضع دقائق لوحدي معه في الداخل، يُمكنني جعله يتحدّث عن ذلك أيضاً. |
Sakallı ve gözlüklü doktor en azından 26 hastasını öldürdü ve bu onu en seri katillerden biri listesine yazdırdı. | Open Subtitles | طبيب ملتحٍ ويرتدي نظارة طبية قتل على الأقل ستة وعشرون مريضاً مما جعله واحداً من أكثر القتلة غريزة في العالم |
Belki de yapabileceğim en iyi şey onu aramak ve benimle konuşmasını sağlamaktır. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل شئ يمكننى عمله هو الاتصال به ومحاوله جعله يتحدث معى |
onu yıkması ve sana vermesi hakkında bir fikrin var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ أدنى فكرة عن الذي جعله يتنازل ويعطيكِ هذا ؟ |
Belki tüm oyuncaklarını parçalarsak onu az da olsa ağlatabiliriz. | Open Subtitles | ربما بإمكاننا جعله يبكي قليلا عندما نقوم بتحطيم جميع ألعابه. |
Eğer bir kahramanı bitirmek istiyorsan onu kahraman yapan şeyi bitirmelisin. | Open Subtitles | إذا أردت أن تطيح ببطل عليك أن تطيح بما جعله بطلا |
ona bir şişe bile içiremiyorken bunları yapmasını nasıl sağlayacağız? | Open Subtitles | كيف سنفعل كل هذا بينما لا يمكننا جعله يشرب زجاجة؟ |
Bu çocukta ona bu kadar çekici gelen ne var? | Open Subtitles | ما الأمر المميز بهذا الطفل والذي جعله منجذبا نحوه ؟ |
Mutlu edici şeyler olduğunu bu yüzden de kutlamak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنَ شيئًا ما جعله سعيدًا .وهو يريد الإحتفال بذلك |
ÜItimatomları sevmiyorsun diye Onun uzaklara gitmesine izin mi vereceksin? | Open Subtitles | أنتِ علي وشك جعله يذهب بعيداً لانك لا تحبين الإنذارات |
Tabi şimdi bir kadına vuramam, ama, bunun olmasını sağlayabilirim. | Open Subtitles | الآن، لن أقوم بضرب سيدة، لكن، تعلمين، بإمكاني جعله يحصل. |
Ölmeden önce çok fazla acı hissetmesine sebep olmuş olmalı. | Open Subtitles | سم لابد أنه جعله يعاني من ألم شنيع قبل موته |
Ama listeme girmiş olmasının sebebi, Earl Junior'a hamileyken, Joy'a sataşmış olmasıydı. | Open Subtitles | لكن السبب الذي جعله يكون على قائمتي هو أنهعبثمع جويحينماكانت حاملاًبإيرل الأصغر |
Ama bir konsepte sahip olmak ayrı, Onun işe yaramasını sağlamak ise tamamen ayrı bir şeydir. | TED | ولكن أن يكون لشيء ما مفهوم، فهذا شيء منفصل تماما عن جعله ينجح. |
Sokar Delmak'ı yenince, onu ana dünyası yaptı. | Open Subtitles | عندما غزا سوكار ديلماك, جعله منزلة العالمى. |
Eğer tökezlemediyse, düşmesine bir şey neden olmuş olmalı. Felç? | Open Subtitles | إن لم يكن تعثر هناك ما جعله يسقط، سكتة، نوبة؟ |
"Karısı hamile ve Sloan'un bu işi bırakmasını sağladı çünkü belli ki o da artık bunun bir parçası olmak istemiyordu." | Open Subtitles | زوجته الحبلى هي من جعله يستقيل لأن لانه لم يريد أن يكون جزءا من هذا الأمر |
Belki bu 30 yıldır, her türlü fedakarlıklar pahasına neden sahte evrak yapmaya devam ettiğini açıklar. | TED | وهذا يفسر السبب الذي جعله يستمر بالتزوير لمدة 30 عاماً لاحقة مغامراً بكل شيء |
Yeni Zelanda seks işçiliği yapan insanların sayısında bir artış görmedi. Ama suç olmaktan çıkarmak güvenli hâle getirdi. | TED | لم تشهد في الواقع نيوزيلاندا زيادة في عدد محترفي الجنس، ولكن السماح بعدم تجريمة جعله أكثر أمانا. |
Bir şey bilincini yitirmesine ve merdivenlerden düşmesine sebep oldu. Tümör olabilir. | Open Subtitles | شيء ما جعله يفقد وعيه ويقع على الدرج، قد يكون مصاباً بورم |