Benim Tek söylemeye çalıştığım, en azından bir komite oluşturmalıyız! | Open Subtitles | جلّ ما أقوله أننا يجب أن نشكل لجنة على الأقل. |
Tek istediğim, şırıldayan huzur dolu bir çeşmenin yanında sabah espressomu yudumlamak. | Open Subtitles | جلّ ما أردتُه هو ارتشاف قهوة الصباح بالقرب من نافورة مياه هادئة |
Tek bildiğim, sen kendini bulmaya çalışırken içine dönmeye çalışırken ben burada aileni bir arada tutmak için kıçımı yırttım. | Open Subtitles | جلّ ما أعرفه أنّني كنت أعمل من أجل الإبقاء على إلتحام عائلتك، بينما أنت كنت تبحثين عن نفسك بالسعي للرؤية. |
Tek yapmamız gerekenin onlardan daha çok para harcamak olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | إتّضح أنّ جلّ ما علينا القيام به هو أن نصرف عليهم أكثر. |
Tüm avluyu aradılar ancak Tek buldukları çitteki bir delikti. | Open Subtitles | لقد فتشوا الفناء، جلّ ما وجدوه كاناً ثقب في جدار. |
Zamanının çoğunu kötü insanların düşüncelerini okumaya harcadığın, ...kusurlarını ve zaaflarını görmeye çalıştığın zaman görebileceğin Tek şey bu olur. | Open Subtitles | عندما تقضي مُعظم وقتك في التعمّق في داخل عقول أناس سيئيين، تبحث عن عيوبهم وضعفهم، فعندها يكون جلّ ما تراه. |
Tek istediğimiz her şeyi açıklığa kavuşturana kadar bize mühlet vermeniz. | Open Subtitles | جلّ ما نطلبه هُو التأجيل حتى نعمل على تصفية كلّ هذا. |
Tek yaptığım onu gerçek lav kullanmaması için ikna etmekti. | Open Subtitles | كفاكِ، جلّ ما فعلته كان إقناعه بعدم استخدام حمم حقيقيّة |
Tek istediğimiz güvende hissedebileceğimiz ve kendimiz gibi olabileceğimiz bir yer bulmaktı. | Open Subtitles | جلّ ما كنا نريده مكان نشعر فيه بالأمان ونكون على ما هيتنا |
Tek istediğim gitmek zaten. Tek istediğim bu berbat, kaçık kasabadan gitmek! | Open Subtitles | جلّ ما أريد فعله هو الرحيل، الرحيل من هذه البلدة العفنة، المجنونة. |
Tek ihtiyacımız olan son anları. Katilin yüzüne görmeye çalış. | Open Subtitles | جلّ ما نحتاج هي لحظاته الأخيرة، فتّش عن وجه القاتل. |
Tek söyleyebileceğim, ikimiz için de bol şans. | Open Subtitles | جلّ ما يُمكنني قوله، حظًا طيّبًا لكلانا. |
Zaman geçtikçe, hatırlayabildiği Tek şey, derinlerde bir yerlerde eksik bir şeyin olduğuydu. | Open Subtitles | وبعد فترة جلّ مايستطيع تذكره أنَّ في الأعماق هناك شيء مفقود |
Çocuklar, sınıfta Tek yaptığım oturmak ve bir şeyler karalamaktı. | Open Subtitles | يا أطفال، جلّ ما فعلته أنّي جلست بالصف وعبثت بالرسومات... |
Tek yaptığım, çöpü kutuya atmaktı. | Open Subtitles | جلّ ما فعلته، هو مجرد رمي نفاية في سلّة المهملات |
Senin Tek yaptığınsa, bütün gün uyumak. Tabii, ben hiçbir şey yapmıyorum. | Open Subtitles | على الأقل أنا أعمل، وأنت جلّ ما تقوم به هو النّوم طوال اليوم. |
Tek bildiğimiz, şu anda cennetteler. Oltalarını bir buluttan aşağı sarkıtıp uçak yakalıyorlar. | Open Subtitles | جلّ ما نعرفه أنهم في السماء الآن، ويدلون سنارتهم من فوق سحابة ويصطادون الطائرات |
Tek isteğimiz para. Söylediklerimi anladınız değil mi? | Open Subtitles | جلّ ما نريده هو المال، بوسعكم فهم ذلك، صحيح؟ |
Onlara devlet memurlarının bu cinayeti çözmek için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع إخبارهم أن جميع موظفي الخدمة المدنية يفعلون جلّ ما يستطيعون لحل هذه الجريمة؟ |
Elimizden geldiğince para toplamaya çalıştık ama hala bir milyon eksiğimiz var. | Open Subtitles | لقد جمّعنا جلّ ما بإمكاننا، وما زلنا ننقص مليوناً. |
Tek istediği fark edilmekmiş. Tam da o anda kurutucunun sıcaklığını teninde hissetmiş. | Open Subtitles | وأنّ جلّ ما كان يرغب به هو أن يُلاحظ عندها شعر بحرارة المجفف على جلده |