| Kuzey ucunda meşe ağacı olan uzun bir taş duvar var. | Open Subtitles | به حائط صخرى طويل و شجرة بلوط كبيره فى نهايته الشماليه |
| Eğer şurada bir duvar olsaydı, hiçbir mahremiyet sorunu olmazdı. | Open Subtitles | لن تكون هناك مشكلة خصوصية لو كان حائط.. هنا.. تماماً. |
| Elektrikli araba ile ev arasına bakarsan, evin kenarına dizilmiş üç [Powerwall] güç duvarı var ve evin çatısı ise solar. | TED | إذا نظرت بين السيارة الكهربائية والمنزل؛ هناك 3 بطاريات حائط معلّقة على جانب المنزل، ثم هناك سقف المنزل وهو سقف شمسي |
| Ama sen bir Amerikan kanalında, Orta Doğu'nun Berlin duvarı niteliği taşıyan bu olayı yaşayıp anlatan tek Mısırlı muhabir olacaksın. | Open Subtitles | ولكنك ستكون أول معد أخبار مصري على محطة أميركية يصف ما الذي يحدث هناك إنها مثل حدث حائط برلين للشرق الأوسط. |
| Sonra Şirişama'ların topraklarından geçiyorsun, sonunda göğe kadar uzanan bir duvara rastlıyorsun. | Open Subtitles | ثم تسافر خلال الأرض الشيريشاما حتى تأتي إلى حائط عالي تلطخ السماء |
| Ve bir gece Lester, ...Joey'nin kafasını mutfak duvarına çarpmış. | Open Subtitles | و في ليلة ليستر ضرب رأس جوزيف في حائط المطبخ |
| İyi, sen duvar de, ben zemin. Yangının başlangıç noktasında hem fikir değiliz. | Open Subtitles | حسناً، أنت تقول حائط وأنا أقول أرض ونحن نختلف على نقطة بدء الحريق |
| Tabii ki, kimin yenilebilir duvar sanatına ihtiyacı yok ki? | Open Subtitles | بالتأكيد، من منا لا يحتاج إلى حائط فني قابل للتغيير |
| Bufalolardan oluşan bir duvar önlerinde ve savunmasız yavru arkalarında, | Open Subtitles | مع حائط من الجواميس في الأمام وشبلٍ ضعيفٍ في الخلف, |
| Kardan duvar 50 metre yükseklikte 100 metre de genişlikte hızla geliyordu. | Open Subtitles | حائط الثلج كان بارتفاع 50 متر وبعرضِ 100 متر ويتحرك بسرعة هائلة |
| Ama yolumuzun üstünde duran 100 metrelik ufak bir duvar sorunu var. | Open Subtitles | لكن هنالك مشكلة بسيطة بوجود حائط بإرتفاع 300 قدم يحول دون ذلك. |
| - Bu da kaçınılmaz bir rüzgar duvarı 1372 nolu uçağı düşürdü. | Open Subtitles | الذي يكون حائط من الرياح صعب تجنبه أسقط بشكل مأسوي الطائرة رقم1372 |
| Etkin bir istinat duvarı inşa etmek için bir lastiği nasıl sıyıracaklarını, nasıl düzenleyeceklerini ve nasıl birbirine bağlayacaklarını bulmuşlardır . | TED | لقد اكتشفوا كيف ينزعون أغلفة الإطارات، وكيف يخيطونها و يداخلوها لبناء حائط عازل أكثر فعالية. |
| Pek çoğunuz Perspective Pixel ile beraber geliştirdiğimiz sihirli duvarı hatırlayacaktır gerçek manasıyla sonsuz bir duvar yaratmıştık. | TED | كثيرون منكم يذكر الحائط السحري الذي بنيناه بالتزامن مع إدراك نقط الشاشة حيث أننا حرفياً صنعنا حائط لا نهائي |
| Bütün hayatının bir duvara sığabildiğini bilmek biraz iç karartıcı. | Open Subtitles | مستاء لعلمي ذلك, حياتك كلها قد تتسع على حائط واحد |
| Bütün hayatının bir duvara sığabildiğini bilmek biraz iç karartıcı. | Open Subtitles | مستاء لعلمي ذلك, حياتك كلها قد تتسع على حائط واحد |
| Simdi Bu kadın tezek yığınının duvarına, bir resim yapmış | TED | الآن، هذه السيدة، على حائط هذه الكومة من أقراص الروث قد رسمت لوحة |
| Zengin birinin duvarında, cam bölme içinde asılı parçalanmış bir gitar. | Open Subtitles | جيتار مهتريء بجانب صندوق زجاجي معروض على حائط أحد الشباب الأثرياء |
| duvarın arkasında bir vitrin mankeni gizli, ve ışığı kapıdan sektireceğiz. | TED | وهناك تمثال مخفي وراء حائط وسنقوم بجعل الضوء يرتد عن الباب. |
| Krazner duvarını nasıl aşacağımızı gösterebilir misin? | Open Subtitles | هل بإمكانك أن ترينا كيف ندخل من حائط طيني؟ |
| duvarda mıydı pulda mıydı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر إذا ما كان على حائط أو على طابع |
| Virginia'daki restoranın duvarındaki mesajla ilgili mektubu hatırladın mı? | Open Subtitles | أتتذكرين الرسالة الموجودة على حائط مطعم فى فيرجينيا؟ |
| "Özel atlayışını yaparak"... Yanan Ölüm duvarından geçecek! Kilomu tahmin etmek ister misin Çaylak? | Open Subtitles | تقوم بقفزة رائعـة من خلال حائط مميـت يحوطه النـار هل تريـد التنبوء بوزنـي ؟ |
| Parçalanmış teller, mutfağın olmaması banyo duvarının olmaması ve asansörün çalışmaması yani. | Open Subtitles | إذاً الأسلاك مكشوفة لا مطبخ و لا حائط للحمام و المصعد معطل |
| Onunla konuşmaya çalışıyorum fakat sanki bir duvarla konuşuyorum. | Open Subtitles | أحاول ان أتحدث إليها، لكن هذا كمحاولة الحديث إلى حائط |
| Bu durum ışık bir ya da daha fazla duvardan sektiğinde bile devam eder. | TED | هذا صائب حتى لو ارتد الضوء على حائط أو أكثر. |
| Pembe ve belki de duvarları altın renginde boyardım. Ve elbette yeni bir kumaş. | Open Subtitles | وردي مع ورق حائط باللون الذهبي بالإضافة لقماش جديد |
| Onlara göre çoktan, resmi girişteki Duvardaki çerçevelerden birine asıldı. | Open Subtitles | اهتمامهم بأمرها انحصر في وضعهم صورة لها على حائط ردهتنا. |