Kocamın eşyalarını parçalamadan ya da çişim gelmeden aşağı inmeyeceğim. | Open Subtitles | سأنزل عندما أنتهي من كسر حاجيات زوجي أو عندما أحتاج للتبوّل |
Polis gelip seninle görüştü mü veya Max'in eşyalarını sana iade ettiler mi merak etmiştim. | Open Subtitles | أردت أن أعرف ان قامت الشرطة بأستجوابك و هل أعادوا حاجيات ماكس أم لا؟ |
Annenin kişisel eşyalarını göstermek için getirmişler. | Open Subtitles | كانوا بحاجة بأن يتعرف شخصا ما على حاجيات الأم |
Annem geldiğinde diğer mutfak eşyaları hakkında onunla konuştum. Hangi diğer eşyalar? | Open Subtitles | تكلمت مع أمي عندما أتت من أجل حاجيات المطبخ. |
Eddie'nin eşyaları arasında, telsiz kayıt cihazı falan var mı? | Open Subtitles | في حاجيات إدي هل هناك أى نوع من أجهزة تسجيل لاسلكي؟ نعم فعلا .. |
Babamın eşyalarının olduğu sandığı yarın getirmenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تحضري الصندوق الذي يحتوي حاجيات أبي غداً |
ama biz bunu geleceğin yiyecek güvenliği ihtiyaçları ve geleceğin çevresel güvenlik ihtiyaçlarını birleştireceğimiz hassas bir yolla yapmalıyız. | TED | ولكن يجب أن نقوم بذلك بشكل عقلاني لتلبية حاجيات الأمن الغذائي والأمن البيئي في المستقبل. |
Carla Town'un eşyalarına bunu eklemek istiyorum. | Open Subtitles | عِنْدي هذا لاضافته الي حاجيات كارلا تاون |
Sanırım biri Tobin'in eşyalarından kurtulmak istiyormuş. | Open Subtitles | أعتقد ان احدهم كان حريصا بالتخلص من حاجيات توبين حسنا ، كيف عرفت انها تخص توبن ؟ |
Karınızın eşyalarını mı inceliyordunuz? | Open Subtitles | هل كنت تفتش في حاجيات زوجتك الشخصية ؟ كلاّ، لم ألمس شيئاً. |
Motel müdürü annemi eşyalarını kaybolduktan sonra bilinen son adresine postalamış. | Open Subtitles | لقد أرسل مدير النزل حاجيات والدتي إلى آخر عنوان معروفٍ لها قبل أن تختفي |
Örneğin, ''Kızkardeşinin eşyalarını karıştırırken onun yukarı çıktığını duyduğunda.'' | TED | مثلًا، "عندما تقومُ بالعبث في حاجيات أختك، وتسمعُ خطواتها قادمة على السلم للطابق العلوي". |
Aynı gece, Eve'in eşyalarını aldırdık, acınacak durumdaki mallarını. | Open Subtitles | تلك الليلة نفسها، طلبنا حاجيات "إيف" بعض أملاكها التافهة. |
Anneni mutfak eşyalarını yerleştirirken yalnız mı bırakacaksın? Hadi ama. | Open Subtitles | وستترك أمك تفرغ حاجيات المطبخ وحدها؟ |
Kardeşimin eşyalarını alacağım. Benimle kalacak. | Open Subtitles | أريد حاجيات أختي سوف تمكث معي |
Gerçekten hamile sanırım, Michael. Bebek eşyaları falan da var... | Open Subtitles | أظن أنها حامل يا (مايكل) أقصد ان حاجيات الطفل هنا |
- Bunlar Angeliki'nin eşyaları mı? | Open Subtitles | - اين حاجيات انجيليكي ؟ - لقد وضعتها بعيدا |
Annemin eşyaları nerede? | Open Subtitles | أين كل حاجيات أمي؟ |
Rahmetlinin kişisel eşyalarının olduğu bir kutu. | Open Subtitles | إنّه الصندوق الذي يحتوي على حاجيات المتوفى الشخصية. |
Arkamı dönüp baktım ki Jenny ve Ian'ın eşyalarının hepsini alıp götürmüşler. | Open Subtitles | بالكاد أدرت ضهري وقد نقلوا كل حاجيات جيني و أيان |
Fakat bu açıkça insanların ihtiyaçlarını ve insanları destekleyen ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz. | TED | ولكن يبدو واضحا أن هذا غير كاف لمعالجة حاجيات الأشخاص وحاجيات البلدان الداعمة لهؤلاء الأشخاص. |
Shaista'nın odasına, eşyalarına bakan oldu mu? | Open Subtitles | هل قـــام أحدكم بإلقــاء نظرة على حاجيات ً شاييســتا ً في غرفة النوم ؟ |
Sen bayan eşyalarından ne anlarsın? | Open Subtitles | ما الذي تعرفه أنت عن حاجيات النساء؟ |