kalabalık bir partide eğleniyormuş gibi yapmaya ihtiyaç var mı? | Open Subtitles | من يحتاج للتواجد في حشد كبير متظاهراً بقضاء وقتاً ممتعاً |
kalabalık var ve çok üzücü bir olayla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | شركة الهاتف الصوتى. هناك حشد كبير وكثير من الحزن هنا |
Yarın maç var, çok kalabalık olacak ve ikinci bir barmenimiz yok. | Open Subtitles | اللعبة هي غدا، لدينا حشد كبير قادم ، وليس لدينا نادل الثاني |
En ufak bir savunma denemesinde kana susamış kalabalığa dönüşen bir orduyu gezici bir milis takımı haline getiremezsiniz. | Open Subtitles | لن نجعل جيشا ينقسم إلى محاربين من الصعاليك هذه المسيره ستتوقف مع أول حجه تافهه مثل حشد متعطش للدماء |
Ayrıca kasabaya uğrayacak olan bir sürü voleybolcu kız var. | Open Subtitles | وهناك حشد كبير من سيدات لعبة كرة الشاطىء يمرون بالبلدة |
İşte burada. kalabalık arasında onu ararken bana görüneceği gibi. | TED | وها هي، كما تبدو لي إذا كنت أنظر في حشد من الناس بحثًا عنها. |
Evet, eskilerin dediği gibi, iki kişinin yanında üçüncü kalabalık yaratır. | Open Subtitles | وكما يقول المثل القديم اثنان شراكة، ثلاثة حشد |
Burada büyük bir kalabalık birikti... | Open Subtitles | حشد ضخم وهائل ،جُمع في هذه المنطقة النائية الصحراوية |
"iki kişi çift olur, üç kişi kalabalık," ve dört kişi ise gangaster olur hangisi çift? | Open Subtitles | إثنان ثنائى ، ثلاثة حشد أربعة عصابة لصوص أى ثنائى ؟ |
Polis geldi ve itfaiye intihar takımı artı büyük bir kalabalık var. | Open Subtitles | البوليس قد وصل ورجال فرقه مقاومه الانتحار من قسم الاطفاء بالاضافه الى حشد غفير من الناس |
Olduğum zamanlar ise kalabalık gelip gidiyor. | Open Subtitles | لكن عندما أكون في المنزل فهناك دوماً حشد كبير من الناس يدخلون و يخرجون |
Olduğum zamanlar ise kalabalık gelip gidiyor. | Open Subtitles | لكن عندما أكون في المنزل فهناك دوماً حشد كبير من الناس يدخلون و يخرجون |
Sinema salonundan çıkarıldığında... ona küfreden bir kalabalık birikmişti bile. | Open Subtitles | عندما أحضروه من المسرح كان هناك حشد ينتظره ليصرخ في وجهه |
Büyük bir kalabalık Batı Berlin'de Çanın Berlin Belediye Meclisi'ne çekilişini görmek için toplandı. | Open Subtitles | خرج غربيّ برلين حشد غفير ليشهدوا رفعه على برج دار بلدية برلين الغربية |
Ben öğretemiyorsam belki bir gün, öfkeli bir kalabalık öğretir. | Open Subtitles | وإذا لم أستطيع أن أعلمك ذلك ربما يوماً ما حشد غاضب سيعلمك ذلك |
İngiliz askerleri, herhangi bir provokasyon olmadan savunmasız bir kalabalığa ateş açtıysa onların bu olaydan dolayı asılmasını isteyen ilk kişi ben olacağım. | Open Subtitles | إن إطلقوا الجنود البريطانيون على حشد أعزل دون أستفزاز سأكون أول من يريد رؤيتهم يشنقون |
Ama sürü halindeki düşmanlara karşı Nobunaga'yla eşleştiğinde en güçlü halinde olurdu. | Open Subtitles | لكنّه كانَ الأقوى عندما يُشكِّلُ ثُنائياً مع نوبوناغا لمُقاتلةِ حشد من المُقاتلين |
Budapeşte şehir merkezinde heyecanlı bir grup Stalin anıtını devirdi. | Open Subtitles | ،عند مركز المدينة بودابست أطاح حشد مهتاج بتمثال لـ ستالين |
Resiflerde, bir mahkum horozbina sürüsü mercanın üzerinde yiyecek arar. | Open Subtitles | أعلى الشعبة المرجانية , حشد أسماك صغيرة يتغذى فوق المرج |
Başka insanlar. kalabalığı nasıl geride tuttular? | Open Subtitles | أعني بعض الناس القريبين أعني ، كيف أمكنهم إبعاد حشد الناس؟ |
Bu ayrıca, bir enstrümanın kalabalıkta ortaya çıkma yeteneğini de etkiler çünkü kulaklarımız bazı frekanslara diğerlerinden daha güçlü uyum sağlar. | TED | كما أنه يؤثر على قدرة أداة لتبرز في حشد من الآلات، لأن آذاننا مضبوطة بشكل أكبر لالتقاط بعض الترددات دون غيرها. |
Bu fotoğrafta gecekondu bölgesinde sinirli bir topluluk onu çevreliyor. | TED | في هذه الصورة حشد معاد في الأحياء الفقيرة المحيطة به. |
Yavaş yavaş, çıtçıt topluluğu açık denize doğru ilerliyor. | Open Subtitles | بشكل تدريجي، حشد النهّاشَ يَصْعدُ إلى الماءِ المفتوحِ الأكثرِ. |
Bu günlerde yeni bir toplulukla vakit geçirmekten eminsin. | Open Subtitles | أنتِ محقه بخصوص الخروج مع حشد جديد هذه الأيام |
- Sigara almaya gittiğimde çok kalabalıktı. - Öyle mi? | Open Subtitles | -كان هناك حشد عندما ذهبتُ لشراء "سجائر " |
Adamların gümrük binasının dışındaki bir nöbetçiye yardıma gelmişlerdi. kalabalığın sataşmalarına maruz kalıyordu. | Open Subtitles | جاءني أحد رجال الجمارك يطلب المساعدة قد أنتهك من قبل حشد من الناس |
Onu gençliğinden savaşmak için insanları bir araya getirmeye başladığı günden tanırım. | Open Subtitles | ..اعرفه منذ كان صغيراً عندما حشد الناس معاً للقتال.. |
Hükümet ilk aşamada ulusal muhafızları harekete geçirerek, güvenlik güçlerini arttırmayı düşünüyor. | Open Subtitles | وقد بدأت الحكومة بمناقشة خطط لتعزيز حرس الحدود، وكذلك حشد القوات المسلحة في البلاد |
Mürettebatım toplanmış ve gitmeye hazır durumda. | Open Subtitles | لقد حضرت حشد من افراد الطاقم وهممستعدونفعلاًللرحيل. |