Sadece gerçekten Öyle mi hissediyorsun bilmek istiyorum. gerçekten hislerin o yönde mi? | Open Subtitles | أريد أن أعرف إذا كان هذا هو ما تشعر به، هل هذا هو حقًا ما تشعر به؟ |
Sihrimi konuşturabilir miyim bir bakayım ama o kararlara benim maaşım yetmiyor. Öyle mi? | Open Subtitles | سأرى ما يمكنني فعله، لكن هذه القرارات تفوق قدراتي حقًا. |
Karın ve oğlunun sonu da Öyle mi olsun istiyorsun? | Open Subtitles | هل ذلك حقًا ماتريده لزوجتك و ابنك؟ |
gerçekten ama gerçekten kurtulmak istediklerinde Jim Crow South'dan ABD sınırları içerisinde mümkün olan en uzak noktaya, Alaska'ya gittiler. | TED | وحين رغبوا حقًا في الهرب بعيدًا، اتجهوا إلى ألاسكا، أبعد منطقة ممكنة داخل حدود الولايات المتحدة عن جنوب جيم كرو. |
Cidden mi? | Open Subtitles | هل حقًا فعلت ذلك ؟ |
- Ciddi misin? - İzin verirseniz. | Open Subtitles | ـ حقًا ـ إن كان بإمكانكِ العمل بدوني |
- Öyle mi? - Evet. | Open Subtitles | توقفي سارة ، هذه مقارنة غير عادلة - حقًا ؟ |
- Annemin çatısındaki birkaç sızıntıyı halletmiştim. - Öyle mi? Yardım edebilirim. | Open Subtitles | لقد قمت بتصليح بعض التسربات في عليَّة أمي - حقًا ؟ |
Güven hakkında konuşmak istiyorsun Öyle mi? | Open Subtitles | أتريد حقًا الحديث بخصوص الثقة؟ |
Öyle mi? Arabalardan anlıyor musun? | Open Subtitles | حقًا, أتعرف شيئاً عن السيارات؟ |
Uyuşturucu ile Mücadele Birimi'nde çalıştı Öyle mi? | Open Subtitles | هل عمل حقًا مع وكالة تمويل الأدوية؟ |
Öyle mi dersin? | Open Subtitles | هل حقًا تعتقدين ذلك؟ |
- Burada yaşıyorum. - Öyle mi? | Open Subtitles | ـ أسكن هنا ـ حقًا |
Ayar değiştirdik, Öyle mi? | Open Subtitles | حقًا هل بدأنا بتغيير انظمتنا؟ |
Şimdi sivrisinek biyolojisinin bu projede bize gerçekten yardımı dokunacak iki özelliği var, bunlardan ilki şu, erkekler ısırmaz. | TED | هناك ملمحان في علم الأحياء الخاص بهذه البعوضة يقومان بمساعدتنا حقًا في هذا المشروع، وهما: أولًا، الذكور لا تعض. |
Bu yüzden eğer şirketler gerçekten hesap verebilirlik istiyorsa zaten verildiğini farz etmeliler. | TED | لذلك إذا كانت الشركات حقًا تريد المساءلة، عليهم الافتراض أنه أمر مسلم به. |
Hayatımda ilk kez iyi bir lokantaya gitmiştim, gerçekten iyi bir restoranta. | TED | أتذكرُ المرة الأولى التي ذهبتُ فيها إلى مطعم جميل، مطعم جميل حقًا. |
- Az kalsın seni tanıyamıyordum. - Cidden mi? | Open Subtitles | ـ كدت ألا أعرفكِ ـ حقًا |
- Hadi ama. Ciddi misin? | Open Subtitles | باللهِ عليكِ، أتمزحين معى .حقًا |
Sahiden mi? Sözüm yok mu? | Open Subtitles | حقًا, لا دخل لي؟ |
İnsanların hep iyi yanını görüyorsun ve bu gerçek yanlarını görmeni engelliyor. | Open Subtitles | أنت ترين الجانب الأفضل ،فقط في الناس وهذا يعميك عما يكونون حقًا |
Şimdi, bu, güven kaymasının nasıl davranış ve tüm sektör çerçevesinde meydana geldiğine gerçekte güçlü bir örnek, hikayeyi geriye döndüremezsin. | TED | الآن، هذا هو توضيح قوي حقًا كيف بمجرد أن حدث تحول الثقة حول السلوك أو القطاع بالكامل، فلا يمكنكم عكس القصة. |
Evet, dışarıdayım. Yok ya, Sahi mi? Harbi mi? | Open Subtitles | أجل، أنا بالخارج لا، توقّفيّ، حقًا ؟ |
çok heyecan verici olduğunu düşündüğüm bir şeyi paylaşmak istiyorum. | TED | حسنًا، أريد أن أخبركم عن شيء أعتقد أنه مثير حقًا. |
Annem benim aslında mavi bir balon almamın daha iyi olacağını söyledi. | TED | قالت لي أمي أنها تعتقد أنني يجب حقًا أن آخذ بالونًا أزرق. |
"Hükümeti, rejimi asıl şaşırtan şey, isyan edenlerin işçiler olmasıydı. | Open Subtitles | ما صعق الحكومة حقًا أو النظام فلورا لويس صحفية أمريكية |
Bu oldukça ihtilaflı bir konu çünkü bazı yerlerde kötü bir şekilde yapıldı insanlar taşındıkları yerlerden zorla tahliye edildi. | Open Subtitles | إنه أمر مثير للجدل حقًا لأنه نُفذ في بعض المواقع بغير وجه حق حيث أُكره الناس على الرحيل من بيوتهم |