ويكيبيديا

    "حمراء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kızıl
        
    • kırmızı
        
    • kırmızıydı
        
    • kırmızısı
        
    • kıpkırmızı
        
    • kırmızıdır
        
    • Red
        
    • kırmızıya
        
    • kızarmış
        
    • kızılötesi
        
    • kızardı
        
    Ancak kızıl görünümlü her şey aynı bileşenlere sahip değil. TED لكن ليست كل مادة تبدو حمراء اللون لديها نفس التكوين.
    Nikel demir meteroitler, başka bir deyişle metal de kızıl görünebilir. TED النيازك المكونة من النيكل حديد أي المعادن، يمكنها أن تبدو حمراء.
    Ve bunu başardığında mahşerin dört atlısı, kızıl okyanuslar, alevlerin içinde bir gökyüzü onun en iyi yaptığı şeylerden bahsediyorum. Open Subtitles و حين يهبط على الأرض سينتشر فرسان الهلاك الأربعة , و تصبح المحيطات حمراء و تمطر السماء نيراناً الأهوال الكبيرة
    Ekranda bir ton kırmızı görmeye devam edebilirsiniz, çünkü daha geniş renkli bulutlarla artışları gösteriyoruz, kırmızılı daha büyük alanlar. TED لا تزالون ترون بقعة حمراء في الشاشة، لأننا نظهر زيادة في شكل سحب أكبر، أي مناطق أكبر ذات لون أحمر.
    Belki ilk arabası kırmızıydı ya da annesi hep kırmızı ruj sürmüştür. Open Subtitles ربّما كانت سيارتها الأولى حمراء أو كانت والدتها دائما تضع أحمراً للشفاه.
    - Ne kırmızısı? - Bak! Yeşil. Open Subtitles ـ لا تقلقي، لا تقلقي ـ احترس الإشارة حمراء
    O güruh bugün Musa'nın peşinden çöle gidebilir ama gözleri güneşten kıpkırmızı olduğunda ve çatlak dudakları susuzluktan kanadığında, mideleri açlıktan kasıldığında, Open Subtitles هذا الحشد سيتبع موسى لداخل الصحراء اليوم لكن عندما تذبل عيونهم و تصبح حمراء بفعل الشمس و تتشقق شفاههم و تدمى من العطش
    "Güller kırmızıdır, menekşeler mavi... süt, yumurta, kahve." Open Subtitles الورود حمراء زهور البنفسج زرقاء حليب ، بيض ، قهوة
    Çok çirkin ama en azından kızıl vampirin teki değil. Open Subtitles قبيحة كالخطيئة لكن على الاقل ليست مصاصة دم حمراء الشعر
    Ormanın kızıl olduğu, seni tekrar göreceğim günü uzun zamandan beri iple çekiyordum. Open Subtitles كان هناك وقتٌ كنتُ أشتاقلليوم.. الذي سأراكِ فيه مجدداً، عندما تصبح الغابة حمراء.
    Büyük, kızıl kayalar ve deniz ve kumarhaneler varmış. Open Subtitles ثمة صخور حمراء كبيرة والبحر وكازينوهات كثيرة حوله
    Teşekkür ederim kızıl Bulut ama sanırım yapılacak en iyi... Open Subtitles شكرا، سحابة حمراء ولكنني أعتقد حقا أنني يجب أن
    kızıl Bulut sizinle konuşup her şeyi barışçı yollarla çözmek istiyor. Open Subtitles سحابة حمراء يريد التحدث معك وتسوية الأمور سلميا
    Kendi halkından biri yasalara karşı geldiğinde, kızıl Bulut onu öldürüyor. Open Subtitles عندما اي فرد من شعبه يكسر القانون سحابة حمراء يحكم عليه بالموت
    bu trafik ışığı kırmızı, yeşil değil ve bu durman gerektiği ileriye gitmemen gerektiği anlamına gelir." noktasına değiştirdik. TED انت اكتشف اين اشارة المرور. و ان الاشارة حمراء و ليست خضراء و التي تعني التوقف و ليس الحركة.
    İlk sürücüsüz araçlı şehirlerde, ne kırmızı ışıklar, ne de şeritler olurdu. TED في أولى المدن ذاتية القيادة، لن يكون هناك مسارب ولا إشارات حمراء.
    Roger, buz kutusuna gidip bana oradaki büyük kırmızı şişeyi getir. Open Subtitles روجر أريدك أن تذهب للثلاجة و تحضر زجاجة حمراء وضعتها هناك
    Ben burada yaşarken, duvarlar kırmızıydı. Open Subtitles أتعرفين، عندما كنت أعيش هنا، الحيطان كانت حمراء
    "Bizim Meksika'da yıldızlar ve gitarlar ve şarap kırmızısı tatlı dudaklar." Open Subtitles فى أولد ميكسيكو نجوم وقيثارات فولاذية وشفاه مترفة حمراء كالنبيذ
    O güruh bugün Musa'nın peşinden çöle gidebilir ama gözleri güneşten kıpkırmızı olduğunda ve çatlak dudakları susuzluktan kanadığında mideleri açlıktan kasıldığında Musa ve onun Tanrı'sını lanetleyecekler. Open Subtitles هذا الحشد سيتبع موسى لداخل الصحراء اليوم لكن عندما تذبل عيونهم و تصبح حمراء بفعل الشمس و تتشقق شفاههم و تدمى من العطش
    "Güller kırmızıdır, menekşeler mavice aletin kocamandır, almak istiyorum içime. Open Subtitles الزهور حمراء, البنفسج يميل إلى الزرقة قضيبك ضخم و أود أن ألعقة
    Red savaşa gittiğinde, ben onu bekledim. Open Subtitles عندما حمراء ذَهبتْ إلى الحربِ، إنتظرتُه،
    Yanınca kırmızıya dönen hint yapımı optik bir mürekkep kullandılar. Open Subtitles يستعملون حبر نقل بصري من الهند التي تحترق .وتصبح حمراء
    Gerçekten kızarmış. Gidip göz doktoruma bir görünmelisin. Open Subtitles إنها حمراء عليك رؤية طبيبي للعيون
    Bu pencere ısının bir bölümünün kızılötesi olarak havuzun ısısından taşınmasını sağlar. TED تسمح هذه النافذة بعبور جزء من الحرارة إلى الأعلى في صورة أشعة تحت حمراء لينفذ بفاعلية، حاملًا حرارة تلك البركة بعيدًا.
    Denizler kaynadı, nehirler kızardı. Open Subtitles وبدأ البحر في الغليان، ومياه النهر أصبحت حمراء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد