"خلطت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• karıştırdım
• karıştırdınız
• karıştırmışım
• karıştırırsan
• karışmış
• karıştırdın
• karıştırıyorsun
• hazırladım
• karıştırıp

İçine seni yavaş yavaş iyileştirecek şeyler karıştırdım... biraz da uykunu getirecek, böylece kaçamayacaksın.
لقد خلطت به أشياء ستشفيك, لكن ليس بسرعة كبيرة و ستجعلك نعسا بعض الشيء, لذا لن تستطيع الجري بسرعة

Evet. Sanırım arkadaşımın cüzdanı ile karıştırdım.
نعم , أعتقد إننى خلطت حافظتى بحافظة صديقتى

Şimdi kafamı karıştırdınız işte çünkü bu sizi yapabileceğiniz bir şeymiş gibi geliyor bana.
أنظر، الآن أعتقد بأنك خلطت بيننا هذا فعل يبدو من شيمك

Ama anlatırken sincap demek olan "ecureuil"le, "requin"i karıştırmışım.
لكنني خلطت بين الكلمات إيكوريل" و الذي يعني السنجاب باللغة الفرنسية"

Eğer doğru karıştırırsan, bir sürü protein alırsın.
إذا خلطت هذا المادة بشكل صحيح تحصل على كل البروتين الذى تحتاجه.

Demode önyargılarım mı sizinkilerle karışmış iç çamaşırlarım mı?
تعصباتي القديمة أم حقيقة أني خلطت غسيلي مع غسيلكم

Beni başka birisiyle karıştırdın.
أظن أنك خلطت بيني و بين شخص آخر، أنا آسف.

Cook County'yi, Abi Grabie hapishanesiyle karıştırıyorsun sanırım.
أعتقد أنك خلطت الامر بين مقاطعه كوك و سجن أبو غرابي

Ben de 900 trilyon dolar ediyorum ya, onunla karıştırdım.
لا بد أنني خلطت بينهم و بين ال900 تريليون الذين أساويهم أنا

Yani, "Helal bana, iki içeceği birbirine karıştırdım!" gibi.
اعني.. نعم بالنسبة لي لقد خلطت مشروبين معاً

Hayır, o haklı. Blue Bronco'ma biraz votka karıştırdım.
لا ، هو محق ، لقد خلطت بعض الخمر مع مشروبي

Üzgünüm. Siz beni diğer melekler karıştırdınız.
-آسف، لقد خلطت بيني وبين كائن سامي آخر ..

Pekala, her neyse. Doğu blok liderlerini karıştırmışım, kusura bakma.
آسف لأنني خلطت بين زعماء المعسكر الشرقي

Evet, bütçe teslimat tarihini karıştırmışım.
أجل , لقد خلطت التواريخ بالميزانية

Hindistan ceviziyle keklik otunu karıştırırsan, iyi kafa yaparmış.
لقد سمعت انك إذا خلطت جوز الطيب مع المارجوان فستحصل على دماغ عاليه

Çamaşır listenle yemek listeni karıştırırsan, kahvaltıda donunu yiyebilirsin.
إن خلطت قائمة غسيلك بقائمة المشتروات فستأكل ملابسك الداخلية على الإفطار

Buraya geldiğinizde bıçaklı bir adamdan bahsediyordunuz doktorlar hayal gördüğünüzü düşünüyor bana kalırsa, kafanız karışmış ve bence bıçaklı adam sizdiniz.
جئت للمستشفى متحدثاً عن رجل يحمل سكيناً الأطباء يعتقدون بأنها أوهام ولكنّي أعتقد أن خلطت بالأمور

- O bir sihirbaz. Korkutucuyu soytarıyla karıştırdın sanırım. Bu herif korkutucuydu.
أظنك قد خلطت بين مخيف وسخيف ذلك الشخص كان مرعباً, لقد كان في ليموزين

Buraya bir şeyleri unutmanın gerektiğini söyleyerek geldin ben de sana en kuvvetli içkimi hazırladım.
لقد جئت وقلت لي أنّك يجب أن تنسى أمراً ما لذا خلطت لك أقوى مشروب أعرفه

İlaçları karıştırıp, bir tanesinden fazla almış olmalıyım.
لا بد أني خلطت وصفاتي وتناولت الكثير منها