ويكيبيديا

    "داعي لأن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerek yok
        
    • zorunda
        
    • gerekmiyor
        
    • gerekmez
        
    • gereği
        
    • için bir neden
        
    Benden utanmanıza gerek yok. Ben profesyonel bir sağlık uzmanıyım. Open Subtitles أوه لا داعي لأن تخجل مني أنا محترفة عناية صحيه
    Teşekkür etmeden gerek yok. bizim için normal bir iş. Open Subtitles لا داعي لأن تشكرني، إضافة لذلك هي من أهتمت بنا
    Bana işlerin nasıl yürüdüğünü anlatmana gerek yok. Ben aptal değilim. Open Subtitles لا داعي لأن تشرحي لي كيف يتم الامر أنا لست غبية
    Bu yer bitişik olmak zorunda değil, birbirine bağlı olmak zorunda değil. TED فلا داعي لأن يكون الأمر معدياً ولا داعي لربط جميع الأمور ببعضها
    Ona bunun, antika bir masa olduğunu söyleyeceğim. Nereden geldiğini bilmek zorunda değil. Open Subtitles حسناً, سأخبرها أنها طاولة عطار أثرية لا داعي لأن تعرف من أين أحضرتها؟
    Buradaki askeri operasyonları nasıl yöneteceğimi size bildirmem gerekmiyor, bayan. Open Subtitles لا داعي لأن أستشيرك في إدارة العمليات العسكرية لهذه القاعدة
    Oh. Bu çok tatlı. Bu Ogre'ye iyi duygular beslemeniz gerekmez. Open Subtitles كم هذا جميل لا داعي لأن تتوقع السلوك المهذب من غول
    Teşekküre gerek yok. O benim değil ki, o O'nun. Open Subtitles لا داعي لأن تكون ممتنا فهذا ليس لي، بل له
    Sert biri olduğunu kanıtlamak için öfkeni göstermene gerek yok. Open Subtitles لا داعي لأن تنفعل طوال الوقت فقط لتثبت مدى قوتك
    Hatırlatmama gerek yok, ama burası son yer gibi değil. Open Subtitles لا داعي لأن أذكرك ولكن هذا المكان يختلف عن سابقه
    Bunları hacklememe gerek yok. Bütün bu sistemler zaten hacklenmiş durumda. Open Subtitles لا داعي لأن أخترق كل تلك الخوادم التي هي مخترقة اصلاً
    Teşekkür etmene gerek yok, para ödersen hayır demeyiz tabii. Open Subtitles لا داعي لأن تشـكرنا ولكن لو أعطيتنا المال نكون ممتنين
    Kim oldugunu söylemene gerek yok. Sadece arayanin dediklerini söyle. Open Subtitles لا داعي لأن تخبرني من، فقط أخبرني ما الذي قاله
    (İzleyici soluk sesleri) Söylemeye gerek yok, hiç de iyi bir gece geçirmemiştim. TED لا داعي لأن أخبركم أنها لم تكن ليلة سعيدة على الإطلاق.
    Yani işi biraz daha ilerletirsek, illa planın bir parçası olmak zorunda değil. Open Subtitles كنت أعني إذا أصبح بيننا علاقة فلا داعي لأن تصبح جزءاً من الخطة
    zorunda olduğundan daha fazla rahatsız olmana gerek yok. Open Subtitles لا داعي لأن تشعري بعدم الإرتياح أكثر من اللازم بعد الآن
    Özellikle de içeri girmek için kapı çalmak zorunda olmayan kişilerin başına. Open Subtitles الأشخاص الذين لا داعي لأن يطرقوا الباب للدخول، كما تعلم؟
    Üzgün olmak zorunda değilsin. Sadece dürüst davranıyorsun. Open Subtitles لا داعي لأن تأسفي، فأنتِ تحاولين أن تكوني صادقة معي
    Bana karşı iyi davranman gerekmiyor. Aptalın teki olduğumu biliyorum. Open Subtitles لا داعي لأن تكوني لطيفة معي لقد تصرفت معك بحماقة
    Kızman gerekmiyor. Open Subtitles ليس هنالك داعي لأن تتصرف بوقاحه على هذا الشيء، حسنا؟
    Taş olması gerekmez, lanet bir not yazabilirsiniz. Open Subtitles لا داعي لأن ترموا حجرة أكتبوا رسالة لعينة
    Kraliyet soyuna köle olmaları gerekmez artık. Open Subtitles لا داعي لأن تبقوا عبيدًا لسلالته الملكية
    Bizim hesabımız için defterini açık tutmanın gereği yok. Open Subtitles لا داعي لأن تأخذ فائدة منا
    Kişisel olması için bir neden yok. Open Subtitles وإذا،لا داعي لأن يكون الموضوع شخصياً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد