koyu saçlı, orta boylu, geçici olarak Meksika'daki bir kampta yaşıyor. | Open Subtitles | شعره داكن ومتوسط الحجم يقيم حالياً في بلدية العصر الجديد بالمكسيك |
Kaçak bir çocuğu arıyorduk da on altı yaşında, sıska, saçları koyu renk. | Open Subtitles | نحن نبحث عن فتىً هارب ,في الـ16 من عمره بنيته ضعيفة, بشعر داكن |
Vay be, katille aynı tipten hoşlanıyormuşuz. koyu saçlı, 20'lerinde yakışıklı erkekler. | Open Subtitles | أنا والقاتل نتشاطر نفس النوع المفضل، شبابٌ وسيم ذو شعر داكن وبالعشرينات. |
Tek bildiğimiz, beyaz, 1,75 boylarında, siyah saçlı, yaklaşık 85 kilo civarında olduğu. | Open Subtitles | أفضل ما توصلنا إليه رجل أبيض , وشعره داكن يزن حوالي 170 باوند |
Yanında büyük siyah bir adam ve orta yaşlı beyaz birisiyle. | Open Subtitles | مصحوب مع رجل كبير داكن البشرة ورجل أبيض في مُنتصف العُمر |
Nick'in kardeşi Phinny esmer ve önceki kurbanlara daha çok benziyor. | Open Subtitles | شقيق نيك فيني شعره داكن و هو يشبه هؤلاء الشباب اكثر |
Belki de barakaların altına dökmeliyiz. Oradaki toprak koyu renkte. | Open Subtitles | ربما يمكننا وضعه تحت الأكواخ التراب داكن هناك |
Barakaların altına koyalım. Oradaki toprak koyu renk. | Open Subtitles | ربما يمكننا وضعه تحت الأكواخ التراب داكن هناك |
Aşağı yukarı kedi boyutlarında küçük bir maymun. Beyaz yüzlü. Sırtındaki kürk koyu renk. | Open Subtitles | إنه قرد صغير بحجم هر وجهه أبيض وفرو ظهر داكن |
Sırtlarının koyu gri rengiyle, yukarıdan onları görebilmek neredeyse imkansızdır. | Open Subtitles | إن تمويه أجسامهم, داكن أعلاهم وفاتح اسفلهم يجعل من المستحيل إكتشافهم من الأعلى |
koyu mavi bir zarftı, diğerlerinden çok farklıydı. | Open Subtitles | و كان هناك خطاب شخصي مكتوب بخط اليد بظرف أزرق داكن . كان مميز حقاً |
Dört değil beş mektup getirdiğini ve bir tanesinin koyu mavi bir zarf olup el yazısıyla yazıldığını hatırlamıştı. | Open Subtitles | لقد تذكر أنه أحضر خمس خطابات و ليس أربعة و أن أحدها كتب بخط اليد و كان بمغلف أزرق داكن |
Tamamen daha koyu olduğunda, bu alanı olduğu gibi bırak, daha fazla koyu olmamalı. | Open Subtitles | عندما تجعل الخلفية داكنة اترك هذا الجزء كما هو لن تحتاج لجعله داكن |
Beni yüzümü siyah ancak vücudumun geri kalanını kahve ve beyaz düşünebiliyor musunuz? | TED | أتستطيعون أن تتخيلونني بوجه مطلي بمعجون داكن و باقي جسمي بني أو حتى أبيض؟ |
Ben siyah saçlı, siyah gözlü bir kız arıyorum. Yaklaşık bu boyda. | Open Subtitles | أبحث عن فتاة، شعرها داكن وعيونها مظلمة، بهذا الطول. |
-Ebeveynin yatak odasından bazı saçlar. Uzun, siyah... | Open Subtitles | بعض الشعر من غرفة النوم الرئيسية شعر طويل داكن |
Bu arada ben de siyaha dönen şu çorapları geri veririm, gerçi tam siyah değil lacivertler ama. | Open Subtitles | بينما أعيد بعض الجوارب التي بدت سوداء ولكن لونها في الواقع أزرق داكن جداً |
Tamam, bu adam 1,89 boyunda, siyah saçlı, yeşil gözlü, tamamen sağlıklı. | Open Subtitles | حسناً , هذا الرجل طوله 6.2 قدم , شعر داكن أخضر العينين , في كامل صحته |
İki erkek kurbanın saçları da siyaha boyanmış, kadın olan da esmer. | Open Subtitles | كلا الضحيتين الذكور تم صبغ شعره بالأسود و الإمرأة ذات شعر داكن |
Sizi aile lanetiyle lanetlenmiş karanlık, gizemli bir konakta hayal ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أتخيل أنكِ في قصر غامض و داكن بسبب لعنة عائلية |
Burada artık tüm insanlığı karakterize eden o güzel kahverengi gökkuşağının evrimleşmesini görmeye başlıyoruz. | TED | هنا نرى بداية التطور لقوس قزح داكن جميل الذي يمثل الآن البشرية جمعاء. |
Lacivert bir Nissan Altima kullaıyor. | Open Subtitles | يقود سيارة 'نيسان ألتيما' بلون أزرق داكن. |
Ve ben, onu uzun boylu, esmer tenli biri olarak hayal ettim. | TED | وأتخيله أن يكون طويل القامة، داكن البشرة. |