Evet, yaklaşık 10 bin mil önce bunu açıkça gösterdin. | Open Subtitles | لقد أوضحت لي ذلك قبل الـ10 آلاف ميلاً التي قطعناها |
Değer verdiğim herkesi kaybetmeden önce bunu durdurmanın bir yolunu bulsan iyi olacak. | Open Subtitles | يجب أن تجدي طريقة لإيقاف ذلك قبل أن أخسر كل من أهتم بهم |
Ama siz Rusların alçak olduğunu bilmeden önceydi o. | Open Subtitles | لكن كان ذلك قبل أدراكنا بأنّكم أيهـا الروس أوغاد |
Maçtan önce bu işi halledebilir miyiz? | Open Subtitles | هل بالإمكان الإنتهاء من ذلك قبل المباراة |
10 dakika önce de söyledim. Hala doğru yolda değiliz. | Open Subtitles | قلت ذلك قبل حوالي عشر دقائق لا يزال ليس طريقنا |
Bunu, yerleri fırçalayıp çamaşırları yıkadıktan önce mi yoksa sonra mı yapacaksın? | Open Subtitles | وهل سيكون ذلك قبل أم بعد مسحك الارضيات و القيام بالغسيل ؟ |
Bu kez buraya kadar geldi. Bunu daha önce hiç yapmamıştı. | Open Subtitles | انه جاءَ هنا هذا الوقتِ انه مَا عَملَ ذلك قبل ذلك |
Tottenham'ın son FA Kupası'nı kazandığı yıl. Asırlar önceydi bu arada. | Open Subtitles | سنة توتنهام، فاز بكأس الإتحاد الإنجليزيّ، وكان ذلك قبل عدّة سنوات. |
Cep telefonu kaydı, kimsede olmayıp, sadece Curtin'de olan bilgi ve kaçmadan hemen önce onu aldı. | Open Subtitles | سجلات الهاتف تقول بأن كورتين من فعل ذلك وليس شخص آخر وفعل ذلك قبل هروبه |
Daha ilk yumruğu atmadan önce bundan emin oldular. | Open Subtitles | لقد حرصوا على ذلك قبل أن يضربوا ضربتهم الأولى |
Üç, dört, beş yıl önce bunu söylemek tartışmaya neden oluyordu. | TED | كان مثار الجدل قول ذلك قبل اربعة او خمسة سنوات |
Bahse girerim seni yukarı göndermeden önce bunu sana hiç göstermedi. | Open Subtitles | أنا أراهن بأنها لم تريك ذلك قبل أن ترسلك للأعلي ماذا قالت؟ |
Gerçek dünyada başarısızlığa uğramadan önce bunu yapman bence harika bir şey. | Open Subtitles | إنه لأمر رائع أن تفعلي ذلك قبل فشلك في العالم الحقيقي |
O zaman, seks yapmadan önce bunu tekrar düşünmeliyim. | Open Subtitles | لكن كان يجدر بي التفكير في ذلك قبل ممارسة الجنس |
Telefonda 100 dolar demiştiniz. Polis karakolundaki dostum, torununuzun öldürüldüğünü söylemeden önceydi o. | Open Subtitles | كان ذلك قبل أن يخبرني صديقي بالشرطة بأنّ حفيدك قد قُتل |
Polis karakolundaki dostum, torununuzun öldürüldüğünü söylemeden önceydi o. | Open Subtitles | كان ذلك قبل أن يخبرني صديقي بالشرطة بأنّ حفيدك قد قُتل |
Bu demek oluyor ki sen de dönüşmeden önce bu işi yapman gerek. | Open Subtitles | وهذا يعنى أنك يجب أن تفعل ذلك قبل أن تتحول. |
- Her şey mahvolmadan önce bu şeyi sonuna kadar araştırmalıyım. | Open Subtitles | أحتاج لمعرفة المغزى من ذلك . قبل أن ينفجر كل شئ . أنجيلا |
Beni sevdiğini söylemiştin, ve bunu söylemeden çok önce de biliyordun. | Open Subtitles | أنت تقول بأنك تحبني و قد كنت تعرف ذلك قبل وقت طويل من البوح به |
Merak ediyorum da, bunu 911'i aradıktan önce mi yoksa sonra mı yaptınız? | Open Subtitles | كنت اتسائل ان كنت فعلت ذلك قبل أو بعد ان تتصل بـ 911؟ |
daha önce böyle birşey istenmedi. | Open Subtitles | أنا مَا سَبَقَ أَنْ سُأِلتُ ذلك قبل ذلك. |
Boston Chicken daha meşhur olmadan önceydi bu. | Open Subtitles | وكان ذلك قبل وكان بوسطن الدجاج، مثل، هذا الشيء. |
- Dua edecek olsaydım patlamadan hemen önce yapardım. | Open Subtitles | إذا كنت سأصلي كنت سأفعل ذلك قبل ضبط المتفجرات |
Beni oraya göndermeden önce bundan bahsetmelilerdi. | Open Subtitles | عليهم أن يذكروا ذلك قبل إرسالك إلى هناك |
Birkaç yıl evvel, Atlanta'ya taşınmadan önce. | Open Subtitles | كان ذلك قبل عامين قبل أن يسافر إلى اطلنطا |
Olayın üzerinden üç yıl geçti. Hepimiz bunu unutmaya çalıştık. | Open Subtitles | كان ذلك قبل ثلاث سنوات حاولنا إبعاده عن عقولنا |
İnan bana gizli bir amacı vardır ve bir şey yapmadan önce bunun ne olduğunu anlamalıyım. | Open Subtitles | صدّقيني، لديه دافع خفيّ، وعليّ اكتشاف ذلك قبل أن أفعل شيئاً |