Ölmesini asla istemedim, ama Amerikalıların önünde başının eğildiğini görmek, beni derinden yaraladı. | Open Subtitles | .. لم أكن أريد موته ولكن كان يؤلمني جداً رؤيته يخضع قبل الأمريكان |
- Sanırım onu tekrar görmek benim için tedavi olacak. | Open Subtitles | أعتقد أن رؤيته مرة أخرى يكون العلاجي للغاية بالنسبة لي. |
Bu biletin! Evet! İşte görmek istediğim şey de bu! | Open Subtitles | تلك هي التذكرة الرابحة ، نعم هذا ما أحب رؤيته |
Hayır ama harika bir şeye benziyor. Biraz Görebilir miyim? | Open Subtitles | لا، ولكن يبدو هذا رائعاً هل أستطيع رؤيته مرة أخرى؟ |
Göreceksin. görmek üzere olduğun şey muhtemelen dünyadaki en sıkı korunan sır. | Open Subtitles | سترين,ما أنت على وشك رؤيته ربما يكون أفضل سرّ محفوظ في العالم |
Kaset bir saat daha çalışıyor. Nasıl hissetiğini görmek istiyorsan, izle. | Open Subtitles | لقد دار الشريط لساعة أخرى لو أنك تريد رؤيته لتعرف شعوره |
Başka yerimde de bebek saçı var, görmek ister misin? | Open Subtitles | أتعلم؟ حصلت على بعض من شعر الصغار أتريد رؤيته ؟ |
Sana ne olduğumu söyleyeyim. Ben bir daha görmek istemeyeceğim kişiyim. | Open Subtitles | سأخبرك من أكون، أنا الرجل الذي لن ترغب في رؤيته مجددًا.. |
Ve onu şampiyonluğu kazanmış olarak görmek için can atıyoruz. | Open Subtitles | وإنهم جميعا حريصون على رؤيته يذهب هناك ويفوز في البطولة |
Bu adamı hiç sevmiyorum. Ama onu böyle görmek içimi dağlıyor. | Open Subtitles | لا أحمل قدر حبًا للرجل، ورغم ذلك يؤلم قلبي رؤيته هكذا. |
Başka bir ölümü araştırmak için değildi. Onu canlı haldeyken görmek istemiştim. | Open Subtitles | لم أكن هنا للتحقيق في وفاة أخرى، أردت رؤيته عندما كان حيًا. |
Yine de duymak başka şey kendi gözlerinle görmek başka. | Open Subtitles | لكنْ شتّان ما بين السماع عنه و رؤيته بأمّ العين |
Onu görmek bana Josh için daha çok umut verdi. Neler yapıyor? | Open Subtitles | رؤيته يتحسن كثيرا أعطتني أمل في جوش إذن ما الذي يفعله ؟ |
Onu Salı günü Görebilir miyim peki? | Open Subtitles | إذن .. هل بإستطاعتي رؤيته يوم الثلاثاء ؟ |
Anlaman için Görmen gerekiyor ama büyük bir manyetik alana bağlı gibi. | Open Subtitles | سيتوجب عليك رؤيته لكى تفهمى ذلك ولكنه مُغطى بطبقة من المجال المغناطيسى |
Olduğun yerde kal göremiyorum. | Open Subtitles | توقفي بلا حراك .. لا أستطيع رؤيته. إنه يؤلم .. |
görmem gereken tek kişiyi görüyorum zaten. | Open Subtitles | انا الان ارى الشخص الوحيد الذى احتاج رؤيته. |
görmeyi o kadar istiyordum ki, artık hayal etmeye bile cesaret edemez oldum. | Open Subtitles | بلغت رغبتي في رؤيته درجة أنني لم أعد أجرؤ على تخيله بعد ذلك |
İkinci adım olarak, aleti kaldırıyorum ve yüksekliği düzgün bir şekilde görebiliyorum. | TED | أي أن الخطوة التالي علي رفع الجهاز عالياً ومن ثم علي أن أحدد الأرتفاع هكذا بحيث يمكننا رؤيته بوضوح |
Fakat, Marx'ın bu dünya görüşü ve bizim işçileri kimliksiz bir topluluk olarak görmeye ve bu işçilerin gerçekte neler düşündüklerini bilebileceğimize dair eğilimimiz hala geçerliliğini sürdürmektedir. | TED | وحتى الآن، رؤيته للعالم لا تزال قائمة، وميلنا لرؤية العمال كعديمي الوجوه، لنتخيل أننا يمكن أن نعرف ما يفكرون به حقا. |
Biliyor musun, ölmeden önce gördüğüm ...son şey senin güzel yüzündü, ...ve sonra bir çeşit laboratuarda falan uyandım. | Open Subtitles | أتعرفين، آخر شيء أتذكر رؤيته كان وجهِك الجميل قبل أن أموت مباشرة وبعدها إستيقظت في معمل أو شيء ما |
Gezegenimizi uzaydan görebiliyor olmamız beni şaşkına çevirmekten hiç vazgeçmiyor ama tamamını göremiyoruz. | TED | لن تتوقف دهشتي تماما أنه يمكننا رؤية كوكبنا من الفضاء الخارجي، ولكن لا يمكننا رؤيته بالكامل. |
Hani Cadılar Bayramı'nda maske takan bir arkadaşın olur da onun sadece gözlerini görebilirsin ve seni tanıdığını hissedersin ama sen onun kim olduğunu anlayamazsın. | Open Subtitles | أتعرف حين ترى صديق في قناع عيد القديسين وكل ما يمكنك رؤيته هو عيناه وتشعر كأنك تعرفه ، لكن لاتقدر على إكتشاف من هو ؟ |
Gezegen uçup giderken teleskoptan Bakabilir miyim? | Open Subtitles | حين تتسنى لنا رؤية الكوكب وهو يمرّ وأتمكن من رؤيته عبر التلسكوب. |
Ne istersen onu görürsün ve ben de istediğimi görüyorum. | Open Subtitles | أنت ترى ما ترى و أنا أرى ما أريد رؤيته |
Bir gün daha öylece geçti, küçük dostum şehirde gün doğuşunu izlemek için neler vermezdim. | Open Subtitles | ويوم آخر يمر، ولا يوجد أي سفينة تظهر ما أود إلى رؤيته هو غروب الشمس فوق نهر التايمز |
Hayır, onu kapının önüne koydum ve bir daha görüşmek istemediğimi söyledim. | Open Subtitles | لا ، لقد طردته للخارج وقلت له لا اريد رؤيته مرة اخرى |