"راقصة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• dansçı
• dans
• dansçısı
• dansçıyım
• dansçıydı
• striptizci
• dansçısın
• balerin
• dansçıymış
• dansçıydım
• dansçıyı
• dansçıyla
• dansı
• dansöz
• dansçının

Doğru. Ve ben senin iyi bir dansçı olduğunu hatırlıyorum.
هذا صحيح , وانا اتذكر انكي كنتي راقصة رائعة جدا

Burası dansçıların masası ve anladığım üzere sen bir dansçı değilsin.
هذه طاولة الراقصات, ومما فهمته أنتِ لم تعودي راقصة بعد الآن

Sen harika bir dansçısın, iyileşeceksin ve daha da iyi bir dansçı olacaksın.
أنتِ راقصة رائعة حقاً و سوف تتعافين, و ستُصبحين أفضل و أفضل حالاً

Mr Darcy'i ilk gördüğümde sadece dört kere dans ettiği bir balo salonundaydık.
أول مرة رأيت السيد دارسى كانت فى حفلة راقصة,حيث رقص 4 رقصات فقط

Bu yapım başarılı olduğunda artık bir kankan dansçısı değil bir aktrist olacaksın.
حالما ينجح هذا الإنتاج فلن تكوني راقصة كانكان ثانيةً ستكونين ممثلة

İyi bir dansçıyım, gerçekten zeki bir adamım.
كما تعلمون ، أنا راقصة لا يصدق ، أنا الرجل الذكي حقا.

Gösteriye çıkacağı için heyecanlıydı. Çok iyi bir dansçıydı.
لقد كانت مُتحمّسة لآداء العرض لقد كانت راقصة بارعة

Geçen gün muhteşem bir esmerle geldi, bir striptizci.
في اليوم الماضي أحضر امرأة رائعة سمراء‪,‬ راقصة مُتعريّة.

Bana cevap veremediğini biliyorum ama harika bir dansçı olduğuna karar verdim.
أنا أعلم أنه لا يمكنك الرد علي لكنني قررت أنكِ راقصة مذهلة

Ve bu Yuyu, birlikte çalıştığım bir dansçı.
أنا فنان. وهذه هي يويو، و هي راقصة أعمل معها

Hatırlayabildiğim en ufak yaşlarda profesyonel bir dansçı olma hayali kurardım.
من صغري حيث يمكنني التذكر، كان لدي حلم أن أصبح راقصة محترفة.

Kirli dizlerim ve eğri dişlerim profesyonel bir dansçı olmak için gereken nitelikler arasında yoktu.
لم تكن ركبي المتسخة وأسناني المتكسرة ضمن قائمة المطلوبات لأصبح راقصة محترفة.

iki arada bir derede kalmış New York'a gidip profesyonel bir dansçı mı olmalı yoksa tıp mı okumalı diye düşünüyordum.
والتصميم، وكنت أحاول معرفة، هل أذهب لمدينة نيويورك لأحاول أن أصبح راقصة محترفة، أو هل أذهب لكلية الطب؟

orada dansçı oldu, Royal Bale'de mükemmel bir
وأصبحت راقصة انفرادية، كان لها تاريخ مهني رائع

Bunu animasyon filminde maymunlar ve zebralar dans ediyorken canlandır.
تصوَّر هذا على صور متحرِّكة لقرود و حمير وحشية راقصة

Bu bir şey değil. Göğsümde, dans eden Balili kız dövmesi de var.
لم تري شيئاً، لدي وشم فتاة راقصة على صدري.

Bu yapım başarıyla tamamlandığında, artık bir kankan dansçısı değil, bir aktris olacaksın.
حالما ينجح هذا الإنتاج فلن تكوني راقصة كانكان ثانيةً ستكونين ممثلة

Aslında Bayan Rand, ben bir aktris ve bir dansçıyım.
أتعلمين ، السيدة رانـد، أنا ممثلة و راقصة.

Kadın dansçıydı, ayakkabısının keçesi değil.
المرأة راقصة تعر وليست شيئاً ملتصقاً بحذائك

Nedir o, koro kızı mı, striptizci mi ya da ne?
ماذا تكون، فتاة كورس؟ راقصة ستيربتيز او شيئا ما؟

Sen bütün hafta onun etrafında balerin gibi hoplayıp zıplamadın.
ولــم تقفـــز في الأنحاء هنـــا مثـــل راقصة البالية طوال الإسبوع.

Bayan Carpenter. Eve Carpenter, bir zamanlar Soho'daki Kaktüs Kulübünde egzotik dansçıymış.
السيدة كاربنتر , أيف كاربنتر ,كانت راقصة فى ملهى الصبار فى سوهو.

Aslında gençken bende dansçıydım.
حسنا، أنا بالفعل كنت راقصة في أيام شبابي

Bir yönetici hayatında onun gibi bir dansçıyı bir veya iki kez görürse şanslı sayılır.
ومدير محظوظا اذا كان يرى راقصة مثل هذا مرة واحدة، ربما، مرتين في العمر.

North Beach'te bir dansçıyla yaşıyordu, biliyor musun?
أتعرف أنه كان يعيش في الشاطئ الشمالي مع راقصة تعري؟

Bu step dansı yapmıyorken ve şahane bir aşçı iken.
, حيث كونها ليست راقصة النقر . لكنها طاهية بارعة

Demek istediğim sizinkilerin odasına girdiğinde ya annen dansöz kıyafetinde olsaydı.
ما أقصده, ماذا لو كنت أنت من دخل على أهله وأمك كانت راقصة

Altın dansçının parlak, kırmızı yeleleri, mavi gözleri ve mor benekleri vardı.
راقصة ذهبية ذات عرف فرس أحمر مضئ و عينان زرقاوان