Bunu bir çok farklı şekilde gördünüz,... ...ama Belki de bunu hiç görmediniz. | TED | لقد رأيتم هذا في أشكال مختلفة ، ولكن ربما لم تروا هذا الشكل |
Belki de bu hiç fena olmazdı. O kardeşime aşıktı. | Open Subtitles | ربما لم تكن فكرة سيئة، فقد مغرماً بها كما ترى. |
Bu kız Belki de yıllardır öpülmemişdir. Buna bir ara vermiş olduk. | Open Subtitles | هذه الفتاة ربما لم تحصل على قبلة لعدة سنوات إذن لنعطها إستراحة |
Yalnız, benim tersime, sizin patronunuz Muhtemelen Amerika Birleşik Devleti'nin Cumhurbaşkanı değildi. | TED | و لكن بعكسي، فإن رئيسك ربما لم يكن رئيس الولايات المتحدة الأمريكية |
- Senden uzun olmalıydım. - Belki büyümen hâlâ durmamıştır. | Open Subtitles | ينبغي أن أكون أطول منك ربما لم تتوقفِ عن النمو |
Belki de bizi çocuk olduğumuz için ciddiye almamışlardır. Bir yetişkinin ismini yazalım. | Open Subtitles | ربما لم يأخذنا على محمل الجد لأننا أطفال لنضع عليه اسم شخص بالغ |
Belki de yalnız kalmak istediğim için sana cevap vermedim. | Open Subtitles | ربما لم أجيبك فقط لأننى كنت أفضل أن أبقى وحدى |
Belki de toplum içine girmeye fazla fırsatınız olmadı, Bayan Bennet. | Open Subtitles | ربما لم تتح لك الفرصة التقدم فى المجتمع الراقى بصورة كافية |
kanaman olduğunu bilmiyordu, Belki de bayılman... belki yemek yemediğin için olmuştur. | Open Subtitles | ربما لم يعرف أنك تنزفين فالالكت سطقت مغشية لأنك لم تأكلي جيداَ |
Belki de çıkış noktamız yanlış, ortada iki farklı hastalık var. | Open Subtitles | ربما افتراضنا الأساسي خاطئ و هما مرضان مختلفان ربما لم نفعل |
Belki de gitmek için en iyi yol, bu değildi. | Open Subtitles | ربما لم يكن هذا أفضل طريق نسلكه رغم هذا كله |
O halde, Belki de bir şey bulamadını zira doğru şekilde tetkik yapmadınız. | Open Subtitles | لذا أنا أفكر, ربما لم تجد أيّ شيء لأنك لم تقمّ بالتفتيش المناسب. |
Belki de Kathy White'ın bu fotoğrafları çekmesi için olay yerinde olması gerekmiyordu. | Open Subtitles | ربما لم تكن كاثي وايت تحتاج أن تكون في المكان حتى تلتقط هذه |
Belki de hepimizi buraya tıkmak sadece güvenliğimizi sağlamak için değildir. | Open Subtitles | ربما لم يكن القصد من جمعنا بمكان واحد من أجل حمايتنا |
Bilemiyorum. Belki de ateş eden kişinin kim olduğunu dün geceye kadar bilmiyordu. | Open Subtitles | لا أعلم، ربما لم تكن تعلم من هو مطلق النار حتى الليلة الماضية |
Burada ço kadar çok Oxy var ki, Muhtemelen hissetmezsin bile. | Open Subtitles | هذا ما يكفي من مخدرات ربما لم تشعر بما حصل لك |
Muhtemelen, izlerimi silmiş, ya da Belki de siz bulamamışsınızdır. | Open Subtitles | ,ربما تسبب ذلك في مسحها او ربما لم تجدها أنت |
Bak, belki çok özel bir an değildi. - Belki de... | Open Subtitles | اسمع, ربما لم تكن لحظة معينة ربما كان هناك وقت |
Belki o gece değil de daha önce konuştular. | Open Subtitles | ربما لم يتحدثوا اليه في تلك اللية لكنهم فعلوا في السابق |
Siz benim ne yapmaya çalıştığımı Sanırım anlamıyorsunuz. Benim oğlum yaşayacak. | Open Subtitles | ربما لم تكتشف هذا حتى الآن سأعمل أى شىء كى يعيش |
Aşağıda o kadar şey olup biterken fark etmemiş olabilir. | Open Subtitles | مع كل الأشياء التي تحدث بالأسفل ربما لم تدرك |
Eğer dostça olmasaydı ... Herhalde seni aramazdım. | Open Subtitles | إسمع , إذا لم تكن ودية ربما لم تكن ستستقبلها أصلاً |
Belki henüz değil. Ama eğer haklıysam, | Open Subtitles | ربما لم يتبين هذا الآن ولكن إن كنت محقاً |
galiba beni tanıyamadın. Seninle istasyonda görüşmüştük. | Open Subtitles | ربما لم تتعرفي علي لقد تقابلنا في محطة السكة الحديدية |
Belki sen bakmıyordun. Bir çok şey olmuş olabilir. | Open Subtitles | ربما لم تكوني تنظري كان الكثير من الأمور تحدث. |
Belki senin evliliğin yürümedi... çünkü partinde çok fazla eğlenmiştin. | Open Subtitles | ربما لم ينجح زواجك لأنك استمتعت كثيرا فى الحفلة |