ويكيبيديا

    "زائف" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sahte
        
    • yanlış
        
    • düzmece
        
    • boş
        
    • sahtekar
        
    • gerçek
        
    • yalandan
        
    • yalan
        
    • uydurma
        
    • sahteymiş
        
    • Numaradan
        
    • sahtekarsın
        
    Haysiyetli bir ajans lobisine sahte bitkiler koyar mı hiç? . Open Subtitles الوكالة التي لديها احترام للذات لا تضع زرع زائف في المدخل
    Yani sahte isimli bir adamı kıskandığın için sahte göğüs kası mı yaptırdın? Open Subtitles لذا حصلت على صدر زائف من أجل أنك غيور من رجل باسم زائف؟
    Seninle yatağa girmek için seni sahte bir rahiple kandırdı. Open Subtitles لقد خدعكِ بواسطة كاهن زائف لكي يأتي بكِ إلى الفراش.
    Kendi zayıflığını gizlemenin en iyi yolu, yanlış bir saygı algısının arkasına saklanmaktır. TED أعظم طريقة لتخفي شعورك المهزوز بذاتك هي بالاختباء خلف جوّ زائف من الاحترام.
    Tamam,senin haklı olduğunu varsayalım.Tanığın yalan söylediğini, eskizin düzmece olduğunu söyleyelim. Open Subtitles حسن ، لنفترض أنك على حق ، لنفترض أن الشاهدة تكذب ، وأن الرسم زائف
    Seninle ilgilenirken taksın diye sahte bıyık getirmesini de istedim. Open Subtitles لقد طلبت منها أن تحضر شارب زائف عندما يحين دورك
    Çalışmalarımızın birinde, bir örnek göstereceğim, insanlardan ücret karşılığında sahte inceleme yazısı yazmalarını istedik. Bu incelemelerden birisi sahte. TED اذاً ما فعلناه, و سأعطيكم مثالاً بالنظر إلى اللغة, أننا ندفع للناس لكي يكتبوا نقداً زائفاً. أحد هذه الآراء زائف.
    Eğer birisi sahte bir tedavinin onları iyileştirdiğine inanırsa, onlar işe yaradığı kanıtlanmış ilaçları ve terapileri kullanmayabilir. TED إذا أعتقد البعض أن علاج زائف قد شفاهم، فقد تفوت عليهم الفرصة في الحصول على دواء أو علاج قد أثبت فعاليته.
    Peki sahte bir güven duygusuna kapıldık mı? TED لكن هل تم إقصاءنا يا ترى إلى شعور زائف بالأمان؟
    Ve aslında yıldızların göz alıcı hale getirilmiş fotoğraflarını sürekli görüyoruz -- buna sahte renk deniliyor. TED وبالحقيقة نحن نشاهد صوراً لنجوم تم تسليط الضوء عليهم طوال الوقت يدعونهم لون زائف
    Yoksa hayalimdeki hançer misin sahte bir hançer, ateşli beynimin bir ürünü? Open Subtitles أم أنك مجرد خنجر للذهن خلق زائف صنعه دماغ مصاب الحمى؟
    Tıpkı tekboynuz görmeleri için gerçek bir tekboynuza sahte bir boynuz takması gibi. Open Subtitles كما وضعت قرن زائف على القرن الحقيقي لجَعْلهم يَرونَ وحيدة القرن
    Demek ki o sahte Bu da ya da öfkesini kontrol edemediği için araba kullanmayan yorgun bir rahiptir. Open Subtitles إذاً فذلك بوذا زائف أو راهب متعب لا يقود سيارة لأنه لا يستطيع التحكم بغضبه
    Eğer kim olduğumu biliyorsanız, kardeşlerim, hayatınızı bir sahte tanrıya feda etmenin gereği olmadığını bilirsiniz. Open Subtitles إنكنتمتعرفونمنأنا، أيها الأخوة، تعلمون في قرارة أنفسكم بأنه ليست هناك حاجة للتضحية بحياتكم من أجل إله زائف
    sahte bir adla kiralanmış. Sürücü belgesi de sahteymiş. Open Subtitles وقد استؤجرت بأسم زائف, لم نجد سجلاً لرخصة السير
    Sen seç, yanlış bir evliliğe devam edip gururunu mu kırdıracaksın? Open Subtitles زواج زائف, أم حقيقتك انتِ حرة من المساومة على نفسك ؟
    Daha çok öğrendikçe bu öykünün hâlâ doğru olan kısımlarını ve yanlış olanları gösterebiliriz, çünkü bunların ikisi de olabilir. TED كما نتعلم المزيد, يمكننا أن نبين أجزاء القصة يظل صحيحًا وأيها زائف كما قد يكون أي منها وأي منها يمكن أن يصبح.
    Gördüğün üzere polis arkadaşlarımızdan bazıları da bunu düzmece olarak görüyor. Open Subtitles وكما ترى فإن بعض إخواننا الشرطة يعتقدون بأنّه ادّعاء زائف
    Size neden bunun içinin boş olmadığını bu video ile göstereceğim. TED أنا بصدد أن أريكم أن هذا ليس بصخب زائف في هذا الفيديو.
    Sanırım bu sahtekar, odama girmek isteyen birilerine yardım ediyor. Open Subtitles دكتور انا زائف هذا ان اعتقد ما مؤامرة فى متورط مكتبى لاقتحام
    Neyin gerçek olup neyin olmadığını söylemek gerçekten zor. TED من الصعب التمييز ما هو حقيقي و ما هو زائف
    Ya senden korkuyor ya da kendini yalandan güvende hissetmeni sağlıyor ki seni öldürüp öğle yemeği niyetine yesin. Open Subtitles ما يعني إما أنها "أ" خائفة منك أو "ب" تعطيك شعور زائف بالأمان لكي تستطيع قتلك ثم أكلك للغداء
    Hiçbir şey anlamadı. Hepsi yalan. - Bu nedenle tek başına oynamalısın. Open Subtitles أنا لا أفهم أية كلمة، هل كل ذلك زائف لهذا عليك المسايرة-
    Bu isteğin uydurma olduğunu anlayacaklar ve bu olayı kimin yaptığını araştıracaklar. Open Subtitles و سيتكشفوا أنّ ذلك التعميم زائف و سيقوموا بالبحث عمّن قام بذلك
    Numaradan esne. Elinle tabanca yap. Otostopçu işareti, otostopçu işareti yap. Open Subtitles تثاؤب زائف, إصبع المسدس, توصيله, توصيله
    Aslında yalandan şişirilmiş bir sahtekarsın. Open Subtitles أنت زائف و محتال فعلا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد