| Yüreğimle konuşacağım. Bunu burada yapmama müsaade etmezseniz başka bir yerde yaparım. | Open Subtitles | سأتكلم من قلبي إن لم تسمح لي هنا، سأتكلم من مكانٍ آخر |
| Pek çok şey hakkında hiç konuşmadım o yüzden şimdi konuşacağım. | Open Subtitles | انا لم اتكلم بشأن العديد من الاشياء لذا , سأتكلم الان |
| Ve, gündemimizde çok şey olduğunu akılda tutarak, biraz bu konu hakkında konuşacağım. | TED | ولذلك سأتكلم قليللا عن ذلك.. مراعيا بأن هنالك الكثير الذي يجب أن يغطى في البرنامج. |
| eğer böyle diyorsanız, doğum günü için eve gittiğimde babayla konuşurum. | Open Subtitles | حسناً كما تريدين , سأتكلم مع أبي عندما أذهب لعيد ميلاده بالبيت |
| Benden ne istediğinizi bilmiyorum, ama eğer istiyorsanız onunla konuşurum. | Open Subtitles | لكنها ركضت خارج البيت لا أعرف ماذا تريدين أن أفعل إذا تريدنى، سأتكلم معها الليلة |
| Ama akşamını mahvetmeyeyim. Sonra konuşuruz. | Open Subtitles | لكن لا تدعني أن أفسد عليك حفلتك سأتكلم معك فيما بعد |
| Harika işler ile kariyer arayanlar ve neden başarısız olacakları konusunda da konuşacağım. | TED | سأتكلم عن من يبحثون عن عمل عظيم عن مسيرات عمل عظيمة، وعن سبب أنهم سيفشلون |
| Geleneksel toplumlar içinde yaşlanma hakkında konuşacağım. | TED | سأتكلم عن التقدم في العمر في المجتمعات التقليدية. |
| Hayatımın geri kalanında çarpık bir düşeş gibi konuşacağım galiba. | Open Subtitles | على الارجح اننى سأتكلم مثل الدوقة بقية حياتى |
| Sizinle tekrar konuşacağım. Muhtemelen, yarın. | Open Subtitles | سأتكلم معك ثانية، من المحتمل غدا أنا آسف |
| Ecelime mi susadım, ben? Söz, sadece konuşacağım. | Open Subtitles | اتعتقد بأني اريد السقوط اعدك انني فقط سأتكلم معك |
| ben hiçbirşey bilmiyorum. eğer sen sen yapmazsan,ben onla konuşacağım. | Open Subtitles | أنا لا أعرف أيّ شئ. إذا لم تتكلم أنت معه، أنا سأتكلم معه. |
| Onunla konuşacağım. Yumuşatacağım. | Open Subtitles | لاتقلق، أنا سأتكلم معه، سأستعطفه قليلاً. |
| Doğumgünüm olsun olmasın istediğim gibi konuşurum ben. | Open Subtitles | سأتكلم كما يحلو لى فى عيد ميلادى أو فى أى يوم آخر |
| Doğumgünüm olsun olmasın istediğim gibi konuşurum ben. | Open Subtitles | سأتكلم كما يحلو لى فى عيد ميلادى أو فى أى يوم آخر |
| Hızlı konuşurum, onlar da izimizi bulamaz. | Open Subtitles | سأتكلم بسرعة بحيث لا يستطيعون تعقب المكالمة |
| Ama akşamını mahvetmeyeyim. Sonra konuşuruz. | Open Subtitles | لكن لا تدعني أن أفسد عليك حفلتك سأتكلم معك فيما بعد |
| Yarın bitişik binanın sahibiyle konuşup ona memnun olmadığımızı söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأتكلم مع المالك الذى بجوارنا غداً وسأعلمه أننا لسنا سعداء |
| Bak, sınav 4 gün sonra, yetişeceğimi sanmıyorum. Mc Allister ile konuşmam lazım. | Open Subtitles | أنظر ،الأمتحان بعد أربعة أيام لا أعتقد أنه بإمكاني فعلها سأتكلم مع مكلستر |
| Sana anlatacak zamanı olmadı, şimdi onun adına da konuşuyorum. | Open Subtitles | هو لم يكن لديه الوقت ليخبرك لذا أن سأتكلم من أجله |
| Evet, o burada. Bu yüzden seni sonra ararım. | Open Subtitles | أجل، إنها هنا، لذا سأتكلم معك لاحقاً، ستكون بخير. |
| "Lorelai Gilmore, Genel Müdür." Yakında görüşürüz. | Open Subtitles | لوريلاي جيلمور, المديرة العامة, سأتكلم معك قريبا |
| Ben aranızdan sadece harika bir kariyer isteyenlerle konuşmak istiyorum. | TED | سأتكلم لهؤلاء منكم الذين يريدون مسيرة عمل رائعة |
| Bu konferans için geldiğimden beri aldatma hakkında konuşacağımı söylediğimde bana sorulan ana soru destekliyor muyum, karşı mıyım? | TED | السؤال الرئيسي الذي طرح علي منذ وصولي المؤتمر عندما قلت أنني سأتكلم عن الخيانة الزوجية هو: مع أم ضدّ؟ |
| Siz buraya geri döndüğünüzde, bu ekmek hakkında sizle konuşabilirim. | Open Subtitles | عندما سأعود للداخل سأتكلم عن الوصفة لصنع خبز الموز |
| Liman şefiyle görüşeceğim. | Open Subtitles | ندقق بشكل أفضل سأتكلم مع مديرِ الميناء |
| - Ama önce Fiona ile konuşmalıyım. - Zaman harcamayı bırak. | Open Subtitles | لكن في البداية سأتكلم مع فيونا توقف عن تضييع وقتي |
| Sakin ol, dostum. Sadece konuşacaktım, tamam mı? | Open Subtitles | اهدأ يا رجل، كنت سأتكلم معه حسب. |