Bu para işinden bıktım. Sadece ne yapmam gerektiğini söyle bana. Pekala. | Open Subtitles | لقد سئمت من موضوع المال فقط أخبرني ما يجب علي أن أفعله |
Mongi'den bıktım. Özellikle son olanlardan sonra kuzeye gitmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد سئمت من مونجي خصوصاً الآن , بعد كل ماحدث |
Mongi'den bıktım. Özellikle son olanlardan sonra kuzeye gitmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد سئمت من مونجي خصوصاً الآن , بعد كل ماحدث |
Ha bire Allah'ın adını duymaktan sıkıldım. Onun bunlarla ne ilgisi var? | Open Subtitles | سئمت من سماع الحديث عن الرب طيلة الوقت ما علاقته بأي شيء؟ |
Ama seninde, onunda, arkadaşlarınında bütün... suçu bana atmanızdan yoruldum! | Open Subtitles | لكننى سئمت منك سئمت من لومك لزملائه ولى على فشله |
Hafta içi, gecenin bir yarısında kulüplere giden... böyle kızlarla karşılaşmaktan bıktım. | Open Subtitles | سئمت من المرور بفتيات في الحانة كلهن متأخرات في أمسية نهاية أسبوع |
Ben seni temsil ediyorum ve kuyruğumu bacaklarımın arasına kıstırmaktan bıktım. | Open Subtitles | بل يخصني، أن أمثلك بالخارج و سئمت من الخضوع و الإستسلام |
Hayır, bu adamın sürekli bağırıp bana ne yapmam gerektiğini söylemesinden bıktım artık. | Open Subtitles | لا, لقد سئمت من هذا الشخص دائماً يثرر و يخبرني ما عليّ فعله |
Değilmişsin gibi davranmaktan bıktım bu yüzden direk söylüyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لقد سئمت من إدعاء عكس ذلك لذا سأكون مباشراً وصريحاً معك |
Bu ailenin bana küstah bir cadıymışım gibi davranmasından bıktım! | Open Subtitles | لقد سئمت من هذه العائلة وهم يعاملوني كساحرة لا تحتمل |
Bütün paramızı alıp bu ülkenin içine eden şişko, açgözlü, şerefsizlerden bıktım. | Open Subtitles | لقد سئمت من أولئك أصحاب المليارات الجشعين والطامعين يأخذون أموالنا ويخربون البلاد |
Ne zaman istersen! Erkek kardeşlerimden bıktım, bir rugby takımıyla yaşamak gibi. | Open Subtitles | متى ما تشائين لقد سئمت من اخوتي كأنني اعيش مع فريق الرغبي |
Ne kadar tatlı zeki ve iyi olduğunu duymaktan bıktım. | Open Subtitles | سئمت من أن يخبرني الناس كيف كانت لطيفة و ذكية |
Artı, böcek ilacı emdirilmemiş tek bir elma almak için, gidiş-dönüş 45 dakika araba kullanmaktan bıktım. | TED | بالإضافة إلى أني سئمت من القيادة لـ ٤٥ دقيقة فقط لأحصل على تفاحة لم تًملأ بالمبيدات. |
Ama, dürüst olmak gerekirse çirkin yüzlerinizi görmekten çok sıkıldım. | Open Subtitles | لكن ، لقد سئمت من وجوهكم القبيحة و شخصياتكم الكئيبة |
Bu kasabada kimsenin beni ciddi bir bilimadamı gibi görmemesinden sıkıldım. | Open Subtitles | سئمت من عدم أخذي عالماً على محمل الجد في هذه البلدة |
Çünkü sana ne kadar kötü davrandığını dinlemekten çok sıkıldım. | Open Subtitles | لاننى سئمت من سماعه يشكو وكيف أنك لن تغفرى له |
faydalanırdı Şahsen, yoruldum artık unutmaktan ve bu yapılacak çok kolay bir şey. | TED | شخصيا، سئمت من النسيان، والقيام بهذا الأمر سهل للغاية. |
Küçük bir azınlığın, cinsiyet, gelir, ırk ve sınıf farklılıklarını kullanarak çoğunluk üzerinde egemenlik kurmasından yoruldum artık. | TED | أنا سئمت من السلطة التي يملكها فئة قليلة من الناس على الأكثرية من خلال الجنس والدخل والعرق وحتى الطبقة |
Sonunda tamam dedim, çünkü onu duymaktan bıkmıştım. | Open Subtitles | وأخيرا أجبتها ن حسنا لقد سئمت من سماع ذلك |
Hakaretlerinden öyle bir bıktın ki öncesinde gelen övgü umurumda değil artık. | Open Subtitles | سئمت من إهانتك لي حتى وإن أتت قبل الإطراء |
Kurallarınla da şekerlerinle de işim bitti. | Open Subtitles | سئمت من قوانينكِ و قواعدكِ و من حلوى الجلي اللعينة الخاصة بكِ |
O şeyi bana doğrultmandan sıkılmaya başladım. İyi misin? | Open Subtitles | لقد سئمت من الإشارة بذلك إلي, هل انتي على ما يرام؟ |
Bu yontulmamış, kaba insanlardan gına geldi artık. | Open Subtitles | ماذا بك ؟ صراحةً سئمت من العامل المضجر المريض الأخلاق |
Su vanamdan bıkmıştı... ama sen aletime olan ilgisini tazeledin. | Open Subtitles | فقد سئمت من مرشي لكنك جددت حبها له |