| Kaçanı aylak sanıp kafasına balta indirebiliriz. | Open Subtitles | ومن قد يهرب فربما يتحول إلى سائر وسيتلقى فأس في رأسه |
| Deneme yapmak için aylak kullanmamız mantıklı tabii. | Open Subtitles | بأنك تريدي سائر من أجل تجارب فهو شيء عقلاني |
| Karşıma ilk defa bir aylak çıktığında vücudunun yarısı yoktu, yerde sürünüyordu. | Open Subtitles | بأول مرة رأيت "سائر"، كان نصف جسد يهاجمني من الأرض |
| Burada bir yürüyen ölü var. Yaşayan ölü yürüyor. | Open Subtitles | لدينا مُخيِّم ميّت سائر هنا، ثمّة مُخيِّم ميّت سائر هنا. |
| Bardağı, misafirlikte bütün Diğer bardaklardan farklıdır. | TED | وكذلك فإن كأس النبيذ الخاص بهن فى حفل العشاء يختلف عن سائر الكوؤس الأخرى |
| Boğa ve buna yaslanan bir adamı takip eden bir timsahın üzerinde gezen su aygırları. | Open Subtitles | فقد رأوا شكلا غريبا عبارة عن موكب يتكون من ثور ورجل مستلقى متبوعاً بفرس نهر سائر وتمساح على ظهره |
| İki tanesi bana silah doğrultmuştu. Diğeri beni aylakların üzerine atmıştı. | Open Subtitles | غريبان حاولا استدراجي، وشخص ألقى بي على "سائر" والأخير، |
| Farkına var, Rick. Gelen aylağı gördün. | Open Subtitles | فلتكن على معرفة بذلك يا (ريك) لقد رأيت الـ"سائر" |
| Bıçaklarımızı daha çok kullanmaya başlamamız lazım. Bir aylak varsa bıçaklarımızı kullanalım. | Open Subtitles | يجب أن نبدأ في الإكثار من استخدام السكاكين، إن كان هناك "سائر" واحد |
| Beni bir sandalyeye bağlayıp dövdü ve odaya bir aylak attı. | Open Subtitles | لقد ربطني بكرسي وأوسعني ضرباً، وألقى بـ"سائر" عليّ في الغرفة |
| Başka bir aylak arıyordum. Aradığımdan fazlasını buldum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن "سائر" آخر، فوجدت أكثر مما أردت |
| "İçerideki aylak ayakkabımı yakaladı ama beni yakalayamadı." | Open Subtitles | "ثمة سائر في الداخل وقد أمسك فردة حذائي" "لم يمسكني" |
| aylak saldırdı. | Open Subtitles | -لقد تم مهاجمتها من قبل سائر .. |
| - Yüz yüze geldik. Üzerime aylak fırlattı. | Open Subtitles | -وجهاً لوجه، لقد ألقى بـ"سائر" عليّ |
| aylak mıydı? | Open Subtitles | أكان هذا سائر ؟ |
| Bu mahluk tarafından mimlendiğin an ya yürüyen bir ölüye dönersin ya da uyuklayan bir itaatkâr olursun. | Open Subtitles | عندما يستهدفك ذلك المخلوق لن يكون هناك سوى الموت موت سائر أو ميل نحو التخدر |
| Yaşam dediğin yürüyen bir gölge. | Open Subtitles | ما الحياة إلا ظل سائر |
| - Evet, öyle! yürüyen hormon resmen. | Open Subtitles | أجل , أنه كذلك أنه هرمون سائر |
| Ben de hastaları izlemeye başladım, gecikmiş ergenlikleri hariç Diğer herkes gibi görünüyorlardı. | TED | فبحثت في كيفية أفعال المرضى وبحثت في مرضى يبدون مثل سائر الأشخاص عدا أنهم متأخرون عن البلوغ |
| Ben Diğer kocaların kıskanması gereken bir kocayım. | Open Subtitles | أشعر أنني الزوج الذي يجب أن يحسده سائر الأزواج. |
| Gece Nöbeti'nden bir adam, bununla ak gezen öldürdü. | Open Subtitles | رجل من الحراسة الليلية .استخدم أحد تلك الخناجر لقتل سائر |