Surrey Kontu, halk arasında huzursuzluk yaratmaktan hapse atıldı Majesteleri. | Open Subtitles | لقد تم حبس الإيرل ساري بسبب الفوضى العامة، ياصاحب الجلالة |
Söylesenize Lord Surrey, bu kadar uzun zamandan sonra, İngiliz sarayını nasıl buldunuz? | Open Subtitles | قل لي , أيها اللورد ساري بعد فترة طويلة كنت فيها بعيدا كيف تجد البلاط الإنجليزي؟ |
Bu sebepten, Thomas Seymour ve Surrey Kontu'nu, Calais'e gönderiyorum. | Open Subtitles | لهذه الأسباب سأبعث توم سيمور وإيرل ساري لكاليه |
Bir aile evinde dört Sari bir yatak ve bir köşe tutulur. | Open Subtitles | أربعة ثياب ساري وفّرتْ سرير واحد و زاوية وفرتُ في البيتِ العائليِ. |
Sari'yi tebrik etsem iyi olacak ayrıca unutma sadece iki haftadır çıkıyoruz. | Open Subtitles | يجب ان اذهب تهاني ساري و تذكري نحن نتواعد منذ منذ اسبوعين |
Bu kanun 24 saat sonra geçerli hale gelecek. O kadar! | Open Subtitles | هذا القانون ساري المفعول في 24 ساعة القادمة هذا كل شيء |
Evliliğinin geçerli olduğuna dair karar almaları gibi bir ihtimal var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي خطر أن يصرحوا أن زواجك ساري المفعول? |
Teşekkür etmek zorunda değilsiniz, bekledim. Zaten Sarie'yi aramıştım. | Open Subtitles | لا داعي لشكري , إنتظر ساستدعي ساري |
Söylesenize Lord Surrey, İngiltere sarayını nasıl buldunuz? | Open Subtitles | قل لي، أيها اللورد ساري كيف تجد البلاط الإنجليزي؟ |
Surrey'nin de kafir olabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم افكر ابدا بأن ساري يمكن أن يكون زنديقا |
Ülkemizde, ilk önce Surrey Kontu tarafından karşılanmalı, ardından saraya getirilmelidir. | Open Subtitles | سيتم إستقباله أولا هنا من قبل إيرل ساري وثم سيأتي إلى البلاط |
Lord Surrey, Kral sizi orgeneralliğe, eşsiz bir şerefe, uygun gördü. | Open Subtitles | أيها اللورد ساري, لقد رآى الملك أنك مناسب كمارشال للميدان ومصاحب الشرف |
Lord Surrey, Ekselansları'nı bir de ayılarla köpeklerin dövüşünü izlemesi için Paris Bahçeleri'ne götürdü. | Open Subtitles | كما إصطحب اللورد ساري, صاحب السمو.. إلى حدائق باريس لرؤية الدببة تتقتال مع الكلاب |
Nişan'a resmen eklenmeniz, yakın zamanda gerçekleşecektir Lord Surrey. | Open Subtitles | تثبيتك الرسمي في النظام سيتم في وقت قريب, أيها اللورد ساري |
Her gün teyzeme yardım ederken onu sadece beyaz Sari içinde bir figür olarak görüyorum. | Open Subtitles | شهدت فقط تمثال في ساري أبيض.. .. مساعدة ماشي في عملها يوما بعد يوم. |
Bunun anlamı "kocası ölmüş" demek ve beyaz bir Sari giymek zorunda, değil mi? | Open Subtitles | وهذا يعني أن زوجها قد مات.. .. وعليها ارتداء ساري أبيض ، أليس كذلك؟ |
Canang Sari bir dilenme değil. Senin geri verme zamanın. | Open Subtitles | "كانانغ ساري" ليس توسّلا، إنّه الوقت الذي تمنح فيه مقابلا. |
Bir anlaşma, bir teklif ve geçerli bir kabul gerektirir. | Open Subtitles | الاتفاق يلزمه عرض وقبول ليصبح ساري المفعول |
Yaz süresince indirim kuponumun geçerli olduğu bir hafta olmadığına emin misiniz? | Open Subtitles | أأنت مُتأكّد من عدم وجود أسبوع خلال فصل الصيف سيكون فيه كوبوني ساري المفعول؟ |
Öyle olabilir ancak sahtekârlığı kanıtlayamadıkça onlar, yasal olarak geçerli bir anlaşmaya sahip suçlular. | Open Subtitles | ربما، لكن إلى غاية أن نستطيع إثبات الإحتيال إنهم مجرمون معهم إتفاق قانوني ساري المفعول |
Sarie, beni yalnız bırak. | Open Subtitles | ساري , إتركيني لحالي |
şu andan itibaren belediyeyle hiçbir ilişkiniz kalmadı. | Open Subtitles | لم تعد تعمل للمدينة بقرار ساري المفعول فوراً |
Ama değişen bir şey olursa teklifim geçerlidir. | Open Subtitles | لكن إن تغير أي شيئ، فالعرض ساري المفعول |