"ستأتي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• geliyor
• gelecek
• geliyorsun
• gelip
• gelir
• geleceksin
• gelecektir
• olacak
• burada
• gelebilir
• gelmek
• gelirsin
• geleceğinizi
• geldiğini
• geleceğine

Hiç bu kadar uzun sürmemişti. Benimle geliyor musun, gelmiyor musun?
ليس لهذه المدة الطويلة والآن هل ستأتي معي أم لا ؟

Beyin denen deponu aç çünkü +91 oktanlık bir bilgi geliyor.
أفتح صندوق مخك لإن هنا ستأتي معلومة قادمة من أكتلان 91

Birazdan Gonca buraya gelecek... sana bakacak, topu parkın dışına kadar yollamak... ya da kötü şekilde kaçırmak için bir tek şansın olacak.
الآن وفي أي دقيقة روز بد ستأتي للوقوف هنا انظر إلى نفسك وسيكون لديك فرصة واحدة لترمي إلى خارج الحديقة أو خارجاً ببؤس

Bu gece yengem, koşup buraya gelecek gibi geliyor bana.
لدي إحساس بأن شيمدوك ستأتي مسرعه إلى هنا هذهِ الليله

Bunu kocama söylemek aklımın ucundan geçmezdi ama sen de benimle geliyorsun.
لم أعتقد قط أنني قد اطلب هذا من زوجي لكنك ستأتي معي

Hayır, hayır, hayır. Bunu yapmış olamazsın. Buraya gelip seni öldürmeye çalışacak.
لا، لا يمكن أن تكوني فعلتِ ذلك، ستأتي إلى هنا محاولة قتلكِِ

Ve ülkelerin karbon emisyonları listesine gemi taşımacılığı emisyonlarını koyarsanız, yaklaşık altıncı sırada gelir, Almanya'ya yakın bir yerde.
و إذا وضعت انبعاثات النقل البحري على قائمة انبعاثات الكربون للدول، ستأتي تقريبا في المركز السادس، قريبا من ألمانيا.

Annem işimizi konuşmak için buraya geliyor, ...ve ben istifa ediyorum.
حسناً, أمي ستأتي إلى هنا لمناقشة أعمالنا و أنا سوف أستقيل

Zengin bir et yığını olup oturuyorsun ve tüm kuşlar gagalamaya geliyor.
ستجلس هناك فقط، وأمامك قطعة لحم بقر فاخرة وكل العصافير ستأتي مهاجمةً

Derin bir uykuya dalsam bile hayaletler beni rahatsız etmeye geliyor.
حتى لو غطوت بنوم عميق، الأشباح ستأتي لمضايقتي

Üzgünüm ama kız arkadaşımı yemeğe çıkarmak zorundayım... ve anneside bizimle geliyor.
آسف، عليّ أن آخذ فتاتي الى عشاء وأمها ستأتي معنا

Ya öyle, ya da bundan sonraki her ilişki çok sıkıcı gelecek.
إما ذلك أو كل العلاقات التي ستأتي بعد هذه ستبدو مملة جدًا

Defter, Batı'dan gelecek cadının bu diyara bir hortum sayesinde getirildiğini söylüyor.
يقول الكتاب بأن هذه الساحرة من الغرب ستأتي لهذه الأرض بواسطة إعصار

Annen seni kahvaltıya çağırdığı gelecek sefer belki artık kalkarsın.
ربما بالمرة القادمة حينما تخبرك أمك أن تأتي للإفطار, ستأتي

Beni buraya getirttin, şimdi benimle geliyorsun. Hadi! Beyler kesin şunu!
جعلتني أصعد هنا ، ستأتي معي الآن هيا ، أخرسوا ياشباب

O kadar yoldan geliyorsun ve beni ormana çekip bunları söylüyorsun.
هل ستأتي كل هذا الطريق إلى هنا لتقول لي هنا بالغابة

Şu an barda yalnız olsaydım üzerimde sperm olsaydı gelip benimle konuşur muydun?
لو كنت في حانة , وكان علي مني هل ستأتي وتتحدث معي ؟

Belki bir gün ziyaretime gelir bir dağ lalesi koparırsın ve beni düşünürsün.
ستأتي لزيارتي يوماً و تقطف شقيقة نعمان و تفكر بي

Cabernet iyiymiş. Erken mi geleceksin?
الطفله جوليا تقول كابرنيت جيدة هل ستأتي الليلة مبكرا

Bu kez birileri bizi duymuş olmalı. Beş dakika içinde birlikler buraya gelecektir.
. هذه المرة أعرف أن شخصً ما قد سمع بنا سيارات الدورية ستأتي إلى هنا خلال 5 دقائق

Öyleyse büyük ihtimalle polis er ya da geç burada olur.
غالباً ما ستأتي الشرطة هنا الآن أو في أى وقت لاحق.

Uyumuyor, tamam mı Phil? Her an gelebilir.
انها ليست نائمه يا فيل ، ستأتي في اي لحظة

Eğer sen de gelmek istersen... kıçını iki dakika içinde iskeleye indirmeni öneririm.
..إذا كُنت ستأتي معنا, أقترح عليك أنت تكون جاهزاً في الأسفل بعد دقيقتين

Onu buI. Yoksa, bir dahaki sefere bizimle gelirsin.
أوجده, و الا المرة القادمة سنعود هنا و ستأتي معنا أخرجوا

Havuz bakıcısı sizi arıyor, Bay Heep. Birazdan geleceğinizi söyledim.
رجل المسبح كان يبحث عنك قلت له أنك ستأتي قريباً

Ne zaman düşünecek bir mevzun olsa buraya geldiğini biliyorum.
أعلم عندما يكون لديك شيئاً تفكر به ستأتي إلى هنا

Elçiliğin her şeyi öğrenme konusunda yardımına hızlıca geleceğine inanıyorum.
وأعتقد أن السفارة ستأتي بسرعة لمساعدتكم على معرفة كل شيء