ويكيبيديا

    "سكين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bıçağı
        
    • bıçakla
        
    • bıçağın
        
    • bıçağım
        
    • bıçağını
        
    • bir bıçak
        
    • çakısı
        
    • bıçaklı
        
    • bıçağıyla
        
    • çakı
        
    • bıçağa
        
    • hançer
        
    • Skin
        
    • bıçaktan
        
    Adamın bıçağı vardı ! Aşırı tepki gösterdiğimi sanmıyorum ! Open Subtitles الرجل معه سكين لا أعتقد بأني أبالغ فى رد فعلى
    Biri Lowery'nin bardağında çünkü buzlu çayını karıştırmak için bıçağı kullandı. Open Subtitles لأنه كان يحرّك شايه المثلج بها وهذا يجعل ثمّة سكين مفقود
    Babamın küçük gümüş bıçağı yeleğinden çıkıp, yağ derinliğini kontrol etmek için bir domuzun sırtına girmeye her zaman hazırdı. Open Subtitles سكين والدي الفضي الصغير متأهب طيلة الوقت للخروج من جيب معطفه لينغرس في ظهر خنزير لقياس عمق الدهون في جسده
    Ben 1100 yıldır kalbimde bir bıçakla yaşıyorum, oysa o önemsiz intikamının peşinde. Open Subtitles كان لدي سكين علي قلبي لـ 1100 سنة وهو يبحث عن أنتقامه التافه
    Sonra küçük, keskin bir bıçakla, ki bu bıçağın avantajı... Open Subtitles بواسطة سكين حاد و قصير حافته ستقطع حتى الوصول للعظم
    Pervane patladığında çantama veda ettim. -Sadece bıçağım ve biraz TNT var. 82. Open Subtitles أصابني إنفجار الداسر وفقدت كيس ساقي لدي سكين ومادة الـ تي إن تي
    Senin polis olduğunu bilen kötü bir adamın bıçağını kulağına dayaması gibi. Open Subtitles نعم، مع سكين ضاغطٌ على اذنك بواسطه رجل سئ واثقٌ أنك شُرطي
    Chalmers'dan satın alınan şeyler arasında... 10 Cm'lik bir meyve bıçağı ve üzerinde Open Subtitles .. من الأشياء الأخرى التي تم جلبها من المحل سكين بطول ١٠ سم
    Babamı bir soyma bıçağı olan Silahlı Islami Grubundan kurtarabilir miydim? TED هل يمكن أن أحمي والدي من الجماعة الإسلامية المسلحة بواسطة سكين التقشير؟
    Ve o zaman ben mutfağa gittim, elime bir soyma bıçağı aldım ve evin girişinde bir pozisyon aldım. TED عندها اتجهت إلى المطبخ وتناولت سكين تقشير، واتخذت موضع استعداد داخل مدخل البيت.
    Eğer bir daha... benimle sevişmeyeceğine inansaydım... bulabildiğim en uzun ve keskin bıçağı kalbime saplardım. Open Subtitles لو ظننت انك لن تمارس الحب معى مرة أخرى كنت سأتناول أطول سكين حادة و أطعنها مباشرة فى قلبى
    Eğer bir daha... benimle sevişmeyeceğine inansaydım... bulabildiğim en uzun ve keskin bıçağı kalbime saplardım. Open Subtitles لو ظننت انك لن تمارس الحب معى مرة أخرى كنت سأتناول أطول سكين حادة و أطعنها مباشرة فى قلبى
    Büyükannemin fildişi saplı, çok güzel bir bıçağı vardı. Open Subtitles كان لدى جدتي سكين جميل جداً بمقبض من العاج
    O kızı götürüp ödülü almak istiyorsan unutma, Hesh-ke'nin bıçağı var. Open Subtitles وإذا كنت ترغب في الحصول على مكافأة تذكر أن تلك الفتاة هيشك لديها سكين
    Lordum, bunu ispatlayabilirim, gece yarısı tamamen savunmasız bir şekilde papağan uyurken bu maymun satır büyüklüğünde bir bıçakla papağanı öldürmeye teşebbüs etti. Open Subtitles سأثبت لك سيدي أنه في منتصف الليل وحينما كان الببغاء نائماً لا يقدر الدفاع عن نفسه جاء هذا القرد ومعه سكين بحجم ساطور
    Kiraz kuşu, bıçağın hızlı bir darbesiyle ikiye kesilir. Open Subtitles عليكِ أن تقطعي الأرطلان إلى قطعتين بضربة سكين سريعة
    Eğer bu bir haneye tecavüzse bilmeni isterim ki bıçağım var. Open Subtitles اذا كان أحد يعتدي على المباني فـ ليعلم أن لديّ سكين
    Balık bıçağıyla et bıçağını ve balık kaşığıyla et kaşığını birbirinden ayırmayı öğrenmeniz gerekir. Open Subtitles إن عليك تعلم كيفية التفريق بين سكين اللحم وسكين الاسماك وشوكة السمك و شوكة اللحوم
    Her şeyi büyük özenle yerleştiriyor. Biri kocaman bir bıçak bırakmış. Open Subtitles انها تضع الأشياء بعناية فائقة شخص ما ترك سكين كبير خارج
    Beyin bir tek, genel amaçlı bir işlemci olabilirdi. İsviçre çakısı gibi değil de, mutfakta kullanılan bir bıçak gibi örneğin. TED أن يكون الدماغ كتلة واحدة معالجة شاملة للمعلومات أشبه بسكين مطبخ عوض سكين سويسري متعدد الوظائف.
    Bir keresinde trendeyim, tatilde 4 tane hayvan, biri bıçaklı. Open Subtitles مرة من المرات كنت في القطار أثناء اجازتي أربعة من هؤلاء الحيوانات كانوا على القطار.. أحدهم عنده سكين
    Gazetelerde beyaz bir kadının evine kasap bıçağıyla girdiğini yazıyor. Open Subtitles الصحيفة قالت أنه إقتحم منزل إمرأة بيضاء ومعه سكين جزّار
    Çantamın üst gözünde ufak bir çakı vardı. Open Subtitles و لكني تذكرت أنه يوجد لدي سكين رفيع أعلى حقيبة ظهري
    Peşimizdeki kişinin silah ya da bıçağa ihtiyacı olmaması dışında. Open Subtitles إلا أن الشخص يستهدفنا لا يحتاج الى بندقية أو سكين.
    -Ama bunlar muharebeydi, zuladaki bir hançer değil. Open Subtitles لكن هؤلاء كانوا معارك , وليس سكين خلف الباب
    Skin kulübüne gitmekte okulun programında var mıydı? Open Subtitles هل نادي " سكين " على جدول مدرستك ؟
    Tamam, bıçaktan kurtuldun ama gömlekten değil. Open Subtitles حسنا ، حتى انك حصلت على التخلص من سكين ، ولكن ليس قميصا ملطخا بالدماء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد