Sizi, kaçırıldığı saatlerde onunla aynı markette gören bir tanık var. | Open Subtitles | لدينا شاهدة تقول انها شاهدتك بالمجمع التجاري في نفس وقت اختطافها |
Tüm harekat tek bir görgü tanığına bağlı ise o tanık da öldürüldü ise zor kararlar almanız gerekmektedir. | Open Subtitles | إذا كانت كل العملية تعتمد على شاهدة وحيدة على جريمة وهذه الشاهدة يتم قتلها سيكون امامك خيار صعب لتفعله |
Seçeneği olan bir tanık haline geldim: kaçmak ya da kıpırdamamak. | TED | أصبحت شاهدة ذات خيار: إما الهرب أو الصمود. |
Sadece benden hoşlanmalarını istedim, ama evlilik problemlerine şahit oldum. | Open Subtitles | أردتهم أن يحبوني الآن، أنا مجرد شاهدة على كارثتهم الزوجية |
Bu derece gelişmiş bir katil, bir tanığı... boş yere sağ bırakmaz. | Open Subtitles | القاتل الذي يقوم بجرائم متقنة مماثلة لا يترك شاهدة حية بدون سبب |
Ama şimdi burada kalıp tanıklık edeceksin, onun vasiyetini okumalıyız. | Open Subtitles | . لكن الآن بما أنك هنا لتكونى شاهدة ، يجب أن نقرأ وصيته |
Onun gizlenmesi gereken beklenmedik bir tanık olduğunu söylerim. | Open Subtitles | سأقول انها شاهدة هامة, وانك ستخفيها بعض الوقت |
Karım o gece eve kaçta geldiğimi biliyor. Bağlantısı olmayan bir tanık daha değerli olur. | Open Subtitles | اٍن شاهدة غير مهتمة سوف تكون أكثر قيمة منها |
tanık olmam gerektiği fikri. Kocam için değil, ama savcılık için. | Open Subtitles | فكرة أننى يجب أن أكون شاهدة ليس لزوجى بل للمحاكمة |
En iyi tanık ifadesinin bayan memurun ifadesi olması gerekiyordu. | Open Subtitles | ينبغي أن تكون أفضل شاهدة ممكن أن تحصل عليها |
Ve bence Caroline'ın tanık olduğu suçu da o işledi. | Open Subtitles | وأعتقد أنه مرتكب الجريمة التي كانت شاهدة عليها. |
Sizi rahatsız etmek istemezdim ama başka bir vakada daha tanık olduğunu hatırladım. | Open Subtitles | لا أريد ازعاجك يا سيدي لكن أذكر أنها شاهدة في قضية أخرى |
Ve o benim problemim, çünkü şahit benim, ve oda mahşerin bir atlısı | Open Subtitles | و هو مشكلتي , لأنني شاهدة و هو واحد من فرسان نهاية العالم |
Bu olaya ailen, komşular... yoldan geçenler ve polisler şahit olmuş. | Open Subtitles | عائلتك شاهدة علية الجيران و المتفرجون و الشرطة |
Bu bir iddia değil, savcının tanığı tarafından yapılan bir itham! | Open Subtitles | هذا ليس تلميح , انه اتهام صنع عن طريق شاهدة الأتهام |
Tasha'nın davanızda bir görgü tanığı olduğu için, bilgi almak istediğinizi söyledim, | Open Subtitles | لقد ابلغتها بأنك تحتاجين الإطلاع على التفاصيل بما أنها شاهدة بأحدى قضاياك |
Bu gece en iyi arkadaşının ölümüne tanıklık ettin. | Open Subtitles | أنتِ شاهدة على موت إحدى صديقاتك ِالمقربات الليلة |
tanığın vardı ve kamu avukatın kaçmasına izin mi verdi? | Open Subtitles | كان لديك شاهدة إثبات وسمحت لها محامية الدفاع العام بالإفلات؟ |
Kettering'i kızımın kompartımanında gördüğünü söyleyen bir tanığımız var. | Open Subtitles | لدينا شاهدة تقول انها رات كيترينج فى مقصورة ابنتى |
Bir görgü tanığım var, kız arkadaşı. Bunu yaparken onu gördüğünü söylüyor. | Open Subtitles | أنا لدي شاهدة إنها صديقته تقول إنها رأته يفعلها |
Georgia zaten güvenilemeyecek bir tanıktı; bu ona zaman kazandırdı. | Open Subtitles | لقد كانت شاهدة غير معتمد عليها لذا ذلك أكسبه بعض الوقت |
Üniversiteden meslektaşımın böyle muhteşem tarihi bir olaya şahitlik etmesi benim adıma büyük bir şereftir. | Open Subtitles | يُشرّفني أن زميلة لي في الجامعة حصلت على هذه الفرصة العظيمة بأن تصبح شاهدة عيان على التاريخ |
Teşekkür ederim, ayrıca Bayan Costello bir karşı tanıktır. | Open Subtitles | شكراً يا سيادة القاضى بما أن الآنسة (كاستيلو) شاهدة نقض |
Ülkeden ayrılmak üzere olan bir tanıktan yeminli ifade almak için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لتأمين إقرار من شاهدة تترك البلاد |
En azından bir şahidimiz ve bir kaç fiziksel kanıt mevcut konuştuğumuz şu sırada da analiz edilmekte. | Open Subtitles | لدينا شاهدة واحدة كحد أدنى وتُحلّل الأدلة الحسية حالياً |
Şef benim bir tanıkla görüşme yapmam için Brayeton'a gitmemi istedi. | Open Subtitles | والرئيس طلب مني أن أذهب فورا إلى برينتون لمقابلة شاهدة |
Ama ölüm zamanında seni o karavanda gören bir şahidim var. | Open Subtitles | لكن لديّ شاهدة تُعيّنك بمقطورته في وقت وفاته. |