28 yaşındaki hukuk öğrencisi, Jonathan, LGBTQ hastalarından memnun olan ve LGBT hastaları konusunda uzmanlaşmış birini bulmak istediğini söylüyor. | TED | جوناثن، 28 سنة، طالب قانون، قال أنه يريد أن يجد شخصًا مرتاح لرعاية المرضى المثليين ومتخصص في الرعاية الصحية للمثليين. |
Sana bu konuda yardım edebilecek birini tanıdığımı söylesem ne yaparsın? | Open Subtitles | ماذا إن أخبرتك أنني قد أعرف شخصًا قد يساعدك.. في هذا؟ |
Resmiyet seven biri değilsin, resmî bir konuşma samimiyetsiz gelebilir. | Open Subtitles | لستِ شخصًا رسميًّا لذا قد يبدو الخطاب الرسميّ غير صادق |
Ay, iğrenç kokuyor, sanki biri falafelle işi pişirmiş gibi. | Open Subtitles | ويلاه، رائحة سيّئة، وكأنّه شخصًا أقام علاقةً مع حبّة فلافل. |
Kocasını öldürmekle suçlanması için, birisi tuzak kurdu diye mi düşünüyor? | Open Subtitles | بأن هناك شخصًا ما خطط بدقة ليلفق لها تهمة قتل زوجها؟ |
Hepimiz o ilaç meselesinin peşindeydik ama benim deneyin içinden birine ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | جميعنا مشتركون في ذلك العقار. ولكنّي أردتُ أن أجد شخصًا يعمل على التجربة. |
Aslında, senin teknolojik yeteneklerine sahip birinin senin olsun veya olmasın herhangi bir banka hesabına erişebileceğinden şüphem yok. | Open Subtitles | في الواثق، أثق أنّ شخصًا بقدراتك التكنولوجية لن يُعاني في الوصول إلى حسابات بنكيّة سواءً كانت تخصّه أم لا |
birini seni sevdiğim kadar sevmenin mümkün olduğunu sen doğmadan önce bilmezdim. | Open Subtitles | قبل ولادتك، لم أكن أعلم بأني سأحب شخصًا ما كما أحبكِ الآن |
Bu adamın uyuşturucu kaçakçısı olduğunu kanıtlayacak birini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نجد شخصًا يُثبِت بأن هذا الرجل تاجّر مخدرات |
Birkaç tanık olaydan birkaç dakika önce yukarı çıkan birini görmüş. | Open Subtitles | بضعة شهود عيان رأوا شخصًا يصعد للطابق العلويّ قبل مقتله بلحظات. |
- Beni duymadı. - Kar maskeli birini gördü, o kadar. | Open Subtitles | إنه لم يسمعني لقد رأى شخصًا مرتديًا قناع تزلج، انتهى الموضوع. |
Tereddütleriniz varsa başka birini işe almadan önce bir hafta daha bekleyebiliriz. | Open Subtitles | إذ كنتِ مترددةً، يمكننا إنتظار أسبوعِ آخر قبل أن نوظف شخصًا آخر |
Sence böyle bir şey geçirmek, savaş ya da neyse, seni daha iyi mi yoksa derinlerde daha sert ve kızgın biri mi yapar? | Open Subtitles | هل تعتقد أن ما تقوله مثل الحرب أو اشياء من هذا القبيل يمكنها أن تجعلك شخصًا أفضل ؟ أو إنها تجعلك دائمًا غاضب وعنيف |
Psişik stajyerliğimdeki biri bana biri bunu söyleseydi ve ertesi gün bana adamın spor salonundaki halini gösterseydi, şüphe duymazdım. | Open Subtitles | إذا أخبرني أحد من تدريبي النفسي أنه أصاب شخصًا وهناك صورة لهذا الشخص في النادي في الصباح التالي فلن أتساءل |
Ben iyi biri değilim. Tüm kasabanın önüne çıkıp öyleymiş gibi davranamam. | Open Subtitles | لستُ شخصًا لطيفًا، ولا يجب أن أمثُل أمام بلدة كاملة متظاهرًا بذلك. |
İyi birisi olduğumu görmek için madalyaya ihtiyacım olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | ولقد اتضح لي أنني لست بحاجة لميدالية لكي أكون شخصًا صالحًا |
Beş katılımcının, deneye geç kalan birine deney yapanın kaba davrandığı çalışmalar yürüttük. | TED | لذا أجرينا دراسات حيث يشاهد خمسة مشاركين شخصًا يتصرف بوقاحة تجاه شخص وصل متأخرًا للتجربة. |
Burada yaşayan 25 kişiden her birinin yaşları, politik inançları ve meslekleri farklı ve tipik bir evde olan her şeyin olduğu evlerde yaşıyoruz. | TED | ويعيشُ هناك 25 شخصًا من مختلف الأعمار والميول السياسية والمهن، ونعيشُ في منازل لديها كل شيء مما يحويه المنزل النموذجي. |
Ama yetenekleri bana denk biriyle karşılaşmayalı uzun zaman oldu. | Open Subtitles | أترى، أمضيت كثيرًا من الوقت منذُ أن قابلت شخصًا بمهارتي |
Bilirsin benden güçlü birisini gördüğümde onları öldürmeden asla içim rahat etmez. | Open Subtitles | حتى الآن، كلما قابلتُ شخصًا قويًا. أنا لم أتمكن من الارتياح حتى أجهز عليه. |
Kim bilir şimdi kaç kişiyi öldürmeye çalışacak. | Open Subtitles | مَن يدري كم شخصًا سيحاول قتله في المرة المقبلة |
Ben pek cüsseli bir adam değilim ama kollarım Amy'nin zayıf gövdesine kıyasla çok sağlıklı görünüyordu. | TED | لستُ شخصًا كبيرًا في حجمي، ولكن بدت ذراعي في صحة جيدة مقارنة بجسد إيمي المتداعي. |
Ben de hâlâ birilerini beni dinlemek istediği için mutluyum. | Open Subtitles | أنا متحمسة أن شخصًا ما لا يزال يريد سماعي أغني |
Bir insanı kilit altına almak küçük bir olay değil. | TED | عندما نحجز شخصًا ما، هذا ليس شيئًا صغيرًا. |
Ya çevrenin durumuna yönelik herhangi bir endişe duymayıp yalnızca birisinin bir yerde bu meseleyi çözeceğini umsaydım? | TED | ماذا لو لم أولي بعض الاهتمام لحالة البيئة وفقط تمنيت أن شخصًا ما في مكان ما سيولي الاهتمام لتلك القضية؟ |
Temsil ettiğim şey yüzünden beni sevmeyen birisiyle ilk kez karşılaştığım an buydu. | TED | وكانت المرة الأولى التي أواجه فيها شخصًا لا يحبني ببساطة بسبب ما أمثله. |
birileri zarfları karıştırmış, bu yüzden iki gün kaybettik. Nereden arıyorsun? | Open Subtitles | ضيّعنا يومان بسبب أنّ شخصًا خلط بين المظروفات، من أين تتّصل؟ |
Fakat bu hukuk bürosundaki herkes senin için ölü olamaz, çünkü er ya da geç, birilerine ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | لكن كلّ من بهذه الشركة لايُمكنُ بأن يكونَ ميّتًا بالنسبةِ لك، لأنه عاجلاً أم آجل، سوف تحتاجُ شخصًا ما. |