| Bilmeni isterim, ne olursa olsun, seninle beraber hizmet etmek bir onurdu. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أنه مهما حدث كان شرفا لي أن أخدم معك |
| Böylesine cesur bir savaşçı ve iyi bir arkadaşla savaşmak, benim için onurdu. | Open Subtitles | كان شرفا عظيما لي بان قاتلت بجوار محارب مثلك |
| Olayı açıklığa kavuşturmaya yardımcı olmak, benim için onur kaynağıydı. | Open Subtitles | لقد كان شرفا لى ان اساعد فى استجلاء الحقيقة للسيدة |
| Fransız direnişinde Nazi idam timinin karşısında olmak büyük bir onur olarak düşünülürmüş; | Open Subtitles | خلال المقاومة الفرنسيّة لقد كان يعتبر شرفا عاليا الرمي بالرصاص من قبل النازيين |
| Sizin rehberliğinizde dövüş sanatları öğrencisi ve oğlunuz olmak benim için onurdur. | Open Subtitles | كان شرفا لي أن أكون تحت رعايتك كطالب فنون قتال و كإبن |
| Sizinle birlikte çalışmak büyük bir zevkti. | Open Subtitles | فقط دعنى أؤكد أنه كان شرفا لى أن أعمل معكم جميعا |
| O inanılmaz kadındı, ve onu tanıyor olmak bir onurdu. | Open Subtitles | لقد كانت سيدة رائعة وكان شرفا لي معرفتها |
| Sizlere kabile şefi olmak benim için bir onurdu. | Open Subtitles | لقد كان شرفا ل بمثابة الزعيم القبلي الخاص بك. |
| Kral seçilmek çok büyük bir onurdu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أكون ملكا كان هذا شرفا ان يباركني باختياره |
| Sara, çok memnun oldum. Büyük bir onurdu. | Open Subtitles | ساره، سعيد جدا بمعرفتك0 كان شرفا لى0 |
| Yanında savaşmak bir onurdu. | Open Subtitles | لقد كان شرفا لى ان اقاتل بجانبك |
| Sizler gibi adamlarla omuz omuza çalışabilmek, benim için bir onur ve ayrıcalıktı. | Open Subtitles | لقد كان شرفا وامتياز لي بأن عملت جنبا إلى جنب مع رجال مثلكم |
| CA: Vay canına, seni TED konferansına almak büyük bir onur. | TED | ك.أ. : واو. ويليام، لقد كان شرفا حقيقيا حضورك في مؤتمر تيد |
| Komutanızda hizmet etmek bir onur olacak, Albay. | Open Subtitles | . سيكون هذا شرفا للخدمة تحت قيادتك ، كولونيل |
| Ülkenizin adamlarıyla aynı cephede savaştım, Larita, ve ailemizde bir yoldaşın olması bizim için onurdur. | Open Subtitles | لقد حاربت بجانب كثير من الريفين من بلدك يا لاريتا ولابد أن أقول أنه شرفا لى أن يكون هناك حليف فى العائلة |
| Ve kişisel bir not sizin gibi değerli bir sanatçıya yardımcı olmak benim için bir onurdur. | Open Subtitles | وعلى الصعيد الشخصي سيكون شرفا لي مساعدة فنان من العيار الخاص |
| Yardım edebilmek benim için onurdur, şayet davayı bırakırsanız. | Open Subtitles | سيكون شرفا لي لتقديم الدعم ، ولكن فقط اذا كانت تتخلى عن القضية... |
| Senin arkanda koşmak büyük bir zevkti. | Open Subtitles | لقد كان شرفا لنا أن نركض تحت قيادتك |
| Sen ona, "seninle çalışmak bir zevkti" dedin. | Open Subtitles | و أنت قلت له أنه كان شرفا العمل معه |
| Demek ki, bencil olmak da onurlu bir meziyetmiş. | Open Subtitles | الأنانية أصبحت شرفا الأن على ما يبدو اراد ان يجري تغييرا |
| Böyle bir görevi yerine getirmekten, şeref duyarım. | Open Subtitles | سيكون شرفا لي وامتيازا لي أن أقبل بمثل هذا الواجب |
| Oğlanı onurlandırın. | Open Subtitles | شرفا الفتى |
| Bizi onurlandırdınız, efendim. Beyefendiye teşekkür et, Jane. | Open Subtitles | أنت تمنحنا شرفا عظيما ياسيدى أشكرى السيد يا جين |
| Saygıdeğer Efendim, bu gece bizi ziyadesiyle şereflendirdiniz. | Open Subtitles | نيافتكم أسبغتم علينا شرفا عظيما |