Yani şirketini doğru yolda olduğunun güvenini sağladığına göre, Paris'e dönebilirsin. | Open Subtitles | والان تستطيعي الرجوع لباريس متأكدةً ان شركتك في طريقها الصحيح والدقيق |
Hayır, anlamadığım neden tüm şirketini bunun için riske atmak istediğin. | Open Subtitles | هو لٍم أنت على إستعداد للمخاطرة بكامل شركتك من أجل هذا. |
Bu sizin Şirketiniz, yani bunu bir telefon ile değiştirtebilirsiniz. | Open Subtitles | هذه شركتك. يمكنك أن تغيّر هذه السياسة بإتصال هاتفي واحد. |
Ana şirketinizin satılmak üzere olduğu hakkındaki söylentilerden endişe duymuyor musun? | Open Subtitles | إذاً، هل أنت خائف من الإشاعات أنه سيتم بيع شركتك الأم؟ |
İmzaladıktan sonra bir daha şirketinin böyle işlere karıştığını duymak istemiyorum. | Open Subtitles | وعندما يتمّ التوقيعُ عليه، لا أريدُ بأن أسمعَ عن شركتك القذرة |
şirketinize kayıtlı içinde göğüsünden vurulmuş bir adam bulunan yanmış bir kamyonet bulduk da. | Open Subtitles | حسناً، لقد وجدنا شاحنة محترقة مسجلة بإسم شركتك مع جثّة في مقعد السائق مع رصاصة في صدره |
Diğer insanların şirketine karışmak yerine kendi şirketini kurmanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تتوقف عن التدخل في شركات الأخرين وتبني شركتك |
Hepsini, yeni büyük şeyi veya seni ve şirketini yeni büyük olay yapacak bir şey çıkarabilecek yeni büyük yazarı bulma umuduyla yapıyorsun. | TED | كل هذا على أمل إيجاد العمل الكبير التالي أو الكاتب الكبير التالي الذي يستطيع تقديم شيء بإمكانه جعلك و شركتك الشركة الكبيرة التالية |
Beni tek başıma sen yokken şirketini yönetmek için bırakmanı mı kast ediyorsun. | Open Subtitles | تقصد الزواج مني وبعض رفاهية وانا ادير شركتك في حين كنت انت في خارج |
Hükümetiniz, sizi Şirketiniz aracılığıyla buraya önemli bir göreve gönderdi. | Open Subtitles | حكومتك قد وظفتك هنا عبر شركتك لتقوم ببعض الأعمال الهامة هنا اسمعنى.. ا |
- Şirketiniz Pembe Panter'i sigortaladı. | Open Subtitles | شركتك تؤمن على النمر الوردي. أجل .. بنصف مليون. |
İmalât Şirketiniz Albay Dutton sayesinde bir sürü ihale aldı. | Open Subtitles | شركتك للانشاءات قد حصلت على العديد من العقود من خلال العقيد داتون |
Bu patentler şirketinizin şimdiki ve gelecekteki milyonlarca dolarlık gelirinizi ifade ediyor. | Open Subtitles | وهذه الاختراعات تمثل الاف الملايين من الدولارات من ارباح شركتك الحالية والمستقبلية |
Müşterinizin kefaletle serbest bıraktırdığı veya şirketinizin vekalet ettiği suçlamalar. | Open Subtitles | إما إنقاذها من قبل العميل الخاص بك أو ممثل شركتك |
Bence bu, şirketinizin güvenli verilerinin aşıldığını söylemek için kayda değer. | Open Subtitles | أظنّ أنّه من الإنصاف القول أن بيانات شركتك الأمنية تمّ اختراقها |
O silah mıdır nedir her ne ise... senin şirketinin ürünüydü, değil mi? | Open Subtitles | ...هذا السلاح ، أو كيفما تسميه هو من إنتاج شركتك ، أليس كذلك؟ |
Tanısaydın, şirketinin başına gelen en güzel şey olduğunu anlardın. | Open Subtitles | ولو فعلت , كان عليك ان تعرف انها أفضل شئ حدث فى شركتك |
İlginç. şirketinize 100 milyon dolarlık bir dava açtı. | Open Subtitles | غريب, شركته تقاضي شركتك بـ100 مليون دولار |
şirketinizde kimsenin sizin haberiniz olmayan deneysel bir araştırma yapmasına imkân olmadığını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هذا ليس صحيحا انت تقول انه لا يوجد اي فرصة اطلاقا ان احدا في شركتك يقوم |
Bu soruları bir mahallenin bütün sakinlerine bir Şirket çalışanlarının tümüne yayacak olursanız Tamiflu'nun etkinliğinin ne kadar sınırlı olabileceğini anlarsınız. | TED | فإذا قمت بمد هذه الفكرة لتشمل مجتمع كامل، أو كل العاملين في شركتك ستبدأ في إدراك مدى محدودية إختيار التاميفلو كعلاج. |
O bir deneme için gelmişti, ve o şirketi'nin nasıl çalıştığını öğrendi. | Open Subtitles | لقد أتت هنا من أجل التقدم ووجدت كيف يسير الأمر في شركتك |
Elbette istersiniz, çünkü istemezseniz firmanız altı milyon doları ödemek zorunda kalacak, değil mi? | Open Subtitles | بالتاكيد انت تريد, لان لو لم تفعل, شركتك ستقوم بدفع ستة ملايين,صحيح؟ |
Bilmiyorum, belki de yükseltmenin zamanı gelmiştir. Eski şirketine döndüğün için mutlu musun? | Open Subtitles | لا أدري، أظن أن الوقت حان لزيادته أسعيد أنت بعودتك إلى شركتك السابقة؟ |
Seni ödüle önerenin şirketinden olması beni rahatsız etmişti. | Open Subtitles | عموماً، لم تعجبني طريقة الترشيح التي أتتنا من شركتك |
Fakat bence, ya kendi firmanızın sahibi ya da benim gibi daha başlangıçta olun, insanların akıllarını ve öğrenimlerini genişletmeye devam etmesi çok önemli. | TED | هكذا، لكنني أعتقد سواء كنت تملك شركتك الخاصه أو أنت مبتدئ مثلي. مثل شئ حيوي كهذا فقط لكي يستمر الناس بتوسيع أفاقاهم و تعلمهم |
Görünen o ki bunu görmezden gelmek senin şirketin işine geliyor. | Open Subtitles | ومن الواضح شركتك لديها إستثمار في النظر للطريق الآخر |
Öyleyse şirketinde neler döndüğünü bilmiyorsun ? | Open Subtitles | إذاً أنت تقول بأنك لا تعرف ما تملكه شركتك ؟ |
Çok başarılı bir Şirket. Sizden bahsedildiğini duymuştum. Yani şirketinizden. | Open Subtitles | تلك شركة ناجحة , سمعت عنك , شركتك , هذه |