Hayır, sadece biraz heyecanlıyım. Her şey mükemmel olsun istiyorum. | Open Subtitles | انا متوتر فقط لاني اريد لكل شيء ان يكون مثاليا |
- İnan bana, hiçbir şey beni daha mutlu edemez. | Open Subtitles | صدقيننى لم يستطع شيء ان يجلعنى اسعد مما انا فيه |
O zaman tek gecelik ilişkiyle, her şey basitçe sona erecekti. | Open Subtitles | حينها كان يمكن لكل شيء ان ينتهي ببساطة في ليلة واحدة |
Eğer hiçbir şey olmazsa... bu akşam, yarın ya da sonraki gün biriyle tanışmazsam... her şey olduğu gibi devam edecek. | Open Subtitles | ان لم يحدث شيء ان لم ألتقي بأحدٍ هذه الليلة أو في الغد أو بعد غد فان كل شيء سيستمر كما هو |
Ama bu dünyadaki en kötü şey ailesini korumayan biridir bence. | Open Subtitles | انا لا اعلم لكن اسوء شيء ان تستطيع ان تستدعي في هذا العالم |
Gerçekten ne istediğini bilmiyorsan, sana bir şey satamam. | Open Subtitles | انتي ترين انا لا استطيع بيع لكي شيء ان لم تعلمي انتي ماذا تريدين حقا |
Ama sana bir şey söyleyeyim, eğer herhangi bir şey varsa bunun peşinden gitmek başkalarına göstermek, yayınlamak için elimden ne gelirse yaparım çünkü bu şekilde bir gün daha yaşayamam Jake bir an bile, o zaman kesinlikle bunu yaparım. | Open Subtitles | لكني ساخبرك شيء ان لم أحصل على شيء منه .. اي شيء على الاطلاق سوف أقوم بأي شيء لدعمه |
Çocuklara bir şey olmasını istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | لا نريد أيّ شيء ان يحدث إلى الأطفال الآن، أليس كذلك؟ |
Bir şey olursa benimle yanda buluş çünkü fazla kalabalık olmaz dedi. | Open Subtitles | قال ان حصل اي شيء ان الاقيه على مكان جانبي لانه لن تكون هناك زحمة |
İnan bana, Lex. Senin ve güzel gelininin arasına hiçbir şey girmesini istemem. | Open Subtitles | لم ارد اي شيء ان يقف بينك وبين خطيبتك الجميله |
Üzerlerine basarsan bir şey olmaz, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعرف انه لن يحصل شيء ان خطوت عليهم صحيح؟ |
Zavallı Bay Keats'in kardeşine mükemmel olmayan hiçbir şey sunamam. | Open Subtitles | لا استطيع ان اعرض على اخ السيد كيتس المسكين اي شيء ان لم يكن كاملاً |
Bir yerde şöyle bir şey okumuştum. Tam da işler daha kötüye gidemez diye düşündüğümüzde bazen öyle olmaz. | Open Subtitles | لقد قرأت في كتابكِ لايمكن لأي شيء ان يكون اسوء |
Çünkü eğer öyle ise karnı şişmeye başlamadan bir suikasta kurban gitmesi onun için en iyi şey olur. | Open Subtitles | لأنه اذا كان كذلك افضل شيء ان تحضر وصيتها في حال تم اغتيالها قَبْلَ أَنْ تَبْدأُ العرض |
Bir şey değil. Sadece, "Lynette" çok... | Open Subtitles | لا شيء الامر فقط ان اسم لينيت لا شيء ان اسم لينيت جد |
Bunun, bu davayla hiçbir ilgisi yok, | Open Subtitles | لكن حتى اذا كانت قصتها حقيقية و انتم شفقتوا عليها بأن ليس هناك شيء ان نعمله مع هذه القضية |