-su denen bu değerli kaynağın hepimizin paylaşması gereken bir şey olduğunu. | TED | أن هذا المورد الثمين المدعو بالماء شيء يجب أن نتشارك فيه جميعاَ. |
- Ama... İyice heyecanlanmadan önce, bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن تفعل كل تلك الإثاره هناك شيء يجب أن تعرفه. |
Eğer bu senin yapman gereken şey ise yalnız başınasın. | Open Subtitles | و ان كان هذا شيء يجب ان تفعليه فأنت لوحدك |
Ve bu konuda yapmamız gereken bir şeyi yapmadan duramıyorum. | Open Subtitles | ولا استطيع التوقف عن الاحساس بأنني يجب أن أفعل شيء يجب أن نفعل شيء |
Ayrıca, bir şeyin yaşanma vakti gelmişse, zorlamanın bir manası yoktur. | Open Subtitles | كما أنه عندما يحين موعد شيء يجب أن تدعه يحدث ببساطة |
Umarım henüz sipariş vermemişizdir çünkü halletmemiz gereken önemli bir konu var. | Open Subtitles | قبل أن نطلب الطعام هناك شيء يجب أن نزيحه عن كاهلنا |
Eğer hayatını devam ettirebilmek için elini eteğini çekmen gereken şeyler olsaydı ve bunu en düzgün ve hilesiz yoldan yapmana rağmen, işe yaramasaydı, kuralları bir kez olsun kendin için esnetir miydin? | Open Subtitles | اذا كان هناك شيء يجب ان تضعيه في الماضي لتكملي حياتك وقمتي بتجربه كل طريقه عادله وشريفه لتفعلي ذلك |
Yani bir iki kadeh içtiyseniz, bu akşam düşünmeniz gereken birşey. | TED | وهو شيء يجب ان تفكروا فيه الليلة ان شربتم كأسين |
Sen de halledilmesi gereken bir şey olduğunda, hallediyorsun öyle değil mi? | Open Subtitles | وعندما يكن هناك شيء يجب أن يحدث عليك أن تفعله، أليس كذلك؟ |
Sana söylemem gereken bir şey var, ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن أخبرك به و لكن لا أعرف كيف |
Bu küçük maceraya atılmadan önce bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن تعرفه قبل أن تخوض هذه المغامرة الصغيرة |
Buraya nasıl geldiğinle ilgili bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن تعرفيه حول كيفية وصولك إلى هنا |
Burda anlamamız gereken şey bu kuvvetlerin her biri için değişik bir yük olduğudur. | TED | إن أهم شيء يجب فهمه في هذا المقام.. هناك نوع مختلف من الشحن يصاحب .. كل نوع من هذه القوى. |
İtmek, şu anda yapması gereken şey değil. | Open Subtitles | الدفع الآن هو بالضبط آخر شيء يجب أن تفعله الآن |
Ailemle beraberken ilk dikkat etmen gereken şey seksiliktir. | Open Subtitles | الملابس المثيـرة أول شيء يجب أن تعرضيه على أبوايّ. |
Daha önceden yapılması gereken bir şeyi yapması için,.. | Open Subtitles | إنه يريدك أن تجعل "مولي" تفعل شيء يجب فعله |
Daha önceden yapılması gereken bir şeyi yapması için,.. | Open Subtitles | إنه يريدك أن تجعل "مولي" تفعل شيء يجب فعله |
Yapmam gereken bir şeyi. | Open Subtitles | شيء يجب أن أفعله |
Ama General'in varışı eli kulağında. Hiçbir şeyin karışmaması gerek. | Open Subtitles | لكن وصول الجنرالات وشيك , لا شيء يجب أن يتدخل. |
Rhodes düşerken başka bir şeyin ayakta durması gerekiyor. Anlatmaya çalıştığı bu, evet bu olabilir. | TED | شيء يجب أن يقف في حين يسقط رودس، أعتقد أن هذا ما تقوله. |
Pekala, bir şey yapmadan önce bilmeniz gereken bir konu var. | Open Subtitles | حسنا، ولكن قبل أن تفعل أي شيء، هناك شيء يجب أن تعرفه. |
Ama biraz konuşmamız gereken bir konu var. | Open Subtitles | لكن هناك شيء يجب أن نتكلم عنه قليلا |
İşimle ilgili söylediğin şeye gelirsek başa çıkmayı öğrenmen gereken şeyler var. | Open Subtitles | الآن، بخصوص ما قلتِه بخصوص عملي، فهنالك شيء يجب عليكِ أن تتقني التعامل معه. |
Ama, Tina, bana zaten vermemen gereken şeyler verdin, | Open Subtitles | لكن ، تينا ،اعطيتني شيء .. يجب ان |
Bu unutmamamız gereken birşey. Mevcut durumda bu tür sorunlarla başa çıkamayız. | TED | هذا شيء يجب أن يأخذ في عين الاعتبار. لا يمكننا التعامل مع مثل هذه الحالات |
Sana göstermem gereken birşey var, ama bunun için seni üs dışına çıkarmam gerek. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أريك لكنّي يجب أن أخذك من القاعدة له |