ويكيبيديا

    "طائل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gereksiz
        
    • boşuna
        
    • yaramaz
        
    • işe yaramıyor
        
    • boş
        
    • boşa
        
    • anlamsız
        
    • anlamı
        
    • nafile
        
    • amaçsız
        
    Sepet örme ya da kadın hakları gibi gereksiz dersleri. Open Subtitles شيء لا طائل منه، مثل سلة النسيج أو المرأة الدراسات؟
    Bir siyasetçi için çok zor, çünkü birçok insan hayatının boşuna kaybedildiğinden korkarsınız. TED انه أمرٌ صعب حتى بالنسبة للسياسيين لأنه إن تم ذلك .. فسوف يعي العالم ان العديد من الارواح هدرت دون طائل
    Mutluluğunu paylaşabileceğin kimse yoksa bir işe yaramaz. Open Subtitles الرحلة لا طائل منها إن ليس لدينا شخص لنتفاخر
    İtalyanca konuşmaya çalışman pek işe yaramıyor, Merton. Open Subtitles لا يوجد طائل من محاولتك التحدث بالإيطالية يا ميرتون
    Yani buna boş çaba demek bile fazla. Open Subtitles أعني أنّ المركبة ليست مؤهّلة حتّى إنّها بلا طائل
    Beyazları korkutabilirsin ama bir Apaçi için boşa çaba olur. Open Subtitles حسنة لإخافة البيض ولكنها بلا طائل بالنسبة لهندي
    anlamsız ve rastgele veri üzerinde yapılan gereksiz bir uygulama. Open Subtitles محاولة لا طائل منها أن ترتّب معطيات عشوائية وغير مفهومة.
    Hiç bir anlamı yok bunun, Bizi çıldırtmak için yaptırıyorlar. Open Subtitles عمل بلا معنى, ولا طائل منه إنهم يفعلون هذا ليدفعوننا إلى الجنون
    nafile. Cristal, zamanının gelmediğini söyledi. Open Subtitles هذا لا طائل منه, كرستل قالت ان هذا ليس وقته
    Tıpkı o kadın gibi amaçsız bir gaye uğruna darağacına gitmeye hazırsın. Open Subtitles نحن مثل تلك المرأة، مستعدين للذهاب إلى المشنقة من أجل قضية لا طائل لها.
    Bu kadar gereksiz ölüme sebep olduktan sonra meslektaşlarının takdirini kazanmışsındır herhalde. Open Subtitles بعد الإشراف على موت الكثيرين دون طائل لابد أنك شهير بين أقرانك
    gereksiz ameliyatlar, organ kesmeler, deneysel sakatlıklar. Open Subtitles وراءه جراحات لا طائل وراءها،‏ وبتر أذرع وسيقان، وتشويه أجساد على سبيل الاختبار. ‏
    Dizlerim, pek çok kez boşu boşuna okşanıp durdu! Open Subtitles تشابكت العديد من الأوقات بلا طائل بهذا الرجل البائس
    Durum oldukça garipti ama evi arayıp Karli'ye seslenirken bile bu arayışımızın boşuna olduğunu biliyordum. Open Subtitles كان أمراً غريباً و لكن بينما كنا لا زلنا نبحث و ننادي على اسم كارلي عرفت أن بحثنا بلا طائل
    Araba çalıntıymış. Evrakları bir işe yaramaz. Open Subtitles حسناً ، السيارة مسروقة أعمال ورقيّة لا طائل لها
    Böyle öksürürsen işe yaramaz bir asker olup... Open Subtitles ستكون رحلة لا طائل من ورائها إنْ بدأت تكحّ هكذا وتنقل إلينا العدوى جميعاً
    Penguenin yüzmek için çok güçlü olan kanatları koşmaya gelince hiçbir işe yaramıyor. Open Subtitles أجنحة البطاريق ،القوية جداً للسباحة لا طائل منها عندما يتعلق الأمر بالجري
    Penguenin yüzmek için çok güçlü olan kanatları koşmaya gelince hiçbir işe yaramıyor. Open Subtitles أجنحة البطاريق ،القوية جداً للسباحة لا طائل منها عندما يتعلق الأمر بالجري
    Böyle durumlarda iletişim ve tutarlılık konularında açıklar oluşur aynı çabanın boş yere tekrarı söz konusudur. Open Subtitles هناك... هناك نقص في التواصل والإتساق، هناك تكرار جُهد طائل.
    boşa kürek çektiğini biliyorsun. Open Subtitles تعلمين ، هذا أمر لـاـ طائل منه.
    Sızlanmadan geçirdiğim anlamsız başka bir gün daha. Open Subtitles يوم آخر لا طائل منه حيث لا أنجز شيئاً فيه
    Sıkıcı bir yolculuk geçirmenin anlamı yok; yanınızdan geçerken beni durdurun. Open Subtitles الرحلات المملة لا طائل منها, اوقفني حينما امر بالقرب منك
    Çaban nafile. Seni göremiyorum bile. Open Subtitles لا طائل من جهودك إنني لا أراك حتى
    Tüm bunlar amaçsız, saçmasapan işler. Open Subtitles الأمر برمته مثير للسخرية، مهزلة لا طائل منه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد