ويكيبيديا

    "ظهره" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sırtında
        
    • sırtını
        
    • sırt
        
    • sırtına
        
    • sırtından
        
    • arkasını
        
    • arkadan
        
    • sırtı
        
    • arkasında
        
    • sırtındaki
        
    • geri
        
    • arkasına
        
    • arkasından
        
    • onu
        
    • arka
        
    Sonra da aynı yere, sırtında maymun olan bir midilli getirdiler. Open Subtitles ومن ثم, في نفس المكان أحضروا بغلا يحمل قردا على ظهره
    Bana sırtını döndün ve kendine yeni bir aile kurdun. Open Subtitles أنت من ادار ظهره لي و صنعت لنفسك عائلة جديدة
    Eğer Tanrı'ya sırt çevirirsen Tanrı da sana sırt çevirebilir. Open Subtitles لإنك إن أدرت ظهرك لله فالله سوف يدير ظهره لك
    sırtına bir kurşun ve sonra bir daha hiç karşına çıkmaz. Open Subtitles طلقة في ظهره و سنقضي عليه و يبعد عن طريقنا بلحظة
    Hafif bir yemekten sonra odasına çıktı ve orada sırtından bıçaklandı. Open Subtitles القتيل صعد الى غرفته بعد عشاء خفيف حيث طـُـعن في ظهره
    Şu anda arkasını dönmüş vaziyette. Umarım, parlamakta olan iki lobu görebiliyorsunuzdur. TED وهو مقلوب على ظهره وما آمل ان تروه هو هذان الجزئان المتوهجان
    Bir atış köprücükkemiğinin oraya, ve diğeri koşarak uzaklaştığı sırada direk arkadan. Open Subtitles طلقة واحدة عبر الترقوة وطلقتين على ظهره مباشرة حينما كان يركض هارباً
    Güney Asya'da, örneğin, bu pirinç değirmeninden geçerken sırtında 50 kiloluk pirinç çuvalını taşıyan bu adamı görebilirim. TED في جنوب آسيا، مثلًا: كنت أقود مارًا بمطحنة أرز لأرى رجلًأ يرفع أكياس من فئة 100 باوند من الأرز على ظهره.
    Ayrıca, sırtında da detektörler var. Bu sayede, sırtına ne kadar ayışığı vurduğunu anlayabiliyor. TED ثم يوجد على ظهره مجسات مما يعطيه القدره على الاحساس بكمية ضوء النجوم او القمر على ظهره
    Ryan gibi ailesine asla sırtını dönemeyecek birini bulduğun için çok şanslısın. Open Subtitles انتِ محظوظة لأن رايان من النوع الذي لا يعطي ظهره لعائلته ابداً
    Adamı gördüğüm an, radarım sinyal verdi. sırtını kapıya vermedi hiç yalanın belirtisidir. Open Subtitles لقد شككت به منذ رأيته لم يعطي الباب ظهره أبدا دليل على التنبه
    Çocuk sekiz yaşlarındaydı. Şort giyiyor ve çok büyük bir sırt çantası taşıyordu. Open Subtitles يبدو في الثامنة من عمره، يلبس سروالا قصيرا ويحمل حقيبة ضخمة على ظهره
    Daha fırsat eline geçer geçmez bize sırt çevirmesi bir nankörlüktür. Open Subtitles إنه شخصٌ جاحد. مع أول فرصة أُتيحت له، أدار ظهره لنا.
    sırtına bir kurşun ve sonra bir daha hiç karşına çıkmaz. Open Subtitles طلقة في ظهره و سنقضي عليه و يبعد عن طريقنا بلحظة
    İkisi kurbanın sırtına isabet etmiş, biri de yolcu tarafındaki kapıya. Open Subtitles أثنتان في ظهره ومن ثم طلقة اخترقت باب الراكب هنا تماماً
    sırtından kırmızı pelerini çıkartıp Pers altını ile doldurmuş diyorlar. Open Subtitles أنّه باع بلده، إذ بدّل وشاح ظهره الأحمر بذهب فارسيّ.
    Silahını çıkardı, kavga ettiler Flanagan ağır bastı ardından Bardot'u sırtından vurdu. Open Subtitles أخرج سلاحه وقاتل والزعيم إمتلك اليد العليا ثم أطلق النار على ظهره
    Güvenini kazandıktan sonra da sana arkasını döndüğü anda kutuları bana getirirsin. Open Subtitles ثمّ، بمجرد ان تكسبي ثقته ويدير ظهره لك تحضرين الصناديق سريعاً لي.
    Sen burada dur. O senin üzerine geldiğinde ben arkadan iğneyi yaparım. Open Subtitles أنت تقف هناك,وعندما يتقدم نحوك سأحقنه في ظهره
    sırtı yarılana ve ayakta duramayacak hale gelene kadar kırbaçlanır. Open Subtitles يقولون انه سيجلد حتى ينفتح ظهره ولا يستطيع الوقوف بعدها
    Hayatta olmaz. Yaşlı moruğun başının arkasında da gözü var. Open Subtitles غير معقول بدأت أعتقد أن هذا المجنون يرى من ظهره
    sırtındaki ve başının iki yanındaki küçük, saydam yüzgeçleri dalgalandırarak kendini ilerletir. Open Subtitles يدفع نفسه بتموج الزعانف الشفافة الصغيرة جدا على ظهره وعلى جانبى رأسه
    Dışa zum yapacağına, geri gel. Tümünü al. Sadece geri yürümeye devam et. Open Subtitles بدلاً من تصغيره ، إسحب الشاشة واحصل عليه من الواجهة , ومن ظهره
    arkasına hedef tahtası çizip av mevsimi ilan et daha iyi. Open Subtitles ربما ترسم لوحة تصويب الهدف على ظهره أيضاً وتعلن موسماً مفتوحاً
    Sana yaptığı gibi, benden de kaçmasına izin vermeyeceğim. Gerekirse arkasından da vuracağım. Open Subtitles لن أدعه يفلت منّي كما فعل معك، سيقع ولو اضطررتُ لإصابته في ظهره
    Hanımefendinin omzunun üstünden onu göz ucuyla gördüm. Arkası bana dönüktü. Open Subtitles لقد لمحته فقط من أعلى كتفها، فقد كان يدير ظهره لي
    SS: sırt çantasının arka kısmının yarısını kapatmayı unutmuş. TED سوزان: لقد نسيت ان أغلق الجزء الخلفي من حقيبة ظهره.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد