Bir hafta önce bu paket kapımın önüne bırakıldı. İçinde bu kartpostallar vardı. | Open Subtitles | قبيل أسبوع هذه الرزمة تُـركت على عتبة منزلي هذه البطاقات البريديّة كانت بالداخل |
Hayır, ancak, O kapının önünde belirince... ..doğru zaman oldu. | Open Subtitles | لا.. كان فقط مناسبا لتخبرني عندما ظهرت عند عتبة بابك |
Dumbo, başarının eşiğinde duruyorsun. Sakın aşağı bakma. Başın dönebilir. | Open Subtitles | أنت تقف على عتبة النجاح لا تنظر أسفل, ستدوخ |
Yakın zamanda çok genç bir bebek, bir kız yetimhanenin kapısında bulundu. | Open Subtitles | مؤخراً طفلة رضيعة ، بنت عثر عليها عند عتبة باب دار الايتام |
Ama sahte gömlekçimizin kesinlikle fark etmediği şey ise gördüğüm, duyduğum her şey evine bir şafak baskını yaptırabileceği, kapısına dayanan sekiz adamla uykusundan uyandırılıp mallarına el konabileceğiydi. | TED | ولكن الذي لا يدركه تاجر قمصان البولو هو أن كل شيء رأيته وسمعته سيؤدي إلى مداهمة منزله فجراً، إيقاظه من قبل ثمان رجالٍ على عتبة بيته ومصادرة جميع منتجاته. |
Evin içinde kapı eşiğinin altında oturma odasıyla koridor arasında. | Open Subtitles | إنها في الشقة تحت عتبة الباب بين الردهة وغرفة المعيشة |
Şimdi de annen kapıma gelip bana neredeyse kalp krizi yaşatacaktı. | Open Subtitles | والآن تظهر أمكِ على عتبة باب بيتي وتسبب لي بأزمة قلبية |
Kapınızın eşiğinden antreye, koridorunuza, diğer tarafta ne varsa oraya geçin ve ışığın kalitesinı takdir edin. | TED | قف على عتبة بابك وأدخل إلى بهوك أو الرواق أو أياً كان في الجانب الآخر وقدّر نوعية الضوء |
Cam falan kırıp makine dairesi kapısı önüne yere bırakabilir misin? | Open Subtitles | لو أمكنك كسر الزجاج و تركهُ على الأرض على عتبة الباب؟ |
Sanki biri bunu biliyormuş da kapının önüne bırakmış gibi. | Open Subtitles | وكأن شخص ما كان يعرف هذا وتركني عِند عتبة بابك |
Ve birkaç adım sonra onları yılanın olduğu odanın kapısı açık olacak şekilde kapının önüne götürüyordu. | TED | ومن ثمّ عبر سلسلة من المراحل ينقلهم فيقفون على عتبة الباب المفتوح وينظرون إلى الداخل |
İyi misin sen? Evet. Hala kapımın önünde keltoş dövüyorum. | Open Subtitles | أجل، لا زلتُ أحك رأسي الصلعاء أمام عتبة باب بيتي. |
Bir ay geçmeden Fa Hai kapılarının önünde belirdi. | TED | بعد مرور أقل من شهر، ظهر فا هاي على عتبة بابهما. |
Eğer öyle söylemeseydim hala evimin önünde duruyor olurduk. | Open Subtitles | لو لم أقل لك هذا لكنا ما زلنا نقف على عتبة بيتى |
Şok geçirdim. kapı eşiğinde görmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت فى حالة صدمة, اعنى لم اتوقع ظهوره على عتبة بابنا |
Benevento Katedralinin kapısında onu tekrar görüyoruz... bu kez bağırsakları deşilmiş durumda. | Open Subtitles | هنا نراه أيضاً على عتبة أبواب كاثدرائية بينيفينتو وهذه المرة نرى أحشائه فد بُقرت |
43. sahneyi tekrarlamak için hazırız ve bu senin karavanın kapısına bantlanmıştı. | Open Subtitles | اسمعي, نحن جاهزون كي نتدرب على المشهد 43 ووصل هذا الى عتبة مقطورتك |
Kendi adamı onu arkadan vurdu ve ölmesi için benim kapıma bıraktı. | Open Subtitles | أحد رجاله أطلق النار عليه في الظهر وتركه يموت على عتبة بابي. |
Boruya erişmiş ancak pencere eşiğinden kaymış ve aşağı düşerek boynunu kırmış. | Open Subtitles | وبعد ان وصل للجانب الآخر انزلق من فوق عتبة النافذة وسقط وكسر رقبته |
Ama sonra tabiri caizsse ısıyı yavaş yavaş kapatmak için gidiyorum ve sonra repligatörün yaşaması için şimdi mümkün olabiileceği yerde canlılık eşiği vardırr. | TED | ومن ثم سوف اُخفض الحرارة ببطئ وأصل الى عتبة الجدوى حيث يُمكن الاًن للمُتكرر ان يعيش |
Ama sizi yönlendiren şeyin ne olduğunun farkına varacak ve direksiyonun başına geçecek kadar olgunlaştığınızda, önemli bir eşikten geçilir. | TED | لكن يتم تجاوز عتبة كبرى حين ننضج بما فيه الكفاية لنقر بما يدفعنا وأن نأخذ بعجلة القيادة ونوجهها. |
Şimdi canlılık eşiğine ulaştı ve frekans dağılımı dramatik bir şekilde değişti ve aslında dengeledi. Ve şimdi benim burda yaptığım | TED | الان وصلنا الى عتبة الجدوى و تردد التوزيع تغير بدراماتيكية, وأستقر والآن ما فعلته هناك |
Bu Roosevelt Teleferiğinin pencere eşiğindeki kan lekesi. | Open Subtitles | هو لطخة دم سحبت من على نافذة عتبة روزفلت الترام. |
Bir saat içinde Ivan isimli koca bir adam kapıya dayandı. | Open Subtitles | وفي خلال ساعه, شخصا ضخم روسي كان واقف على عتبة بابي |
Vicdanını kapıdan girmeden bırakmalısın, tatlım. | Open Subtitles | يجب أن تترك ضميرك خلف عتبة بابك, يا عزيزي |