Şimdi uzak bir yerde tatil yapmak istiyorlar ve oraya uçmak istiyorlar. | TED | الى قضاء عطلات خارج القارة .. او خارج حدود الوطن فقد أرادوا الطيران |
- tatil? Gelecekte insanlar tatillerini başka yerler yerine başka zamanlarda geçiriyorlar. | Open Subtitles | نعم في المستقبل لن يذهب الناس في عطلات إلى أماكن معينة بل إلى أزمنة معينة |
- Ooh, çölde tatil. Çöplükte ögle yemeği gibi.. | Open Subtitles | عطلات في الصحراء الأمر شبيه بتناول الغداء في القمامة |
Hafta sonları yapmayı en çok sevdikleri şey hayvanat bahçesine gitmek. | Open Subtitles | المفضلة لديهم في عطلات نهاية الأسبوع هو الذهاب إلى حديقة الحيوان |
Vaktim olmadığından değil. Çocuklar hafta sonları dışında evde olmuyor. | Open Subtitles | ليس لأننى لم أمتلك الوقت ، لكن بغياب الأطفال خاصة فى عطلات نهاية الأسبوع |
Beş yıldızlı tatiller, yepyeni bir kamyonet, özel yapım mobilyalar. | Open Subtitles | عطلات 5 نجوم, و سيارة رباعية الدفع علامات تجارية,وأثات مصنوع خصيص للزبون |
Turistler de bu batıklara dalış yapmaya gelirler ve bu Karayipler'in dünyanın en önemli tatil beldelerinden biri olmasında etkili olur. | Open Subtitles | يأتي السيّاحَ للغوص في الحطامِ , الذي يُساعدُ لجَعْل الكاريبيِ واحد مِنْ وجهات عطلات العالمَ العلياَ. |
Tamam, arazinizde boş bir inşaat ya da kullanılmayan tatil evleri var mı? | Open Subtitles | حسناً، ألديك أيّة أبنية فارغة بممتلكاتك أو أيّة منازل عطلات شاغرة بالمنطقة؟ |
Cumartesi'ye kadar tatil yapmam. Sadece Pazar günü yaparım. | Open Subtitles | أنا لا آخذ عطلات أو أتوقف عن العمل يوم السبت أتوقف قفط يوم الأحد |
Hiç kimse başkalarının tatil resimlerine bakmayı sevmez. | Open Subtitles | لا احد يعجبه ان ينظر الى صور عطلات الناس الاخرين. |
Henry ve Tessa'yla mücadele etmeni izledim haftalarca onlardan ayrı kalmanı, tatil yüzünden ayrılmalarınızı iki eve birden ait olmalarını. | Open Subtitles | ورأيت الطريقة التي تكافحين بها مع هنري وتيسا والوقت الذي تقضيه بعيداً عنهما في عطلات نهاية الأسبوع و... تقسيم العطلات، |
Onu henüz bir şey ile suçlamadılar, ama tahminimce yakın zamanda tatil yapamaz gibi. | Open Subtitles | لم يتهمونها بأيّ شيء بعد، ولكن إعتقادي أنها لن تذهب في أيّ عطلات قريبًا |
Kendisi hafta sonları mafya için çalışıyor. | Open Subtitles | الذي يعمل لصالح المافيا في عطلات نهاية الأسبوع |
Evlendiklerinde, hafta sonları gelirler. | Open Subtitles | أنت سوف تفعل ذلك فعلاً إنهما سوف يتزوجان و يأتيان لزيارتنا في عطلات نهاية الإسبوع هل تعلمين؟ |
Önce hafta sonları gelmeye söz verirler. | Open Subtitles | أولا، أنها ستعد بتمضية عطلات نهاية الأسبوع الطويلة فى البيت |
Bütün hafta sonları... balık tutuyor... tembel tembel yatıyor... kendini yenileyebilme fırsatlarını kaçırıyorsun. | Open Subtitles | كل عطلات آخر الأسبوع وصيد السمك والتسكع، والفرص الضائعة |
...hafta sonları da C noktasına gitmek için kullanılır diye düşünüyordum. | Open Subtitles | وأحياناً إلى نقطة ثالثة في عطلات الأسبوع. |
Hafta sonları ve tatiller senin olabilir. Babam öyle yapardı. | Open Subtitles | الإجازات عطلات الأسبوع هذا ما فعله والدي |
Mezuniyete size ne alabiliriz diye sürekli gidip geliyoruz. Biliyoruz tatiller konusunda pek iyi değildik. | Open Subtitles | لقد كنا نذهب و نعود من التخرج - لم نمضي عطلات جيدة منذ وقت طويل - |
Üç hafta sonu üst üste çalıştım çünkü buna bugün ihtiyacınız var sanıyordum. | Open Subtitles | لقد عملت علية ثلاث عطلات اسبوعية على التوالى لأننى اعتقد انك تريدة اليوم |
haftasonları gelebilirim. | Open Subtitles | أنا يمكنني القدوم في عطلات نهاية الأسبوع |
Güvenlik işindeyim. İhtiyacım olan bir tatile çıktım. | Open Subtitles | "أعمل في مجال الأمن وآخذ ماأحتاجهمن عطلات" |