ويكيبيديا

    "علمتُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • biliyordum
        
    • anladım
        
    • anlamıştım
        
    • bildiğim
        
    • bilseydim
        
    • duydum
        
    • öğrendiğimde
        
    • öğrendiğim
        
    • bildim
        
    • duyunca
        
    • haberim
        
    • anlarsam
        
    • Anladığım
        
    • öğrendim
        
    Dışarıda kalmam gerektiğini biliyordum. Fanteziler her zaman gerçeklikten daha iyidir. Open Subtitles علمتُ أنّ عليّ البقاء خارجاً فالخيال دائماً أفضل بكثير من الحقيقة
    Güvenine değer biri olduğuma inanırsan benim de sana güvenebileceğimi biliyordum. Open Subtitles علمتُ بأنني أستطيع الوثوق بكِ إن اعتقدتِ بأنني جدير بنيل ثقتكِ
    Ama çocukluğumdan beri hayatımda inanılmaz bir şey olacağını biliyordum. Open Subtitles لكن مُذ كنت طفلاً، علمتُ أنّ شيئاً رائعاً سيحدث لي
    O andan sonra güçlü olmak için ne yapmam gerektiğini anladım. Open Subtitles ومنذ ذلك الحين علمتُ ما يجب عليّ فعله لكي أكون قوية
    Bir şey söylemek zorunda değildi. Zaten ne yaptığını biliyordum. Open Subtitles لم يتعيّن عليه قول شيء، علمتُ بمجرّد رؤيته ما فعل.
    Ama söyleyiş şeklinden dolayı benden bir şeyler sakladığını biliyordum. Open Subtitles لكن طريقة قول ذلك، علمتُ أنّه ثمّةَ ما يخفيه عنّي.
    Ve ondan sonra, bir daha o restorana gitmeyeceğimi biliyordum. Open Subtitles و بعدها، علمتُ أنّي لن أعود إلى ذلك المطعم أبداً.
    Ama ayrıca, bir daha ayrılık restoranına ihtiyacım olmayacağını biliyordum. Open Subtitles لكن علمتُ أنّي لم أعد بحاجة لمطعم قطع العلاقات ثانية،
    Bu zencinin senden önce davrandığını söylediğinde bir bit yeniği olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمتُ أنّ هنالك شيئًا غريبًا حينما تركتَ هذا الزّنجيّ يأخذ الأفضليّة عليكَ.
    Yeşil ışığı kaçırmama neden olduğunda dört yol ağzında olduğunu biliyordum. Open Subtitles لقد علمتُ أنّكَ عند التّقاطع حينما تسبّبتَ لي في فقدان الضّوء.
    Yatakta beraber oturduk ve her şeyin yıkılışını izledik. Geri dönmem gerektiğimi biliyordum. Open Subtitles ولكن بينما كنّا نجلسُ معًا على السّرير، نُشاهدهما ينهدما، علمتُ أن عليّ العودة.
    Dokuz yaşında iken, Onun bana ait olması gerektiğini biliyordum. Open Subtitles عندما كنت في التاسعة من عمري علمتُ أنها ستكون ملكي
    Bugün prova için gelmediğinde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمتُ أنّ هُناك خطب ما به عندما لمْ يأتِ للبروفة اليوم.
    Seni içine atacağı tehlikeyi ve seni tahrik edeceğini biliyordum. Open Subtitles علمتُ الخطر الذي سيضعك ذلك به، علمتُ الأهوال التي ستثار
    Hayatına devam edeceğini biliyordum. Sadece bu kadar çabuk olmaz demiştim. Open Subtitles علمتُ أنّها ستمضي في حياتها، لكن لمْ أكن أعتقد بهذه السرعة.
    Bunu polisin yalnız başına yapamayacağını da biliyordum. TED ولكن علمتُ أيضًا أنه لا يمكنُ للشرطة القيام بذلك وحدهم.
    Hayır, ama bakışlarından bir şeyler bildiğini ve seni korumaya çalıştığını anladım. Open Subtitles كلاّ، لقد علمتُ ذلك من نظرته بأنّه يعلم شيئاً، و يتستر عليكِ.
    İnanılmayacak kadar güzeldin... inanılmaz seksiydin... Seninle olmam gerektiğini anlamıştım... Orda ve o anda... Open Subtitles لقد كنتي جميلة جداً, مثيرة جداً, عندها علمتُ أنني يجب ان احصل عليكي في الحال
    Her zaman olacağını bildiğim kendine güvenen, güçlü prenses oldun.. Open Subtitles لقد غدوتِ أميرة قوية وواثقة من نفسها لطالما علمتُ ذلك
    Tanrı şahidim olsun ki, böyle olacağını bilseydim ona yardım etmezdim. Open Subtitles ، ليشهد علي الرب ما كُنتُ لِأساعدهُ أن علمتُ بحدوثِ هذا
    Yarın görüşürüz. Arkadaşlarımızdan biri için bu gecenin özel bir gece olduğunu duydum. Open Subtitles أراك غداً مرحباً , لقد علمتُ لتوي بأن هذه الليلة هي ليلة مميزة
    Bir de ailemi öldürenin sen olduğunu öğrendiğimde benim şaşkınlığımı düşün. Open Subtitles حسنٌ، تصور مفاجئتي، عندما علمتُ أنّكَ أنتَ، من أمرّ قتل عائلتي
    öğrendiğim zaman ayrılmam gerektiğini anlamıştım. Open Subtitles عندما اكتشفتُ ذلك، علمتُ أنّه عليّ الرحيل.
    Bunun soracağın ilk şey olacağını nasıl da bildim? Open Subtitles كيف علمتُ أنّ هذا أول سؤال ستسألني إيّاه؟
    Yaptıklarını duyunca kendimi suçlu hissettim. Open Subtitles عندما علمتُ بشأنِ مافعلتَ شعرتُ بذنبٍ شديد
    haberim olsaydı seni bulmak için dağları delerdim. Open Subtitles لو كنت علمتُ فقط, لقلبت الدنيا رأساً على عقب لإيجادك.
    Tüm bunların kolpa olduğunu anlarsam sonuçları olacaktır. Ağır ve mesleğinize son verecek sonuçlar. Open Subtitles إن علمتُ بأنّ هذا ادّعاء، فستكون هنالك عواقب وخيمة ومنهية لمهنتيكما
    Anladığım kadarıyla hayatın hiç de kolay olmamış. Eğer senin olduğunu bilseydim. Yanında olur ve sana yardım ederdim. Open Subtitles يبدو أنّك لم تحظى بالحياة الرغيدة, ولو علمتُ بشأنك لكنتُ هناك, ولكنتُ قدّمت لك يد العون.
    Bebeklerimin doğru yolda olduğunu öğrendim çünkü anaokulu güzel çocuklar yetiştiriyor. Open Subtitles علمتُ أن فتاتاي على الدرب السليم لأن روضتهم تُخرج أطفال لطيفين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد