örneklerin ne kadar önemli olduğunu Bildiğimiz için örnek toplamaya başladık ve | TED | في الحصول على عينات نسيجية للجينات لاننا علمنا انها اشياء ذات قيمة |
Tehlikeli bir hasta, şiddet eğilimli. Bizim Bildiğimiz yedi kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | إنها مريضة خطيرةٌ وعنيفة لقد قتلت سبعة أشخاص على حد علمنا |
(Gülüşmeler) Bilim, tüm önsezilerimize karşın, kristaller ve kayalar gibi katı cisimlerin dahi neredeyse tamamen boşluklardan ibaret olduğunu öğretti. | TED | لقد علمنا العلم ضد أي حدس، أن الأشياء الصلبة، مثل البلورات والصخور، في الواقع تتألف جميعها تقريبا من مساحات فارغة. |
Gerçekte ne olduğunu anladık; birileri onlara bunu söylemişti. | TED | لقد علمنا ما حدث بالفعل، شخص ما دفعهم لقول ذلك. |
Halkınız ve Hathor adlı Goa'uld arasında olanları duyduk. | Open Subtitles | لقد علمنا ما حدث بين قومك و جواؤلد المسمي هاثور |
Bay Ross'un bize öğrettiği diğer şey, oy vermenin aşırı derecede önemli olması. | TED | شيئًا آخر علمنا إياه السيد روس، وهو أن التصويت أمرٌ في غاية الأهمية. |
Zamanı geldiğinde, bayrağımızı kanımızla savunacağız. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت فسوف ندافع عن علمنا بدماء حياتنا |
Bildiğimiz kadarıyla varlığından bile emin değiliz, ve her yere baktık. | Open Subtitles | غير متواجد بعد بقدر علمنا , لقد تحققنا من كل مكان |
Bildiğimiz kadarıyla, az önce buradan tatlı kız bile sosyopatın teki olabilir. | Open Subtitles | وبالتأكيد، حتى تلك الفتاة اللطيفةالتيخرجتمنهناللتو.. قد تكون قاتلة مُختلة، على حد علمنا. |
Kim olduğumuzu ve hayatın bizi nasıl şekillendirdiğini Bildiğimiz için, hayatlarımıza girmiş olabilecek erkelerin bizi engelleyeceklerini artık görebiliyorduk. | TED | بعد أن علمنا من نكون وكيف شكلتنا الحياة يمكننا ان نرى الاّن ان الرجال الذين جاءوا الى حياتنا أصابونا بالاحباط. |
Bildiğimiz kadarıyla dünyadaki diğer tüm organizasyonların sahip olduğundan epeyce fazla. | TED | إنها تقريبًا أكثر من بيانات أي مؤسسة أخرى في العالم، على حد علمنا. |
Martha Stewart ve Bizim G.I. Jane olarak Bildiğimiz kişinin vahşi bir karışımıydı. | TED | ولقد كانت تشبه مارثا ستيوارت، وعلى حد علمنا. |
Hayatta olduğunu Bildiğimiz son gecesini Dunkirk tren istasyonunun yakınındaki ucuz bir otelde geçirdi. | TED | في الليلة الماضية التي علمنا فيها أنه حيّ، قضّاها في أحد الفنادق الرخيصة على مقربة من محطة القطار في دونكريك. |
Pek çoğumuza savaşmayı ve tüm erkekleri bu davada birleştiren bağı öğretti. | Open Subtitles | شخص علمنا طرق القتال وهو من وطد علاقتنا من أجل هذا المسعى |
Uzayı keşfetmeye başladığımızda ... orada yaşayan olduğunu anladık. | Open Subtitles | عندما بدأنا بإستكشاف الفضاء علمنا بأنها مسكونة |
Kanser araştırmamıza yüklü bir katkıda bulunacağını duyduk. | Open Subtitles | وقد علمنا أنه سوف يساهم مساهمة كبيرة في ابحاثنا عن السرطان |
Burada yaşamanın keşişlerin bizlere öğrettiği yaşamdan çok daha farklı olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنها مختلفة تماماً عن الطريقة التي علمنا الناسكون العيش بها |
Kızıl bayrağımızı bir telgraf kablosuyla sağlama aldım. | Open Subtitles | قمت بتثبيت علمنا الأحمر عالياً بسلك تلغراف |
Bu şeyin nerede başladığını bilirsek durdurmak için bir aşı geliştirme şansımız olabilir. | Open Subtitles | لو علمنا من أين بدأ هذا الشئ فحينها لدينا فرصة بإنتاج لقاح لإيقافه |
öğrendiğimiz kadarıyla kurbanların hepsi borsa skandalıyla alakalı kişiler. | Open Subtitles | بجرائم القتل الأخيرة، الآن على حد علمنا كل الضحايا كانوا متورطين في فضيحة السمسرة ولكن هناك سؤال |
Lütfen koltuklarınıza dönün ve kemerlerinizi bağlayın ve biz diyene kadar yerinizden ayrılmayın. | Open Subtitles | علمنا باننا سنصادف بعض التيارات الهوئية ارجو منكم العودة الى مقاعدكم وربط احزمة الامان |
Öğrendiğimize göre dokuz kurbanın hepsi oldukça vahşi bir Rus suç örgütünün Boston sorumlularıymış. | Open Subtitles | لقد علمنا انه هناك 9 جثث كلهم متورطون في اعمال عنف للمافيا الروسية هنا في بوسطن |
haberimiz olmadan New York limanına hiçbir şey girip çıkmayacak. | Open Subtitles | لا شيء يدخل أو يخرج من ميناء نيويورك دون علمنا |
Babanın şirketi sana bıraktığını öğrenince Bizim görmediğimiz bir şeyi görmüş olduğunu umduk. | Open Subtitles | عندما علمنا أن أباك ترك لك الشركة كنت آمل انا ارى شيء عنك لم اكن اعرفه |
biliyoruz ki kontrolünüz altında bir Goa'uld kargo gemisi var. | Open Subtitles | و قد علمنا بوجود سفينة شحن خاصة بالجواؤلد تحت تصرفكم |
Daha fazlasını kültüre izole ettik ve farklı ekotipler olduğunu öğrendik. | TED | وعندما عزلنا الكثير منهم في بيئتنا، علمنا أنهم أنماط بيئية مختلفة. |