"علم أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• biliyordu
• olduğunu biliyor
• olduğunu biliyormuş

İş arkadaşlarının beni gözlediğini biliyordu ve bir şey söylemedi.
لإحتقار أخّي علم أن زملائه كانوا يراقبونني ولم يقل شيء

Eratosthenes'in bildiği başka bir şey daha vardı. biliyordu ki, aynı anda, aynı gün, ekinoksta,
علم إراتوستينس بحقيقة أخرى. علم أن العصا المغروسة في الأرض في الإسكندرية

Babamı ele geçirdiklerini biliyordu. Yüzük bu yüzden ondaydı.
لقد علم أن والدى قد اسُرِ لأنه لديه خاتمه

Kardeşinin seri cinayetler işleyen bir psikopat olduğunu biliyor mu?
هل عنده علم أن أخاه مريض نفسي تسوء حالته بسرعة كبيرة ؟

Hangisi olursa olsun, bunu yapan arabanın orada olduğunu biliyormuş.
بكل الأحوال من فعلها علم أن السيارة كانت هناك

Bulunduğunda DNA teşhisinin 24 ila 48 saat süreceğini biliyordu.
ولكنه أيضا جعل من الجثة غير قابلة للتعرف في حال العثور على الجثة ولقد علم أن عملية البحث تحتاج يوم أو يومان

Muhtemelen polisin gelip onu tutuklayacağını biliyordu.
ربما علم أن الشرطة ستأتي وتقبض عليه بطريق الخطأ

Biri ailenin dönüş yolunu biliyordu.
لقد علم أحدهم أن العائله قد استدارت عائده ولقد علم أن يلاقيهم هنا تماما

Adam personel tarafından kabul edilmeyeceğini biliyordu.
و هذا الرجل علم أن الطاقم لم يحبه لم يحاول حتى

Katili uçağın izlendiğini biliyordu.
القاتل علم أن الطائرة كانت تحت المراقبة.

Kral'ın karısını öldürdüğü için çok üzüleceğini ve ölmek isteyeceğini de biliyordu.
ولقد علم أن الملك سيكون مكتئبا جدا من قتل زوجته, وبأنه سيريد قتل نفسه.

O ölmeye hazırdı. Bunun onun için olmadığını biliyordu.
كان مستعدّاً للموت، فقد علم أن ساعته قد حانت.

Milner'in üvey oğlu Davey Benson, Milner'ın annesini aldattığını biliyordu.
ربيب ميلنر ديفي بينسون .. علم أن ميلنر كان يخون أمه

Sanırım bir parçam bunun olacağını biliyordu.
أعتقد أن جزءً مني علم أن ذلك سيحدث , لكني دائماً

Yapmak zorunda olduğu şeylere gönüllü olmuştu çünkü haklı olduğumuzu biliyordu.
لقد كان مستعداً لفعل ما يجب عليه فعله لأنه علم أن قضيتنا صائبة

İnsanların bağlantıyı kuracağını biliyordu.
لقد علم أن القضيتين ستكونان مرتبطتان في أعين الناس

Bu yolun, Ontario'ya giden uyuşturucu kaçakçılığı yolu olduğunu biliyor musunuz?
هل أنت على علم أن هذا الطريق هو طريق لتهريب المخدرات في أونتاريو؟

Chloe, Jack'in hayatta olduğunu biliyor muydu?
كلوي كانت على علم أن جاك لازال حياً ؟

Dört maktulün de bu site üzerinden Carl Landers'la bağlantılı olduğunu biliyor muydunuz?
هل كنت على علم أن جميع الضحايا الأربعة كانوا على اتصال مع (كارل لانديرز) من خلال هذا الموقع الألكتروني؟

Bu sırada muhafızların da enjeksiyon uygulamasına tabi olduğunu biliyormuş.
عندما علم أن الحُراس يتم حقنهم