Fakat bu olanlara rağmen, bazı büyük zorluklarla yüz yüze geldik. | TED | ولكن على الرغم من كل هذا الزخم نواجه بعض التحديات الضخمة. |
Bu muazzam adaptasyonlara rağmen deniz aslanlarının yaşam alanlarında onların baş edebilmesi için çok hızlı gelişen değişimler oluyor. | TED | ولكن على الرغم من وسائل التكيف المذهلة هذه، هناك تغيرات تنتشر في مواطنها بشكل أسرع مما يمكنها التعامل معه. |
Batı egemenliğinin sona ermesine rağmen, Batı pek çok toplumun işine müdahele etmeye ve araya girmeye devam ediyor. | TED | الان على الرغم من انتهاء الهيمنة الغربية استمر الغرب في التدخل و التدخل في شئون العديد من المجتمعات الأخرى |
...her ne kadar çabalamanız için ideal olsa da her zaman başarılamayabilir. | Open Subtitles | على الرغم من أنه يسعى للمثالية إلا إنه ليس قابل للتحقيق دائما |
Ancak en azından bir anlamda kendimizi şekillendirme kapasitemiz de var. | TED | ولكن على الرغم من ذلك، نحن نمتلك القدرة على تشكيل أنفسنا. |
Yedi sanat dalından biri değil ama yine de bir sanat. | Open Subtitles | لَيسَ أحد السبعة الحيوية، ربما، لكن فَنَّ، على الرغم من هذا. |
İnsan kadavralarını bizzat inceleyen doktorlar bile tam tersini gösteren net kanıtlara rağmen Galen'in hatalarını şaşırtıcı bir biçimde tekrarladılar. | TED | حتى ممن قاموا فعليا بتشريح الجثث الآدمية أعادو بحيرة أخطاء جالين على الرغم من رؤيتهم للدليل القاطع على خطأ جالين. |
Dolaylı delillere rağmen, Tesla'nın fikirlerinin ya da planlarının Stratejik Savunma Girişimi'nde kullanıldığına doğrudan işaret eden bir kanıt yoktu. | Open Subtitles | على الرغم من الأدلة الظرفية لا يوجد دليل مباشر على أن أفكار أو خطط تيسلا استخدمت في مبادرة الدفاع الاستراتيجي |
Bunun ötesinde, binalar... çok ağır hasar görmesine rağmen ayakta kalabildi. | Open Subtitles | على الرغم من الأضرار الضخمة لربع ميل آخر أو ما شابه |
Suçumu itiraf etmeme rağmen Irina Derevko'nun bir tehdit olduğuna ve mümkün olan ilk fırsatta bunu ispatlayacağına kesinlikle inanıyorum. | Open Subtitles | فقط الذي على الرغم من دخولي الذنب، أنا ما زلت أعتقد إرينا بحزم دريفكو تهديد وسيثبته في أسبقها الراحة المحتملة. |
Kuran'ın köleliği yasaklamasına rağmen günümüzde de devam eden şeytani bir gelenek var. | Open Subtitles | على الرغم من منع القُرآن للعبودية هناكَ تقليدٌ شرير يستمّر حتى هذا اليوم |
Jai DiXit, tüm gayretlerinize rağmen... motosikletli çete kaçtı mı? | Open Subtitles | على الرغم من كل جهود جاى ديكسيت عصابة الدراجة هربت؟ |
Söylemek üzere olduğum şeylere rağmen, size ve personelinize karşı yürüttüğüm soruşturmanın arkasındayım. | Open Subtitles | مع أن قضيتي ضدك أنت وفريقك لكني أقف بجانبكم على الرغم من ذلك |
Ve bu gün kameraların yerleştirilmesinin ilk günü olmasına rağmen, | Open Subtitles | حتى على الرغم من أنه اليوم الأول بعد تركيبنا للكاميرات |
her şeye rağmen, bu şekerlerin mantıklı bir tarafı yok. | Open Subtitles | على الرغم من الحلوى لا يجعل مجموعة كبيرة من معنى. |
Kıt kanaat geçinmemize rağmen bırakıp gitmeye gönlü razı olmadı. | Open Subtitles | رفض ان يرحل على الرغم من اننا لم نكن نتفق |
Bedeli çoğumuzun hayal ettiğinden ağır olsa da zafer kazandık. | Open Subtitles | نحن المنتصرون على الرغم من الثمن الباهظ الذي يفوق التصور |
Beni yatağında isteyen Ancak sevmeyen adam hakkındaki her şeyi. - Marg... | Open Subtitles | بالمناسبة، من الذي أرادني في سريره على الرغم من أنّه لا يحبني. |
yine de, elimizden gelen her şeyi yapmalıyız o şeyi kurtarmak için o ilahi hak ve tarihi kafasına yerleştirilen şeyi. | Open Subtitles | على الرغم من هذا، نحن يَجِبُ أَنْ إعملْ كلّ ما يمكن عمله لتَوفير الشيءِ ذلك الحقّ المقدّسِ والتأريخِ وَضعَ على رأسهِ. |
Hakikaten, teknolojiyi kullanarak bir şeyler yapmak -- ve her ne kadar alaycı sesimi kullansam da bunda ciddiyim yapmaya -- durun biraz. | TED | في الواقع، صنع الأشياء باستخدام التكنولوجيا – و أنا جاد هنا، على الرغم من أنني استخدم نبرة ساخرة – أنا لن – انتظروا. |
- 'Birkaç planımız var Aslında. ' - 'Öyle mi? | Open Subtitles | نحن نمتلك بحظ الخطط,على الرغم من ذلك هل لدينا خطط؟ |
Pakistan askeri kanadının şiddetle inkâr etmesine karşın portatif parçalanabilir materyaller bulunduğunu keşfettik. | Open Subtitles | على الرغم من المقاومه الباكستانيه الكبيره لم نقم بالكشف عن المواد الإنشطاريه المحموله |
her ne kadar sigarayı bırakmasına yardım etmiş olsam da. ışte karşılığı böyle. | Open Subtitles | على الرغم من حقيقة أنني ساعدتها على الاقلاع عن التدخين، إنّها الآن ممتنّة |
gerçi çıplak olduğumuzu düşünürsek, pek de iki erkek kardeşe benzemiyoruz, değil mi? | Open Subtitles | على الرغم من اننا عرايا بهذا الشكل لا اظن اننا نشبه الاخوان بتتاتا? |