| Hazır olduğunda aşağı gel. Aşağıda ya da meydanda olacağım. | Open Subtitles | انزلي عندما تكونين مستعدة ستجدينني في الأسفل أو في بيازا |
| Bir gün hazır olduğunda, tüm bunlar geçmişte kalan engeller olacak. | Open Subtitles | ويوما ما عندما تكونين مستعدة ستعبرين هذه الحواجز |
| - Sen komutan olduğunda yemeklerden sen sorumlu olursun. | Open Subtitles | حسناً، عندما تكونين القائد الأعلى يمكنكِ أن تكوني مسؤولة عن حلوى السينما |
| Sanırım bunu birazcık daha sözlü olduğun zaman yapmayı isterim. | Open Subtitles | أعتقد بأني أريد فعل ذلك مجدداً عندما تكونين أكثر تحدثاً. |
| Hamile olduğun zaman şöyle dursın, normal zamanda sigara içmek bile çok aptalca. | Open Subtitles | هل تعرفين كم انت غبية عندما تدخنين عموما فما بالك عندما تكونين حاملا |
| İnsan hasta olunca annesinin kucağında yatmaktan başka bir şey istemez. | Open Subtitles | كل ماترغبين في عمله هو الاستلقاء فوق أمكِ عندما تكونين مريضة. |
| Size, gerçekten kraliçe olduğunuzda, herkesçe olduğu gibi, şahsımca da itaat edilecektir. | Open Subtitles | عندما تكونين ملكة حقيقية, سوف تتم طاعتك, بنفسى , ومن الحميع. |
| Yani, nişanlı olmana rağmen benimle olduğunda gerçekten de, benimle olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | انها مثل، على الرغم من أنكي مخطوبة عندما تكونين معي أنا حقا أشعر وكأنك معي |
| Hazır olduğunda başla, kaptan. | Open Subtitles | أنا جاهز عندما تكونين جاهزة أيتها القبطان |
| Sinirli olduğunda çok seksi olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت مثيرة عندما تكونين غاضبة أتعلمين هذا |
| Metal ağızlı olduğunda erkekler peşinde pervane olmuyor. | Open Subtitles | الفتيان لا يريدون أن يتجاهلوا عظامك عندما تكونين فم حديدى. |
| Korkuyorsun. Korktuğunu söylemeye hazır olduğunda söyle. | Open Subtitles | أنت كذلك، عندما تكونين مستعدة لتقولي أنك خائفة |
| Gergin olduğunda şu gözlerini kısışın, bana Sarah'ı hatırlatıyor sadece. | Open Subtitles | فقط طريقة انحراف العينين عندما تكونين مرتبكه انه فقط يذكرني بساره هذا كل شيء |
| Evet. Ohh! Hasta olduğun zaman artık kendine ait değilsindir. | Open Subtitles | نعم عندما تكونين مريضة جدا لدرجة انك لا تنتمي لنفسك |
| Kötü olduğun zaman, çok azıyorum. | Open Subtitles | أحصل على السخونة العالية عندما تكونين سيئة |
| Evde yalnız olduğun zaman, yatak odanın kapısını kitler misin? | Open Subtitles | عندما تكونين لوحدك في المنزل هل تغلقين باب الحمام؟ |
| Ailede eve ekmek getiren tek kişi olunca bırakması zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب التوقف عندما تكونين الوحيدة في عائلتك التي تجنين المال |
| Ailede eve ekmek getiren tek kişi olunca bırakması zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب التوقف عندما تكونين الوحيدة في عائلتك التي تجنين المال |
| Sevgilim, benimle birlikte olunca bu... bu kabustan uyanacaksın! | Open Subtitles | حبيبتى, عندما تكونين معى سوف أستيقظ من هذا الكابوس |
| - Size yük olduğum için özür dilerim. Partinin keyfini çıkarın ve hazır olduğunuzda bana haber verin. | Open Subtitles | تمتعي بالحفلة الان واخبريني عندما تكونين جاهزة للذهاب |
| Çok ilginç. Ne zaman adet dönemine girsen anlıyorum. | Open Subtitles | انه لأمر مضحك , لطالما عرفت عندما تكونين في مزاج سيئ |
| Memnet, ancak utanmazken mutlu oluyorsun. | Open Subtitles | ممنت .. أنت سعيده فقط عندما تكونين تعيسه |
| Yatakta beraberken başkasını düşünüyormusun? | Open Subtitles | هل تفكرين بأحد آخر عندما تكونين على السرير ؟ |
| Mutlu olduğunuz zaman da ağlıyor musunuz? | Open Subtitles | إذا تبكين حتى عندما تكونين سعيدة أيضاً؟ |