| Şüpheli alfa erkek bulduğunda, kilidi açıp ehliyetten adresi öğrenebilir. | Open Subtitles | يمكنه خلع القفل و احضار عنوانه من خلال رخصة السياقة |
| Doğum günü kartı gibi bir şeyin üzerinde adresi olması lazımdı. | Open Subtitles | ربما لدي بطاقة معايدة لعيد الميلاد أو شئ ، مع عنوانه |
| Gemimden uzak durmamı söyleyen adam Cyrus Minow. Bu onun adresi. | Open Subtitles | سايرس مينو هو الشخص الذي أمر بإبعادي عن سفينتي وهذا عنوانه. |
| Hatta, eğer IP adresini vermeseydik onların kanunlarını biz İhlal ediyor olacaktık. | Open Subtitles | نحن لم نضع تلك القوانين في الواقع، إذا كنا لم نسلم عنوانه |
| Taksi şirketini aradım, adamın adresini aldım, yazdım bile. | Open Subtitles | ولكنى اتصلت بشركة التاكسى, وحصلت على عنوانه, وقد سجّلته حتى, |
| Bugün buralarda görmedim, ama insan kaynaklarından adresini alırım. | Open Subtitles | لم أره اليوم ولكن سأحصل على عنوانه من شؤون الموظفين |
| Sosyal medyada uzun zaman önce görüştük, adresi şimdi bazı yetkililer tarafından değiştirildi. Gecekondularda bu sıklıkla olur. | TED | لقد تعارفنا قبل شبكات التواصل بزمن طويل. وقامت السلطات بتغيير عنوانه كما يحدث عادة في العشوائيات. |
| Sana adresi vereyim de gidip anlaş. | Open Subtitles | لذلك سأعطيك عنوانه لتذهب إليه لعقدصفقةمعه. |
| adresi ver. Alakan bile olmayacak. | Open Subtitles | اعطيني عنوانه فحسب، لن يتوجب عليكِ ان تتدخلي |
| İşte, yeni yerleşim bölgesindeki evinin adresi. | Open Subtitles | تفضلي, هذا هو عنوانه الجديد في فيلا دي جوا |
| Şu andaki adresi Oregon'da bir akıl hastanesi. | Open Subtitles | عنوانه الحالى هو مستشفى للأمراض العقلية فى أوريجون |
| Öğrenelim. adresi burada. Anahtarın yanında mı? | Open Subtitles | من الأفضل أن نجد نكتشف الأمر , لديّ عنوانه هنا تماماً , ألديكِ مفاتيحك ؟ |
| Er buralıymış. adresi dosyada var. İşin kötü kısmı size kalmadı. | Open Subtitles | كل ما يلزمكم لمعرفة البحار عنوانه وليس عليكم أن تقوموا بأي شيء خاطىء يا كيكو وابدأ بالاقرباء أ |
| Şey, um, adresini öğren, sabahki toplantıya geç kalmak istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | حسنا إحصلوا على عنوانه نحن لا نريد ان نكون متأخرين الآن، أليس كذلك |
| Adamın adını ve adresini hatta telefon numarasını bile aldı. | Open Subtitles | وحصلت على رقمة و عنوانه... حتى انها حصلت على هاتفة.. |
| Aynı kolejdeydik. Bana adresini verebilir misin? | Open Subtitles | . كنا في نفس الكلية هل يمكن أن تعطيني عنوانه ؟ |
| Gazeteye bir ilan verip adresini veya telefonunu istemelisin. | Open Subtitles | يجب أن تضعي اعلانا عنه بالجريده أو تسألي عن عنوانه ورقم هاتفه |
| Arama kararım var ve sana onun adresini vereceğim. Orada görüşürüz. | Open Subtitles | لديّ أمر تفتيش وسأقوم بإرسال عنوانه لكِ أراكِ هناك |
| Tamam, IP adresini yakaladık. Şimdi de ev adresini bulalım. | Open Subtitles | ، لدي عنوانه على الإنترنت فلنحصل على عنوانه الشخصي |
| Açık konuş Elena, daha dün eğer gelip de bizden Adres isterse ona vermememizi söylüyordun, ama şimdi şimdi ben onunkini istiyorum, nerede oturuyor? | Open Subtitles | أنتِ قلتي إنّ سأل عن عنوانك أن لا نعطيه له ، والآن الآن أنا أسأل عن عنوانه ، ما هو ؟ |
| Şu anki Adresine göre, transfer olabileceği muhtemel okul listesine, sizin okul da dahil. | Open Subtitles | من عنوانه الحالي، فمدرستكِ من ضمن المدارس المحتمل إنتقاله إليها. |
| Cüzdandaki kimliğine göre adı Raşit Mahmut. Cleaves Mills ikametli. | Open Subtitles | هذه محفظته، يدعى راشد محمود، عنوانه كليفز ميلز |
| Sonra Jean-Paul Sartre adında bi adam "Varlık ve Hiçlik" diye bir kitap yazdı Okuması çok kolay. | TED | ثم يكتب رجل أسمه جان بول سارتر كتاب عنوانه " الوجود والعدم " قراءته سريعة جدا. |
| Parçaları Syd'in Yeri'ne aldırıyor, ve güneybatı Bend'de bir adrese göndertiyor. | Open Subtitles | انه يحصل على القطع عبر الشحن للمنزل عن طريق محل سيد للصيانة و ترسل مباشرة الى عنوانه |
| Arkadaşımın bisiklet kilidi de... ev adresinin posta kodu ile açılıyor, böylece unutmuyor. | Open Subtitles | لصديقى قفل دراجة وهو يستعمل عنوانه كرقم سرى كى لا ينساه |
| Ya hiç kimse Adreslerini kaldırım taşına yazdırmak istemezse? | Open Subtitles | ماذا إن لم يرد أحد تدوين عنوانه على الحافة؟ |
| Haberin başlığı ise şöyle idi: "Hindistan, asla duymak istemeyeceğiniz hikâye" | TED | كان عنوانه: ”الهند: القصة التي لم ترد أبدًا سماعها“ |