Gözlerim nakış gibi işlenmiş güllerin çocukluğumun manzarasında açan desenlerine kitlenmişti. | TED | أصبحتْ عيناي ملتصقة بأشكال الورود المطرزة مُزْهِرَةََ من خلال مشَاهِد لطفولتي. |
Parlak ışıkta, daha önce hiç fark etmediğim bir resme takıldı Gözlerim. | Open Subtitles | دارت عيناي على صورا كثيرة أخرى حتى وقعت عيناي على صورة بيضاوية |
gözlerimi kapadığımda, senin gerçekte ne olduğunu görüyorum, çirkin olduğunu! | Open Subtitles | عندما أغلق عيناي أراك على حقيقتك مجرد قبيحة انتهى أمرنا |
Orada olduğunu bilmek, bana gözlerimi açmak için cesaret veriyordu. | Open Subtitles | علمي بأنك هناك , كان يعطيني الشجاعة لكي افتح عيناي |
Eğer Gözlerimin içine dikkatlice bakarsan bunu sen de görebilirsin. | Open Subtitles | و أنك إذا نظرت بعمق كاف في عيناي فسوف تراها |
Senden önce başkalarının yürüdüğü bu yolda, Gözlerime bakıp kendini hatırlatmak istiyorsun. | Open Subtitles | أن تنظر في عيناي وتذكر نفسك أن غيرك قد سلك هذا الطريق |
Ama hasta kilit altında. Gözlerim yanıyor ve uyumak istiyorum. | Open Subtitles | لا يوجد نافذة او باب عيناي تحرقانني و أشعر بالنعاس |
Siz mankafalar Gözlerim kapalıyken oltaya nasıl kanca taktığımı gördünüz mü? | Open Subtitles | يا بلهلاء هل رأيتموني يوما اقوم بتركيب الطعم و عيناي مغلقتان؟ |
Ne hakkında konuşabilirler ki? Gözlerim kesinlikle iyileşti. Kendim okuyabilirim. | Open Subtitles | لقد تحسنت عيناي بالتأكيد، يمكنني قراءة الخطاب، لا تتعب نفسك |
Ama bir saniyeliğine, Gözlerim bembeyaz parladı ve o şeyi tuttum, böylece karşılıksız iyilikçiyle anlayabileceği bir dilden konuşabilecektim. | TED | ولكن وللحظه، توهجت عيناي غضباً، وقمت بإمساك هذا الشيء، اذ أستطيع التحدث مع عديم المنفعة هذا بلغة قد يستطيع فهمها. |
Gözlerim doldu ve işte yaşamak istediğim yer dedim. | TED | دمعت عيناي وقلت هذا هو المكان الذي أريد أن أكون فيه. |
20 yıldır bu lambanın altında Gözlerim mahvoldu. | Open Subtitles | لقد هلكت عيناي لمدة 20 سنة تحت هذا المصباح |
- Sağ ol, kalsın Bob. - gözlerimi oyuyor! Öldür şunu! | Open Subtitles | لا،شكرا.بوب انه ياكل عيناي.اقتله الراس،استقبل رصاصتي سيد هيك كيف حالك سيدي؟ |
Daha önce ne olduğunu merak etmişti. Bir süre sonra, gözlerimi acıtmıştı. | Open Subtitles | تسائلتُ كيف كان هذا المكان قبلاً، وبعد فترة، تأذّت عيناي من ذلك. |
Ne zaman gözlerimi kapasam, uçuşan kurşunlar, kan ve iç organlar görüyorum. | Open Subtitles | اسمع ، كلما أغلقت عيناي أرى الرصاصات تتطاير و الدماء و الأحشاء |
Sadece gözlerimi ovalıyordum. Sadece birkaç dakika içinde, bütün bina alevlere teslim oldu. | Open Subtitles | أنا أفرك عيناي هنا، في خلال عدة دقائق المبنى بأكمله إضرم فيه النيران |
Ve tutunmaya devam ettim, gözlerimi kapadım, dinlemek ve beklemek için. | TED | ولهذا تمسكت وأغلقتُ عيناي لأستمع، لأنتظر. |
Gözlerimin içine bak ve sana karşı hissettiklerimin aynısını benim için hissetmediğini söyle. | Open Subtitles | انظر الي عيناي مباشرة و قولي لي انك لا تكنين لي نفس الشعور |
Bana benzeyeceklerini düşündüm, dolayısıyla onlara benim Gözlerime benzeyen gözler yaptım. | TED | كنت أظنهم سيكونون بنفس مظهري، ولهذا صممت أعينًا تحاكي عيناي. |
Yani en azından bir gözüm. Buydu galiba. Ne yapılacağını hiç bilemem ki. | Open Subtitles | على الأقل أراقبهم بإحدى عيناي والعين الأخرى لم أكن أعرف ما أفعل بها |
Kendime gelip artık ona göz dikmeyeceğim. | Open Subtitles | ساعود لطبيعتي مرة اخرى، كانني لم اضع عيناي عليه ابدا |
Burada ne oldu? Gözümün içine bakıp bunları inkar mı edeceksin? | Open Subtitles | ماذا يحصل هنا ؟ ستنظر الى عيناي وتنكر كل هذا ؟ |
Gözüme sabun kaçtı ve bir damla su akmıyor! | Open Subtitles | لقد علقت، هناك صابون في عيناي والماء لا يجري |
Sürekli maske takıyorlardı ya da gözümü bağlıyorlardı o yüzden yüzlerini hiç görmedim. | Open Subtitles | لقد كانوا يلبسون اقنعه دائماً او يعصمون عيناي لذا لم ارى اي منهم |
Bir yönetmen olarak, "sürekli gözlerimle çalışıyorum"... ve bu optik tutacak, "kariyerimde onarılmaz hasarlara yol açtı". | Open Subtitles | أنا كمخـرج أصبح إستخدام عيناي صعباً وهذا الإختـراع قد سبب ضرر جسيماً في وظيفتي لا يمكن إصلاحه |
Sana önderlik edebilirim ama benim gördüğüm şekilde benim gözlerimden bakmalısın. | Open Subtitles | يمكنني إرشادك خلال الرؤية، لكن عليك أن تراها مثلي وعبر عيناي |
Sizin için sehvet gözlerimde her zaman teninin kokusu varya Nefesimin bir parçasi haline geldi | Open Subtitles | رغبتي بك تشعل عيناي و أصبح عبيرك جزءاً من أنفاسي |
Evet, Denver'da falan yürürken birden bu gözlerin... sana dik dik baktığını fark edebilirsin Truman. | Open Subtitles | وربما سيمر يوما بجانبك يا ترومان و ستجد عيناي تحلق فيك |