ويكيبيديا

    "فيهم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • dahil
        
    • onları
        
    • onlara
        
    • bile
        
    • onların
        
    • onlarda
        
    • birlikte
        
    • en
        
    • İçlerinde
        
    • onlar
        
    • Aralarında
        
    • içinde
        
    • de dâhil
        
    Farkındasın, yönetim kurulu ve ben dahil olmak üzere yasaklıyız. Open Subtitles أنت مدرك بأن مجلس إدارتنا يواجه إتهاماً، بمن فيهم أنا
    Çoğumuz, ben de dahil daha önce bir tanrı görmemiştik. Open Subtitles معظمنا، بما فيهم أنا، لم نرى إلهًا حقيقيًا من قبل
    Ve bu gibi insanları düşündüğümüzde, onları istisna olarak değil, müstesna olarak düşünmeliyiz. TED وعندما نفكر في الأشخاص هكذا، يجب أن نفكر فيهم باعتبارهم استثنائيين وليس كاستثناء.
    Bir şeyler olmuş ve sırrını saklamaları için onlara güvenmekten vazgeçmiş olabilir. Open Subtitles ربما حدث أمر ما وبدأ يفقد الثقة فيهم في الابقاء على سره
    Hastalandığı zaman 6 yıl işimden uzak kaldığım için de pişman değilim, ve hastalığının kötüye gittiği son yıllardan bile pişman değilim. Open Subtitles و لم أندم على الست سنوات التى تخليت فيهم عن الإستشارة لكونها مريضة و لم أندم على السنوات الأخيرة عندما إزداد مرضها
    Ben , onlar amca diyene kadar onların kıçına birşeyler tıkacağım. Sadece ezmemeli; Open Subtitles أضع الحشو فيهم حتى يوشكوا على الانفجار ،لا تهرسيهم فحسب عليكِ أن تخلطيهم
    Sen dahil bu gemideki insanların yarısı ya vuruldu ya da yaralandı. Open Subtitles نصف الناس على هذه السفينه تم ضربه أو جرحه بما فيهم أنت
    Fiziki sorgulamaya cevap vermiyor, kendi çocukları dahil, diğer yaşayan canlarda umrunda değil. Open Subtitles انه لا يستجيب للاستجواب الجسدى ولا يهتم بأى روح أخرى بما فيهم أولاده
    Ben de diyebilirim ki herkes sansürler, sen de dahil. Open Subtitles أنا أؤكد لك أن الجميع يمارس الرقابة بمن فيهم أنت
    Bakın, aileye dair herşeyden çabucak kurtulmam lazım. Siz de dahil. Open Subtitles علي ان أتخلص من أي دليل على عائلتي, بما فيهم أنتم
    Amerikan tarihini, büyükbabam da dahil... tanıdığım herkesten daha iyi bilen adamdı. Open Subtitles أكثر مما عرفه أي شخص التقيت به على الإطلاق بمن فيهم جدي
    Görünüşe göre tüm altınları topluyor ve geriye kalanları bırakıyor, buna elmaslarda dahil. Open Subtitles يبدو أنه يجمع كل المشغولات الذهبية ويترك أي شيء أخر بما فيهم الماس
    - Ama şimdi onları düşünmeyelim. - Oh, çok haklısın. Open Subtitles ـ دعنا من التفكير فيهم الآن ـ بالطبع,أنت على صواب
    onları saçımdaki örgü gibi yapmak istiyorum ve paylaşmak istemiyorum. Open Subtitles أريد أن أرتديهم كـ البنسات بشعري ولا يشاركني فيهم أحد
    Demek bu yüzden üzgünmüşüm. Bu yüzden hep onları düşünüyormuşum! Open Subtitles لهذا كنت أشعر بحزن شديد لهذا لا أنفك أفكر فيهم
    İnsan bedenleri yapıldıktan ve onlara yüklendikten sonra, o zaman ne olacak? Open Subtitles عندما تُصنع هذه الأجسامِ البشرية وتصبح محملة فيهم ماذا يحدث بعد ذلك؟
    Ancak onlara yaptığımız en ama en kötü şey sert olmaları gerektiğini söyleyerek, onları bayağı kırılgan egolarla bırakmamız. TED إلا أن أسوأ ما نفعله بالذكور، بجعلهم يشعرون بأنه عليهم أن يكونوا حازمين، هو أننا نربي فيهم شعورًا جد هش بذواتهم.
    Çaba bile göstermeden sporda da, derslerde de, her şeyde iyisin. Open Subtitles أنت بارع في الدراسات والألعاب الرياضية حتي بدون أن تعمل فيهم
    onların nesinden hoşlandıklarını görmek için kız arkadaşlarıyla arkadaş oldum. Open Subtitles ذليت بها حتى الأصدقاء مع صديقاتهم لرؤية ما يحبون فيهم.
    Ezilen kişiye gülmeyi öğrenerek büyüdük, çünkü aslında onlarda kendimizi gördük. TED تربينا وتعلمنا بأن نشجع وندعم ضحايا الظلم والإضطهاد لأننا نرى أنفسنا فيهم.
    - Kısa süre önce Tortuga'da görülmüş, sonra da Jack Sparrow adındaki ünlü korsanla birlikte gitmiş ve başka kanun kaçaklarıyla. Open Subtitles العدالة؟ غير صحيح بمن فيهم الحامل السابق لهذا السيف
    en güçlü olanlarsa bu büyük ziyafetten faydalanmanın yollarını iyi biliyor. Open Subtitles وأعظم الصيادين فيهم جميعاً ابتكر طريقة رائعة لحصد هذه الوليمة العظيمة
    İnan bana, içlerinde en sinsi olan o. Hepsi numaranın bir parçası. Open Subtitles ثقِ بي، إنه أكبر متلصص فيهم هذا جزء من التمثيل
    Aralarında bulunan üzüm bağcıları ve tohum yetiştiricileri, kendi asmaları ve incir ağaçları altında oturmayı umuyordu. Open Subtitles كانت تسرى فيهم جرعه من النشاط مزارعى الكروم و زارعى البذور كلُُُ كان يأمل أن يجلس تحت كرمة العنب أو شجرة تين الخاصه به
    Tekrar geri, derine, altına... arasında, içinden geçerek... içinde olmak ve ötesinde..." Open Subtitles ولقد عدت من جديد على بعد من الإثنين، بينهم فيهم و أعلاهم
    Bugün, dünyadaki belirli şirket grupları ve laboratuvarlar, benimki de dâhil, pratik uygulamalar için bu teknolojiyi olgunlaştırıyorlar. TED اليوم، مجموعة مختارة من الشركات والمختبرات حول العالم، بما فيهم مختبري، يطورون هذه التقنية لتطبيقها عمليًّا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد