ويكيبيديا

    "في الماضي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • geçmişte
        
    • geçmiş
        
    • Bir zamanlar
        
    • Önceden
        
    • Sonunda
        
    • Geçmişi
        
    • geçmişimdeki bir
        
    • daha önce
        
    • geçmişe
        
    • eskiden
        
    • geçmişin
        
    • geçmişteki
        
    geçmişte sipariş ettiğimiz bantların sayısına dair bir histogram çizerseniz, artık biraz azaldı. TED وإذا رسمت رسم بياني لعدد الإسعافات التي طلبناها في الماضي فقد تلاشت الآن.
    Ben de insanların geçmişte doğaya ne şekilde baktığını görmek istedim. TED لذا هنا، أريد أن اعرف كيف نظر الناس للطبيعة في الماضي.
    Öyleyse açıkça görülüyor ki şimdi yaptığı hiçbir iyilik... geçmişte yaptıklarını silemez. Open Subtitles اذن لا يمكن لافعاله الجيدة حاضرا أن تمحو ما فعله في الماضي
    dahası geçmiş, şimdiki, gelecek despotlara rağmen onunda bir gururu var. Open Subtitles وكرامته محفوظة في كل وقت، في الماضي والحاضر والمستقبل، أيها الطاغية
    Bir zamanlar burada yeterince yemek vardı. Open Subtitles في الماضي كان كل شيء متوفر، لم يكن ينقصنا إلا النقود.
    Çünkü daha Önceden olmuş olması sonra da olacak anlamına gelmiyor. Open Subtitles عدم نجاح الأمر في الماضي لا يعني عدم نجاحه في المستقبل
    geçmişte yaşanan her şeyin sırf seni savunduğum için düzeleceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles كُلّ شيءِ حَدثَ في الماضي هَلْ فجأة أصبح جيد لأنى أُدافعُ عنك؟
    Kaç bakalım, bu konuda konuşmaktan kaç, ama geçmişte yaptığımız bu tür şeyler bir bir başımıza bela oluyor. Open Subtitles لكي تهرب و تتجنب النحدث عن هذا الأشياء التي كنا نفعلها في الماضي لم نستطيع أن نفعلها بدونه الأن
    Cole, geçmişte düşük battı, ama benim erkek arkadaşım cinayet olacağını hayal asla. Open Subtitles كول لقد انحدرت في الماضي و لكنني لم أحلم أبداً أنك ستقتل صديقي
    Oh Alex. Annenle konuşmak o kadar güzel ki. Sanki geçmişte yaşamak gibi. Open Subtitles أليكس، سيكون لطيفاً لو تكلّمت مع أمك إنها تبدو وكأنها تعيش في الماضي
    Onu çevremizdeki Piper olmadan geçmişte öldürmek için daha kolay olacak. Open Subtitles هو سَيَكُونُ أسهل لَهُ أَنْ يَقْتلَنا في الماضي بدون زمّارِ حول.
    ~Bir gölge gibi yaşayacağım bundan böyle... ~Sonsuza dek geçmişte... ~Sonsuza dek geçmişte... Open Subtitles من الآن فصاعداً سأعيش كظلّ إلى الأبد في الماضي إلى الأبد في الماضي
    Şu anda derinden sevdiğim insanın gülümsemesi ve geçmişte derinden sevdiğim insanın gülümsemesi. Open Subtitles ابتسام الشخص الذي أحبه كثيرا الان و الشخص الذي أحببته كثير في الماضي
    'geçmişte geçinilmesi zor bir insan olduğumu kabul ediyorum.' Ama artık değiştim. Open Subtitles سأخذها على اساس انني لم اكن اسهل شخص لتتعامل معه في الماضي
    Ama ikimiz de, geçmişte doğru olanı yapmakta zorlandığını biliyoruz. Open Subtitles و لكن كلانا يعرف أنك حاولت فعل الصواب في الماضي
    Öncesinde aramızda ne geçmiş olursa olsun tehditlerini iyi karşılayacağım anlamına gelmez. Open Subtitles على الرغم مما حدث بيننا في الماضي, فإنني لا أستجيب جيدا للتهديدات.
    Bir zamanlar bir hafta, hatta iki hafta sarhoş olabilirdim. Open Subtitles في الماضي كنت اسكر لمدة أسبوع، وربما اثنين
    Eğer idrar yolu enfeksiyonunuz varsa, ya da Önceden geçirdiyseniz, o zaman bu küçük böcekle temasa geçmişsinizdir. TED لو كان لديك التهاب في المسالك البولية ، او قد اصابك في الماضي من المحتمل انك اصبت بهذه البكتيريا
    geçmişte kullandığımız her araç, Sonunda etkisiz hale geldi. TED وبالتالي فكل وسيلة استخدمناها في الماضي ستصبح غير مجدية في النهاية
    Ben geleceği görüyorum, sen ise Geçmişi. Aynı imgelemleri paylaşıyoruz. Open Subtitles أراك في المستقبل ، وتراني في الماضي نحن نتشارك برؤية
    Tüm insanlığı tehdit eden, geçmişimdeki bir sırrı gizlediler. Open Subtitles مخفي في الماضي الخاص بي سر يهدد البشرية بأكملها
    {C:$9C8B7C}Daha önce Ölüm Defterlerinin İnsan Dünyasına birkaç kere düştüğünü duymuştum... {C:$9C8B7C}Ama beş günde bu kadar kişiyi götüren birini ilk kez görüyorum. Open Subtitles ،سمعت أنه سبق وأن ظهرت مفكرة موت في عالم البشر في الماضي لكنك أول شخص يكتب العديد من الأسماء في ظرف 5 أيام
    Biraz kaba ve görgüsüzsün. geçmişe de hiç ilgin yok. Open Subtitles إنّك وقح تماماً وجلف قليلاً، وغير مهتم جداً في الماضي.
    Arkadaşım bana bunu verdi, çünkü eskiden onun için bazı işler yapmıştım. Open Subtitles صديقي أعطاني هذا التلفاز لأنني قمت ببعض الأعمال من أجله في الماضي
    Herhangi bir kirişe kulağını dayarsan geçmişin fısıltılarıyla hayrete düşersin. Open Subtitles لقد كنت أستمع لكل شيء يقال من همسات في الماضي
    Şarabı, yara bere için değil geçmişteki güzel günleri yad etmek içinmiş. Open Subtitles قال بأن نبيذه ليس للكدمات والجروح فقط ليّذكره بذكرياته الجميلة في الماضي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد