geçmişte sipariş ettiğimiz bantların sayısına dair bir histogram çizerseniz, artık biraz azaldı. | TED | وإذا رسمت رسم بياني لعدد الإسعافات التي طلبناها في الماضي فقد تلاشت الآن. |
Ben de insanların geçmişte doğaya ne şekilde baktığını görmek istedim. | TED | لذا هنا، أريد أن اعرف كيف نظر الناس للطبيعة في الماضي. |
Öyleyse açıkça görülüyor ki şimdi yaptığı hiçbir iyilik... geçmişte yaptıklarını silemez. | Open Subtitles | اذن لا يمكن لافعاله الجيدة حاضرا أن تمحو ما فعله في الماضي |
dahası geçmiş, şimdiki, gelecek despotlara rağmen onunda bir gururu var. | Open Subtitles | وكرامته محفوظة في كل وقت، في الماضي والحاضر والمستقبل، أيها الطاغية |
Bir zamanlar burada yeterince yemek vardı. | Open Subtitles | في الماضي كان كل شيء متوفر، لم يكن ينقصنا إلا النقود. |
Çünkü daha Önceden olmuş olması sonra da olacak anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | عدم نجاح الأمر في الماضي لا يعني عدم نجاحه في المستقبل |
geçmişte yaşanan her şeyin sırf seni savunduğum için düzeleceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | كُلّ شيءِ حَدثَ في الماضي هَلْ فجأة أصبح جيد لأنى أُدافعُ عنك؟ |
Kaç bakalım, bu konuda konuşmaktan kaç, ama geçmişte yaptığımız bu tür şeyler bir bir başımıza bela oluyor. | Open Subtitles | لكي تهرب و تتجنب النحدث عن هذا الأشياء التي كنا نفعلها في الماضي لم نستطيع أن نفعلها بدونه الأن |
Cole, geçmişte düşük battı, ama benim erkek arkadaşım cinayet olacağını hayal asla. | Open Subtitles | كول لقد انحدرت في الماضي و لكنني لم أحلم أبداً أنك ستقتل صديقي |
Oh Alex. Annenle konuşmak o kadar güzel ki. Sanki geçmişte yaşamak gibi. | Open Subtitles | أليكس، سيكون لطيفاً لو تكلّمت مع أمك إنها تبدو وكأنها تعيش في الماضي |
Onu çevremizdeki Piper olmadan geçmişte öldürmek için daha kolay olacak. | Open Subtitles | هو سَيَكُونُ أسهل لَهُ أَنْ يَقْتلَنا في الماضي بدون زمّارِ حول. |
~Bir gölge gibi yaşayacağım bundan böyle... ~Sonsuza dek geçmişte... ~Sonsuza dek geçmişte... | Open Subtitles | من الآن فصاعداً سأعيش كظلّ إلى الأبد في الماضي إلى الأبد في الماضي |
Şu anda derinden sevdiğim insanın gülümsemesi ve geçmişte derinden sevdiğim insanın gülümsemesi. | Open Subtitles | ابتسام الشخص الذي أحبه كثيرا الان و الشخص الذي أحببته كثير في الماضي |
'geçmişte geçinilmesi zor bir insan olduğumu kabul ediyorum.' Ama artık değiştim. | Open Subtitles | سأخذها على اساس انني لم اكن اسهل شخص لتتعامل معه في الماضي |
Ama ikimiz de, geçmişte doğru olanı yapmakta zorlandığını biliyoruz. | Open Subtitles | و لكن كلانا يعرف أنك حاولت فعل الصواب في الماضي |
Öncesinde aramızda ne geçmiş olursa olsun tehditlerini iyi karşılayacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | على الرغم مما حدث بيننا في الماضي, فإنني لا أستجيب جيدا للتهديدات. |
Bir zamanlar bir hafta, hatta iki hafta sarhoş olabilirdim. | Open Subtitles | في الماضي كنت اسكر لمدة أسبوع، وربما اثنين |
Eğer idrar yolu enfeksiyonunuz varsa, ya da Önceden geçirdiyseniz, o zaman bu küçük böcekle temasa geçmişsinizdir. | TED | لو كان لديك التهاب في المسالك البولية ، او قد اصابك في الماضي من المحتمل انك اصبت بهذه البكتيريا |
geçmişte kullandığımız her araç, Sonunda etkisiz hale geldi. | TED | وبالتالي فكل وسيلة استخدمناها في الماضي ستصبح غير مجدية في النهاية |
Ben geleceği görüyorum, sen ise Geçmişi. Aynı imgelemleri paylaşıyoruz. | Open Subtitles | أراك في المستقبل ، وتراني في الماضي نحن نتشارك برؤية |
Tüm insanlığı tehdit eden, geçmişimdeki bir sırrı gizlediler. | Open Subtitles | مخفي في الماضي الخاص بي سر يهدد البشرية بأكملها |
{C:$9C8B7C}Daha önce Ölüm Defterlerinin İnsan Dünyasına birkaç kere düştüğünü duymuştum... {C:$9C8B7C}Ama beş günde bu kadar kişiyi götüren birini ilk kez görüyorum. | Open Subtitles | ،سمعت أنه سبق وأن ظهرت مفكرة موت في عالم البشر في الماضي لكنك أول شخص يكتب العديد من الأسماء في ظرف 5 أيام |
Biraz kaba ve görgüsüzsün. geçmişe de hiç ilgin yok. | Open Subtitles | إنّك وقح تماماً وجلف قليلاً، وغير مهتم جداً في الماضي. |
Arkadaşım bana bunu verdi, çünkü eskiden onun için bazı işler yapmıştım. | Open Subtitles | صديقي أعطاني هذا التلفاز لأنني قمت ببعض الأعمال من أجله في الماضي |
Herhangi bir kirişe kulağını dayarsan geçmişin fısıltılarıyla hayrete düşersin. | Open Subtitles | لقد كنت أستمع لكل شيء يقال من همسات في الماضي |
Şarabı, yara bere için değil geçmişteki güzel günleri yad etmek içinmiş. | Open Subtitles | قال بأن نبيذه ليس للكدمات والجروح فقط ليّذكره بذكرياته الجميلة في الماضي |