ويكيبيديا

    "في الواقع أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Aslında
        
    • Hatta
        
    • gerçekten
        
    Aslında esaret altında 60 seneden uzun yaşayabiliyorlar, biz doğal ortamlarında şimdiye kadar sadece 40 sene inceledik. TED ويمكنها في الواقع أن تعيش أكثر من 60 عاما في الأسر، لذا قمنا بعمل 40 عاما فقط في الحياة البرية حتى الآن.
    Aslında rastgele seçmeli. TED ويجدر بها في الواقع أن تختار بشكل أعمى.
    Şimdi, söylentiye göre, Aslında benim gönüllü çalışmam beni ön saflara taşıdı. TED الآن، عبارة في الشارع كانت في الواقع أن عملي التطوعي في الواقع هو الذي جعلني في مقدمة الصف
    Hatta, bugün yediğimiz neredeyse tüm bitki ve hayvanlar yabani ve daha az yenilebilir bir atasından terbiye edildi. Open Subtitles في الواقع أن كل نبات و حيوان نأكله اليوم هُجِّنَ من السلف البري الأقل قابلية للأكل
    Hatta, evrim olmadan göz ve Hatta tüm biyoloji hiçbir anlam ifade etmez. Open Subtitles في الواقع أن العين و كل الأحياء غير منطقية من دون التطور.
    Yelken açarken karşılaştığın direnişi gerçekten esirin yapmalısın. TED عليك في الواقع أن تلحق بالمقاومة عندما تأتي باتجاهك بينما تبحر.
    Ama hükûmete gelince o ayrı bir hikâye ve gerçekten bence bir resim, bin söze bedel. TED لكن عندما يتعلق الأمر بالحكومة، فهذه قصةٌ أخرى، وأعتقدُ في الواقع أن الصورة تعادلُ 1000 كلمة.
    Aslında hediyeyi görebiliriz, burada kırmızıyla gösteriliyor şu an erkekten dişiye aktarılıyor. TED يمكننا في الواقع أن نرى الهدية تظهر هنا باللون الأحمر وقد عبرت من الذكر إلى الأنثى.
    Ama Aslında, beyinde çok gelişmiş bir koordinasyon olmasını gerektiren karmaşık bir iştir bu. TED وتبين في الواقع أن هذه مشكلة معقدة وتتطلب تنسيقاً متطوراً داخل العقل.
    Eğer kelimelerini önemsemeseydim sınıfın geri kalanı Aslında böyle bir yorumun kabul edilebilir olduğu anlamını çıkarabilirdi. TED لو تجاهلتُ كلماتها تمامًا، يمكنُ أن يفهم بقية الطلاب في الواقع أن هذا النوع من التعليقات مقبول.
    Ve gördüğünüz şekilde, bir polis şefi şapkası gibi görünüyor, ama Aslında bu bir saldırı, mavi renkli olan. TED ويمكنكم أن تروا أن هذا ، يشبه قليلا قبعة قائد ، ولكن في الواقع أن هذا اعتداء ، تلك التي بالأزرق
    Aslında şunuda tartışmayı... Open Subtitles في الواقع،كنت أتمنى في الواقع أن أناقش..
    Aslında, Ölüm Melekleri bu günlerde yapacak çok şey bulamıyor. Open Subtitles في الواقع أن هذه الأيام الشينيجامي ليس لديهم شيء مهم يفعلونه
    Aslında, senin benim "bayanlarımdan" biri olmanı umuyordum. Open Subtitles كنت أتمنى في الواقع أن تكوني إحدى سيداتي
    Aslında bazı Aborjin kabileleri, ona taptılar. Open Subtitles اتعلمون في الواقع أن بعض القبائل كانت تصلي لها
    Aslında onlara müdahil olmak istemiyorsun. Open Subtitles ولا تريدين في الواقع أن تشاركيهم مشاكلهم
    Hatta, arazi ve dağlar büyük ölçüde su buzundan oluşuyor. Open Subtitles في الواقع أن التضاريس و الجبال مصنوعة بشكل رئيسي من جليد الماء
    Hatta insanlığın en efsanevi başarıları en karanlık dönemlerimizde ortaya çıktı. Open Subtitles في الواقع أن أكثر إنجازات الإنسان الإسطورية خرجت من أشد أوقاتنا ظُلمةً.
    Merminin balistik durumundan gerçekten o otelden ateş edildiği anlaşılıyor. Open Subtitles مسار الطلقه يشير في الواقع أن الطلقه أتت عبر هذا الفندق
    gerçekten doktora gidebilir misin? Bütün söylediğim bu. Open Subtitles أقصد ، يمكنني في الواقع أن أذهب للطبيب كثيرا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد