ويكيبيديا

    "قريبه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yakın
        
    • kuzeni
        
    • yakında
        
    • yakından
        
    • akrabası
        
    • yakındı
        
    • kuzenini
        
    • kuzeninin
        
    • Yakınlarda
        
    • yakınlarında
        
    • kuzenim
        
    • yakınım
        
    • kuzenine
        
    • yakınsın
        
    • yakınında
        
    Ama çok derin ya da kemiğe çok yakın bir yara ne kadar çok çabalasanız da kanamayı durduramazsınız. Open Subtitles لكن بعض الجراح تكون عميقه جدا أو قريبه من العظم ومهما عملت عليها لا يمكنك ان توقف النزف للدماء
    Çok yakın. Söz veriyorum. Oraya gidip yardım buluruz ve geri döneriz. Open Subtitles انها قريبه , نستطيع الوصول الي هناك سنجد المساعده ونعود , وعد
    Ne onlar size söyleme kopya orijinal hiçbir yerde yakın olmasıdır. Open Subtitles وما لا يخبرونك إياه هو ان النسخ ليست قريبه من الاصلية
    kuzeni 6. Cadde'de bir depo tutmuş. Orada kalıyorlarmış. Open Subtitles قريبه يستأجر مخزناً في الشارع وينامان هناك
    yakında sıcak yemekler yiyebileceğiniz ve soğuk bir şeyler içebileceğin yerler var. Open Subtitles هناك أماكن قريبه حيث يُمكنك الحصول على وجبه دافئه وشراب بارد
    Uzaktaki galaksiler bizden uzaklaşıyordu. Bu, galaksilerin bir zamanlar bize yakın oldukları anlamına geliyordu. TED وأن المجرات الأخري تبعد أكثر عنا وهذا يعني أن هذه المجرات كانت قريبه من بعضها في السابق
    Kömür madenlerinde, bu kanarya madencilere yakın olmalıydı. TED في مناجم الفحم، هذه الكناري من المفترض أن تكون قريبه من عمال المناجم.
    Birinci kabin. burası ofise oldukça yakın, bir şey isterseniz ofis yan tarafta. Open Subtitles الحجره الاولي انها قريبه من المكتب في حالة اذا اردتي شئ
    Birbirine yakın. Open Subtitles دواسه هذه السيارة قريبه كما في سيارات السبق
    Bazen gece uyanıp çığlık atmamaya çalışırken çok yakın gibi hissediyorum. Open Subtitles بعض الاحيان عندما استيقظ في الليل احاول الا اصرخ وتبدو الجزيره قريبه
    Londra'ya yakın, fakat kendi başına bir şehir. Open Subtitles قريبه من لندن , لكنها مدينة في حد ذاتها.
    yakın olduğunuzu biliyorum. Sorun o değil. Open Subtitles اعرف انكى قريبه منه وأنا لست ممانعا فى ذلك
    - Arama emri, müvekkilimle kuzeni arasındaki bir telefon görüşmesi gerekçe gösterilerek alınmış. Open Subtitles ماذا؟ - تم اصدار مذكرة - بسبب مكالمة جرت بين موكلي و قريبه
    Rulo köfteyi seviyorsanız, kuzeni sulu köfteyi de seveceğinize eminim. Open Subtitles إذا كنتِ تحبين رغيف اللحم فأنا متأكد من أنكِ ستحبين قريبه
    Tamam, ben gidip arabasını getireyim. yakında demişti. Open Subtitles حسناً, سأذهب أحضر سيارتها قالت بأنها قريبه
    2,5 kilometrede bile, merminin çarpma enerjisi, yakından ateşlenen 44'lük bir Magnum'dan daha fazla olur. Open Subtitles من علي بعد ميل و نصف سيكون في الطلقه طاقه اكثر من طاقه طلقه ماجنوم 44 من علي مسافه قريبه
    Öncelikle, ben akrabası ve uyruğu olarak onun canına kast edemem. Open Subtitles أولا لأننى قريبه وأحد رعاياه وهما حائلان قويان ضد الفعلة
    Şu kurşun deliğine baksana, kafamın tam dibinde. Çok yakındı. Open Subtitles تلك الرصاصة كانت على بعد بوصتان من رأسى كانت قريبه جداً
    Ve o domuz, sanki kuzenini pişiriyormuşum gibi bakış attı bana. Open Subtitles شيء إضافي بخصوص هذا الخنزير إنه يتستمر بالتحديق بي و كأني أطهوا قريبه
    Hiç gitmedim ama bir kere kuzeninin evine gitmiştim. Open Subtitles -بتاتاً -و لكني قد ذهبت ذات مرة إلى منزل قريبه
    Ama Yakınlarda bir okula gitmek istersen, senin durumundaki bir öğrencinin gidebileceği Open Subtitles لكن اذا اردت أن تكوني قريبه من هنا هناك الكثير من الجامعات
    Oturma planını gördüm, sen onun yakınlarında bile değildin. Open Subtitles لقد رأيت المخطط البياني للمقاعد وجلستك أتت قريبه إليه
    İIk adet gördüğümde 12 yaşındaydım ve annemle pek yakın değildik, ben de benden yaşça büyük kuzenim Wendy'yi aradım ve onlara gittim. Open Subtitles حسنا, حصلت على الدورة الشهرية عندما كان عمري 12 ولم أكن قريبه مع أمي, لذلك انا اتصلت قريبتي الكبيره, ابنة العم وندي الرائعه
    İki bidon benzin ve Quantico'ya bir adım daha yakınım. Open Subtitles أنا الآن على مسافه قريبه من كوانتكو
    Hey,Lois,Chrisin üstüne bu kadar gitme Ne demek TV yok o sınıfta kaldı, yani şükran gününde garajda kuzenine saldırması gibi bişey değil ki bu. Open Subtitles لويــس, اعطي كريس فرصة. أقصد، لا تليفزيون? لقد رسب في الصف هو ليس كمن سقط على قريبه...
    Eğer ufka dokunabilirsen... seyahatinin sonuna yakınsın demektir. Open Subtitles إذا تستطيعين أَنْ تلمسي الأفقَ أنت قريبه من نهايةِ رحلتِكِ.
    Helena'nın hava kuvveti sana söylendiği gibi müthiş olmanın yakınında bile değil. Open Subtitles القاعده الجو ّيه لـ "هيلانة" انها ليست قريبه من اي مكان وهو هائل كما اخبرتك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد