Karl garip biri ve kadınlarla sorunları olduğu kesin, | Open Subtitles | كارل،رجل سىء و قطعا له تاريخ حافل بالمشاكل مع النساء |
Hugh Rollins'in ilk iki çocuğu öldürdüğü kesin. | Open Subtitles | ايا كان من فعل هذا كان يحبه هيو رولينز قطعا قتل أول ضحيتين |
Ve Tina'nın gözlerini daha az çekik hale getirme yolları aradığından kesin eminim. | Open Subtitles | و أنا قطعا متأكدة بأن تينا تفحصت حول إمكانية حصولها على تصحيح لإنحراف العين |
Hayatım boyunca her yere kalbimin parçalarını bıraktım ve şu anda artık neredeyse Hayatta kalmak için bile yeterli değil. | Open Subtitles | وخلال حياتى تركت قطعا من قلبى هنا وهناك والان ليس لدى ما يكفينى لأعيش |
Şu anda bitkisel Hayatta olmasına rağmen eminim ki bu kuzenim Tae Yong. | Open Subtitles | و هو فى غيبوبة ولكنه قطعا ابن عمى يونج تاى يونج |
- Kesinlikle olmaz. - Üzerinde düşünülecek bir şey değil. | Open Subtitles | قطعا لا هدا امر لا يحتاج ان تفكري به |
- Kesinlikle hayır, 6 ay önce burdaydın, hayır. | Open Subtitles | خذي قطعا لا لقد كنت هنا منذ 6 اشهر |
1 veya 2 timsah, leşi çeneleriyle sıkıca tutarken diğerleri kendi etraflarında dönerek ısırdıkları leşten küçük parçalar koparırlar. | Open Subtitles | تمساح أو إثنين تثبت عمليا الجثة بفكاكها بينما يسحب الآخرون قطعا صغيره من اللحم بواسطة دوران أجسامهم |
Scobie'nin Diana'ya ikinci kez saldırdığı kesin. | Open Subtitles | سكوبي قطعا هو من اعتدى على ديانا ثاني مرة |
İlk kurbanın Crawford, Arizona'da tutulduğu kesin. | Open Subtitles | يبدو ان أول ضحية كان قطعا موجود في الأسر في كراوفورد أريزونا |
Ben gittiğimde annem kesin buraya gelir, sana daha iyi saklanacak bir yer bulalım. | Open Subtitles | أنظري , أمي قطعا ستعود حالما أخرج, لذا علينا أيجاد مكان أفضل نخبئك فيه. |
Bana yanlış adres verdiği kesin. | Open Subtitles | قطعا بأنها أعطتني عنوانا خاطئا |
Az önce gördüğüm adamın da Los Fundadores'den olmadığı kesin. | Open Subtitles | وذلك الرجل الذي رأيته قطعا ليس الضحية |
Sana göre kesin öyleler. | Open Subtitles | هم قطعا مثيرين بالنسبة أليك. أووه. |
İnek olmadığı kesin. | Open Subtitles | هذه ليست بقرة قطعا |
"23 yaşında, iyileşmekte olan bir meth ve eroin bağımlısıyım ve hâlâ Hayatta olduğum icin kutsanmisim gibi hissediyorum." | TED | "أنا 23 سنة، و مدمنة متعافاة من الهروين و الميثامفيتامين، و أشعر قطعا أنني مباركة لمجرد بقائي على قيد الحياة." |
Tapirler genelde Amazon gibi tropikal ormanlarda bulunur; üreme ve Hayatta kalmada ihtiyaç duydukları tüm kaynakları bulmak için kesinlikle geniş toprakların bulunduğu bir ortama ihtiyaç duyarlar. | TED | توجد معظم حيوانات التابير في الغابات الاستوائية مثل غابات الأمازون و قطعا هم يحتاجون لمساحات كبيرة من المستنقعات التي تمثل لهم موطنا من أجل ايجاد الموارد التي يحتاجونها للتكاثر والبقاء على قيد الحياة. |
Hayatta olmaz. O halde berabere diyelim. | Open Subtitles | قطعا لا , أي شيئ ضيق |
- Kesinlikle gerçek dışıydı. | Open Subtitles | قطعا غير حقيقية |
- Kesinlikle itiyorsun. – İtmiyorum. - Tamam, peki. Dokunma. | Open Subtitles | كلا قطعا - لا، حسنا، لا تلمسينها - |
- Kesinlikle bir sorunu var. | Open Subtitles | هناك علة ما به قطعا |
- Cinayet silahını yok eder... ve bize bulmamız için beyaz kırık parçalar bırakır. | Open Subtitles | وحطمت سلاح الجريمة, وتركت لنا قطعا صغيرة مكسورة لنجدها |